Alevi Haber Ajansi

‘Ermeni ve Rum Patrikhanesi’nin bir statüsü yok, Cemevlerinin statüsü yok, hak mıdır bu?’- VİDEO

PİRHA- HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı ve Milletvekili Garo Paylan, Meclis Genel Kurulu’nda ‘Diyanet Akademisi’ne ilişkin konuştu. Paylan, “Bu ülkede Hristiyanlar, Museviler, Aleviler, hatta inanmayanlar vergi veriyorlar ama bu vergiler tek bir inanca harcanıyor. Bu adaletsiz bir durumdur. Dini devletin tasallutundan kurtarmak lazım. Yapmamız gereken Diyanet İşlerini bir koordinasyon kuruluna çevirmek ve denetimini yapmak” dedi. 

HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı, Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan, dün kabul edilen Diyanet Akademisi kurulması ile ilgili kanun hakkında Meclis Genel Kurulu’nda söz alarak konuşma yaptı.

Paylan konuşmasında, devletin tüm inançlara karşı eşit mesafede durması gerektiğini anımsatarak, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bir koordinasyon kuruluna çevrilmesi ve denetiminin şeffaf şekilde yapılması gerektiğini aktardı.

“VERGİLER TEK BİR İNANCA HARCANIYOR”

Demokratik bir devletin kapsayıcı kurumları olması ve devletin herkese hizmet etmesi gerektiğini söyleyen Paylan, “Bizim de bir Diyanet İşleri Başkanlığımız var. Eğer, şimdi bir kişi çıkıp, ‘Diyanet İşleri Başkanlığı Türkiye’deki tüm inançlara hizmet ediyor’ derse ben, şu anda bu konuşmamı derhâl durdurabilirim ama durum öyle değil. Diyanet İşleri Başkanlığı şu anda yalnızca İslam inancına ve onun yalnızca bir mezhebine hizmet ediyor. Oysa hepimiz bu devletin hizmetlerini karşılaması için vergi veriyoruz. Ben bir Ermeni Hristiyan yurttaş olarak vergi veriyorum. Bu ülkede Hristiyanlar, Museviler, Aleviler hatta inanmayanlar vergi veriyorlar ama bu vergiler tek bir inanca harcanıyor. Bu doğru mudur, bu hak mıdır? Bence değil” şeklinde konuştu.

“BU YASAYA EVET DİYENLERE HAKKIMI HELAL ETMİYORUM”

Vergilerin tek bir inanca harcanmasının adaletsizlik olduğunu vurgulayan Paylan, “Her din adaleti vaaz ediyor. Burada siz bir adalet görüyor musunuz? Bence görmemeniz lazım. Bakın, zorunlu din dersi vardı. Ben de zorunlu din dersinde İslam inancını dinlemek için o sınıfta bulunmak durumunda kaldım ve hoca şunu anlattı; ‘Her günahı Allah affedebilir ama bir şeyi affetmez; kul hakkını affetmez’ Bakın, açıkça söylüyorum buradaki bürokratlara ve sizlere, bu yasa teklifine de ‘evet’ deyin ben, sizlere hakkımı helal etmiyorum, hakkımı helal etmiyorum” dedi.

“DİĞER İBADETHANELERE NEDEN STATÜLERİNİ VERMİYORSUNUZ?”

Söz konusu yasanın gerekçesinde, ‘İslam dininin inanç, ibadet ve ahlak işlerini; din konusunda toplumu aydınlatmak ve ibadet yerlerini yönetmek’ yazdığını anımsatan Paylan şöyle devam etti:

“Peki, böyle bir hizmet var, ne güzel. Ermeni Patrikhanesi’nin de aynı amacı var Rum Patrikhanesi’nin de aynı amacı var, Cemevlerinin de aynı amacı var. Siz Ermeni Patrikhanesine daha statü vermediniz, statüsü yok. Rum Patrikhanesi’nin bir statüsü yok, Cemevlerinin statüsü yok bu ülkede. Hak mıdır bu arkadaşlar, adalet midir?

“NEDEN CEMEVLERİNİN ELEKTRİĞİNİ BU DEVLET ÖDEMİYOR?”

Devam ediyor, ne diyor biliyor musunuz? ‘Din hizmetlerinin çağın ihtiyaçlarını karşılayacak düzeyde yürütülmesi ancak nitelikli din görevlileriyle mümkündür ve bunları eğitmemiz lazım’ diyor. Çok güzel, çok doğru. Tayyip Erdoğan da ‘Dindar nesil yetiştirmek istiyorum’ diyor. Ermeni Patrikhanesi de dindar bir nesil yetiştirmek istiyor, Ermenilerin dindar olmasını istiyor, bunun için mücadele veriyor. Peki, Ermeni Patrikhanesinin ruhban okulu açmasına niye izin vermiyorsunuz? Rum Patrikhanesi de Rumların dindar yetişmesi için mücadele veriyor, aynı buradaki amaçlar doğrultusunda, neden Rum Patrikhanesi’nin ruhban okulunu açmasını ve kendi cemaatini dindar yapmasına izin vermiyorsunuz? Neden cemevlerinin bu anlamda önünü kesiyorsunuz? On binlerce caminin elektriğinin faturasını devlet ödüyor da niye 50-100 tane kilisenin, 30-40 tane havranın elektriğini bu devlet ödemiyor? Neden cemevlerinin elektriğini bu devlet ödemiyor? Burada bir hak, adalet görüyor musunuz?” ifadelerini kullandı.

“DİNİ DEVLETİN TASALLUTUNDAN KURTARMAK LAZIM”

Osmanlı’da her cemaatin, her inancın kendi örgütlenmesini yaptığını belirten Paylan, “50 bin tane imamın maaşını veriyorsunuz, 200 papazın maaşını da verin demiyoruz biz. Onu biz karşılıyoruz, biz örgütlenmişiz. Ermeni toplumu örgütlenmiş, vakıflarını kurmuş, cemaat bağışlarda bulunuyor, papazımızın maaşını veriyoruz. Orada cem ediyoruz, bir araya geliyoruz, bu bir örgütlülüktür. Osmanlı’da İslam dini de örgütlüydü. Her mahallede, her ilçede vakıf vardı, kendileri topluyorlardı maaşlarını, caminin ihtiyaçlarını karşılıyorlardı, imamın maaşını veriyorlardı icabında. Neden böyle bir örgütlülük olmasın? Neden devlet tek bir inanca hizmet etsin? Bakın, her şeyi devlete bırakırsanız din devletleşir; doğru değil. Dini devletin tasallutundan kurtarmak lazım. Yapmamız gereken Diyanet İşlerini bir koordinasyon kuruluna çevirmek, bir koordinasyon kurulu olmalı, denetim yapmalı.

“HALKIN DİNİ ÖRGÜTLENMESİNİN ÖNÜNÜ AÇALIM”

Halk kendisi örgütlenmeli, bu örgütlülüğün önünü açalım. O zaman göreceksiniz, halk daha çok dinine sahip çıkacak, daha çok camisine, kilisesine, havrasına, cemevine sahip çıkacak. Bu yanlıştır, hak değildir, adalet değildir. Bu açıdan hepinizi kul hakkını tekrar düşünmeye, adaletli bir düzen kurmaya çağırıyorum; hak için, adalet için” diye konuştu.

PİRHA/ANKARA

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak