Alevi Haber Ajansi

Reklam

‘Sivil ölüme terk edildik; listeleri hazırlayan müdürlerin yargılanmasını istiyorum’

PİRHA- OHAL KHK’leriyle sivil ölüme mahkum edilenler yaşadıkları sorunları anlatmaya devam ediyor. Bir gece yarısı KHK’si ile ihraç edilen 45 yaşındaki Filiz Uzal Soylu, yaşanan ihraçların iş ve çalışma güvenliğine büyük bir saldırı olduğunu belirterek, “136 haktan mahrum bırakıldık. Vatandaşlık, sağlık, ulaşım, çalışma gibi birçok alanda haklarımız ellerimizden alındı. Yaşama dair ne varsa her anlamda kısıtlanmış durumdayız. Tam anlamıyla sivil ölüme terk edildik” dedi. Uzal Soylu, ihraç listelerini hazırlayan müdürlerin yargılanmasını istiyor. 

15 Temmuz ‘darbe girişimi’ sonrası ilan edilen OHAL ve Kanun Hükmünde Kararnamelerin (KHK) sonuçları ağır oldu.

15 Temmuz 2016’da yaşanan ‘darbe girişimi’ sonrası birçok kamu kurum ve kuruluşunda yürütülen çalışmalar kapsamında 139 bin 356 kamu çalışanı hakkında idari işlem yapılarak 104 bin 771 kamu çalışanı kesin olarak ihraç edildi. Resmi Gazete’de yayımlanmayan veya kurum internet sayfalarında duyurulmayan ihraçlar da olduğundan, toplam ihraç sayısının belirtilen rakamdan daha fazla olduğu kaydediliyor. KHK’lilerin mağduriyet listesi bilinenden çok daha uzun.

Reklam

OHAL KHK’leriyle sivil ölüme mahkum edilenler yaşadıkları sorunları anlatmaya devam ediyor. Evli ve iki çocuk annesi 45 yaşındaki Filiz Uzal Soylu, 7 Şubat 2017 yılında 686 No’lu KHK ile ihraç edildi.

Biyoloji öğretmeni olan Filiz Uzal Soylu, KHK’lere karşı yeterince güçlü bir tepki ortaya konulamadığını vurgulayarak devlete yeterince baskı oluşturulamadığını söyledi. İhraç edildikten sonra çeşitli işlere başvurduğunu ancak KHK’li olduğu için reddedildiğini de anlatan Uzal Soylu, kendileri hakkında ki ihraç listelerini hazırlayan amirlerin, müdürlerin yargılanmalarını istediğini aktardı.

“KHK’LİLER 136 HAKTAN MAHRUM BIRAKILARAK İŞLERİNDEN İHRAÇ EDİLİYORLAR”

KHK ile ihraç edildikleri için herhangi bir ekonomik ve sosyal hak talep edemediklerini ifade eden Uzal Soylu, haklarını alamadıkları gibi kendilerine iş verilmesinin de yasak olduğunu söyledi.

Kod 36 ile işten çıkarıldıklarını ve bu durumun sicillerine işlendiğini aktaran Uzal Soylu, “Sicilimize KHK’li olduğumuz işlendiği için SGK verilerinde görünüyor. İşverenler bundan kaynaklı bize iş vermiyorlar. Çalıştığım okulun İlçe Eğitim Müdürlüğü beni çağırarak, Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı herhangi bir okulda -resmi ya da özel- çalışamayacağımı söyledi ve sakıncalı olduğuma dair bir belge de verdi. Belgede öğretmen olarak çalışamaz yazıyor. KHK’liler 136 haktan mahrum bırakılarak işlerinden ihraç ediliyorlar. Vatandaşlık, sağlık, ulaşım, çalışma gibi birçok alanda haklarımız ellerimizden alındı. Yaşama dair ne varsa her anlamda kısıtlanmış durumdayız. Tam anlamıyla sivil ölüme terk edildik” şeklinde konuştu.

“İHRAÇ EDİLDİKTEN SONRA BİRÇOK İŞE BAŞVURDUM ANCAK KHK’Lİ OLDUĞUM İÇİN REDDEDİLDİM”

İhraç edildikten sonra hayata sıfırdan başladığını kaydeden Uzal Soylu, sözlerine şu şekilde devam etti:

“Sendika ve sivil toplum örgütlerinden yeteri kadar destek göremedik. Toplumun KHK meselesini tam olarak kavrayabildiğini de düşünmüyorum. İş ve çalışma güvenliğine büyük bir saldırıydı. Büyük bir tırpanlamaydı. İhraç edilmemden sonraki süreçte ailemin bana yaklaşımda herhangi bir değişim olmadı. Annem, babam her zaman yanımdaydı. Ama akraba çevrem ve diğer sosyal çevrem tamamen sıfırlandı diyebilirim. İnsanlar ‘bizim de başımıza bir iş gelir mi’, diye korktular ve benimle iletişimlerini kestiler. Eşimden de olumsuz bir tavır görmedim bu süreç içerisinde. Ama tabii ki aile hayatımız darmaduman oldu. Ekonomik olarak alt üst olduk. İhraç edildikten sonra çeşitli işlere başvurdum ancak KHK’li olduğum için reddedildim. ‘Sizin çalıştırılma yasağınız var’, denilerek geri çevrildim hep. Şu an için herhangi bir işte çalışmıyorum. Eşim genel geçer işlerde çalışıyor. Sendika bize her ay düzenli olarak 1500 TL civarı bir yardım veriyor. Hayat standartlarımıza bakıldığında ortada bir standart kalmadı. Standartlar belli bir geliri olana göre vardır. Bizlerin gelirleri yok. Mesela kiramı babam ödüyor. Çevremden de maddi anlamda bazı destekler alıyorum.”

“AMİRLERİN MADDİ ÇIKARLARINA TERS DÜŞTÜĞÜM İÇİN BENİ DE LİSTEYE EKLEDİLER”

İhraç edildikten sonra OHAL Komisyonu’na başvurduğu ve 5 yıl geçmesine rağmen hala bir sonuç çıkmadığı bilgisini de veren Uzal Soylu, “Bununla beraber ihraç edilenlerin listesini kurumlar hazırladığı için kurum amirlerini dava ettim. Ancak kurum amirlerinin ve bu listeleri hazırlayanların OHAL kapsamında yapıldığı için KHK’lerden dolayı yargılanamayacakları söylendi. Davamız reddedildi. Bir kurumda ihraç edilecek kişilerin isimleri kurum amirlerinin iki dudağı arasında. Amirlerle ters düşen, onlara yakın olmayan kişiler bu ihraç listelerine yazıldı. Çalıştığım okul bir ticarethaneye dönüşmüş durumdaydı. O ticarethanede amirlerin maddi çıkarlarına ters düştüğüm için beni de listeye eklediler” ifadelerini kullandı.

“TOPLUMUN VE KENDİ MAHALLEMİZİN SESSİZLİĞİ BU SÜRECİ BÜYÜTTÜ”

İhraçların bu kadar fütursuzca yapılmasının tek nedeninin toplumun KHK’lere sessiz kalması olduğunu belirten Uzal Soylu, şunları dile getirdi:

“Toplumun yarısı, ihraç edilen 200 bin kişinin yerine kendi çocuklarının geleceği umudunu taşıdı. Bu kadrolara kendi yakınlarını yerleştirilebileceklerini düşündüler. Bir iş imkanı olarak gördüler. Bu pragmatist davranış sonucunda bu konuda bir şey yapılamadı. Ben sadece hükümeti suçlamıyorum. Diğer KHK’li arkadaşlarımdan farklı düşünüyorum bu konuda. Toplumun sessizliği ve bununla birlikte özellikle de kendi mahallemizin sessizliği bu süreci büyüttü ve bu sürecin dayanılmaz noktaya gelmesine neden oldu. Çünkü biz bir buçuk yıl boyunca Bakırköy Meydanı’nda direndik, Kadıköy Meydanı’nda direndik, Kartal Meydanı’nda direndik. Bu direnişler bizi moral motivasyon konusunda ayakta tutuyordu ama direnişlerin arkasında yeterince durulmayınca, devlete yeterince baskı oluşturulmadı.

“SENDİKALAR VE SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİ, VAR OLAN RAHATLARININ BOZULMASINI İSTEMEDİLER”

Gerek sendikalar, gerek sivil toplum örgütleri KHK mevzusunun ne kadar önemli olduğunun farkındaydılar. O günkü baskı süreci ve korku iklimi bu tür kurumları da etkiledi. Sendikalar KHK’ler konusunda yetersiz kaldılar ve devlete yeterince baskı yapamadılar, muhalefet oluşturamadılar. Ama bu durumu sadece korkuyla da açıklamak mümkün değil. Sendikalar, sivil toplum örgütleri biraz da var olan rahatlarının bozulmasını istemediler. O yüzden de çok ileriye gitmediler. Baktığınız zaman daha yeni bir Migros direnişi yaşandı ve kazandılar. Ortaya bayağı güçlü bir tepki konuldu ve o tepkinin sonucu patronlar geri adım atmak zorunda kaldılar. KHK konusu işçilerinkinden daha derindi. Çünkü kamuda bu yolla bir kıyım yapıldı, muhalif görülen, kendilerine ters düştüklerini düşündükleri herkesi bu yolla sistemin dışına attılar. Bireysel olarak insanlar korktukları için KHK’lere destek verememiş olabilir çünkü herkesin bir hayatı, bir işi var. Bunları kaybetmeyi kimse göze alamaz. Bunu normal karşılarım ancak koca koca laflar eden sendikaların ve sivil toplum örgütlerinin yeterli tepki göstermemesini anlayamam. Çünkü onlar bu tür durumlar için var.”

“İKİ ÇOCUĞUM VAR VE BEN UMUT ETMEK, YAŞAMAK ZORUNDAYIM”

KHK’lerin bedelini asıl olarak toplumun ödediğini ve önümüzdeki dönemlerde ödemeye devam edeceğini vurgulayan Uzal Soylu; “Çünkü artık herkes okullarda iyi öğretmen arıyor, hastaneye gittiğinde iyi bir doktor arıyor ama bulamıyor. Çünkü yetişmiş, nitelikli insanlar ihraç edildiler. Sistemin dışına itildiler. Gelecekten umutlu muyum bilemiyorum. Çünkü geleceği göremiyorum. Hiç bir öngörüm yok. Yarın ne olacağını bile bilemiyorum. Ben hiçbir zaman hükümetin dün ya da bugün ne yaptığına bakmadım. Her zaman yapılanlar karşısında bizim mahallenin ne yaptığına baktım. Sendikaların, sivil toplum örgütlerinin ve dostlarımızın sessizliği bu süreçte bizi en çok dağıtan, yaralayan durum oldu. Dönüp baktığın zaman beni en çok bu durum etkilemiştir diyebilirim. Benim iki çocuğum var ve ben umut etmek, yaşamak zorundayım” dedi.

“BU LİSTELERİ HAZIRLAYANLARIN YARGILANMASINI İSTİYORUM”

Tek isteğinin adaletin yerini bulması olduğunu söyleyen Uzal Soylu, haklarında ihraç listeleri hazırlayanların yargıda hesap vermesini istediğini belirtti.

Uzal Soylu, son olarak şunları kaydetti:

“Çünkü bu kadar rahat olmamalı. Bir insanın hayatı bir kişinin iki dudağı arasına bırakılmamalı. Sırf makam, mevki ve cepleri için insanların hayatlarını bu kadar kolay harcamamaları gerekir. Birkaç gün önce Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu kurum amirlerinin hazırladığı fişleme listesini gösterdi. Bu listelerden çok var. Bu listeleri hazırlayan amirlere, müdürlere ‘size bir şey olmayacak, bunlar ortaya çıkmayacak, gizli kalacak’ denilerek güvence verildi. Ancak bugün birçok liste ve o listede imzası olanlar ortaya çıkıyor. Yarın daha fazlası da ortaya çıkacaktır. Tek isteğim bu insanların hukuk önünde hesap vermeleri. Ben bugün sadece çocuklarım için umudumu koruyorum ve yaşıyorum. Onlar varken ben düşemem.

“KHK’Lİ BİR KADIN OLMAK BAŞLI BAŞINA BİR SORUN”

Ayrıca KHK’li bir kadın olmak başlı başına bir sorun. Ben marangozluk yapmayı öğrendim. Bir kadın olarak yapamazsın denilenleri yapmaya çalıştım. Yıllarca okudum. Bu sadece benim emeğim değil, ailemin de emeği. Hepimizin emeğini bir çırpıda silip çöpe attılar. Ailem bana maddi ve manevi bu yaşıma kadar her türlü emeği verdi. Asıl haksızlık onlara yapıldı. KHK’lerle ekonomik özgürlüğünüzle birlikte birey olma özgürlüğünüz de elinizden alınıyor. Özellikle kadınlara daha farklı bir gözle bakılıyor. İhraç oldun artık evinde otur, deniliyor. Söz söyleme hakkını, birey olma hakkını elinden alıyorlar.”

Melis CİDDİOĞLU-Eren GÜVEN/ANKARA

İLGİLİ HABERLER

1-‘Çok acı çektim, olmayan suçun suçluluğunu hissettim’
2-‘Suçluysak neden yargılanmadık, suçsuzsak neden ihraç edildik?
3-‘Bir gün sabaha karşı evimizi bastılar, o zamana kadar geceleri uyuyamıyordum’
4-‘KHK’ler hayatımı alt üst etti ama hayatın altını da üstünü de görmek gerekiyormuş’
6-‘İhraç edileli 5 yılı geçti hala komisyondan cevap bekliyorum’
7-‘OHAL Komisyonu adlı uydurma bir kurum aracılığıyla bizi yıllarca oyaladılar’
8-‘Onlar gidecek biz kalacağız, Tarihe iz bırakanlar, geçmişi gelecekte yaşatanlar olacağız!’

 

Reklam

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak