PİRHA- OHAL KHK’leriyle açlığa mahkum edilen emekçiler, yaşadıkları sorunları anlatmaya devam ediyor. Bir gece yarısı KHK’si ile ihraç edilen ve yaşadığı zorlu süreci anlatan Öğretmen Kezban Konukçu, “Bizler mağdur değiliz. Rejim değişikliğine girişmiş bir iktidarın yolunu açmak ve toplumun direngenliğini kırmak için uyguladığı yöntemin sonucu ilk bedel ödeyenlerdeniz” dedi.
Türkiye, 15 Temmuz ‘darbe girişimi’ sonrası ilan edilen OHAL ve Kanun Hükmünde Kararnamelerin (KHK) sonuçlarını yaşamaya devam ediyor.
15 Temmuz 2016’da yaşanan ‘darbe girişimi’ sonrası birçok kamu kurum ve kuruluşunda yürütülen çalışmalar kapsamında 139 bin 356 kamu çalışanı hakkında idari işlem yapılarak 104 bin 771 kamu çalışanı kesin olarak ihraç edildi. Resmi Gazete’de yayımlanmayan veya kurum internet sayfalarında duyurulmayan ihraçlar da olduğundan, toplam ihraç sayısının belirtilen rakamdan daha fazla olduğu kaydediliyor. KHK’lilerin mağduriyet listesi bilinenden çok daha uzun.
OHAL KHK’leriyle sivil ölüme mahkum edilenler yaşadıkları sorunları anlatmaya devam ediyor. Bir gece yarısı KHK’si ile ihraç edilen ve yaşadığı zorlu süreci PİRHA’ya anlatan Öğretmen Kezban Konukçu, ihraç sürecinin tamamen hukuksuz olduğunu, kendisine yazılı bir tebligatta dahi bulunulmadığını söyledi. İktidarın rejim değişikliği için uyguladığı politikaların bir parçası olarak ihraç edildiklerini de kaydeden Konukçu, gördüğü dayanışmalar sayesinde direngenliğini koruduğunu belirtti.
“KURUM MÜDÜRÜ SÖZLÜ OLARAK İHRAÇ EDİLDİĞİMİ SÖYLEDİ, YAZILI TEBLİGATTA BİLE BULUNMADILAR”
686 No’lu KHK ile 7 Şubat 2017’de ihraç edilen Konukçu, ihraç edilmeden önce 20 yıllık öğretmen olduğunu aktararak şunları dile getirdi:
“20 yıl boyunca öğretmenlik yaptım. Hala ekonomik ve sosyal haklarımı alamadım. Şu anda bir sendikada gönüllü olarak eğitim uzmanlığı yapıyorum. İhraç edilmeden önce üyesi olduğum Eğitim Sen’in dayanışması ve aile desteği ile geçimimi sağlıyorum. Bildiğim kadarı ile hiçbir KHK’liye özel olarak gerekçe bildirilmedi. Bize tebligatta bulunulmadı. Açıkladıkları KHK’lerde uzun listelerde adımızı gördük ve ihraç edildiğimizi öğrendik. İlgili KHK açıklandıktan sonra ben çalıştığım kuruma gittim hiçbir şey olmamış gibi. Kurum müdürü beni çağırıp sözlü olarak bana ihraç edildiğimi söyledi. Yazılı tebligat istedim, sözlü bildirimin yetersiz olduğunu ve yasal olmadığını ifade ettim. Tebligatta bulunamadı tabi. Kendi yasalarını bile askıya alan bir devlet, çalışanlarını yasa dışı olarak görevden aldı. Bunun başka bir açıklaması yok.”
“NEOLİBERAL POLİTİKALARLA KAMUSAL ALANIN ÖZELLEŞTİRİLMESİNE KHK’LERLE HIZ VERİLDİ”
Sosyalist bir emekçi olduğunu kaydeden Konukçu, bu nedenle ihraç edildiğini belirterek, “İşsiz kalmak her emekçinin başına gelebilecek bir durum. Hele aklınız ve duruşunuz bu düzenin sınırları içinde değilse. Kamu emekçileri açısından daha güvenceli olan çalışma koşulları KHK’lerle ortadan kaldırılmaya çalışıldı. Bizler ihraç edildikten sonra hiçbir kamu çalışanı 657 Sayılı kanun kapsamında, yani kadrolu olarak işe alınmadı. KPSS sonrası atamalar 6 yıllık sözleşmelerle yapılıyor. Henüz 6 yılını doldurup kadroya geçen olmadı. Neoliberal politikalarla kamusal alanın özelleştirilmesi uygulamalarına KHK’ler sonrası hız verildi” şeklinde konuştu.
“GEÇİM SIKINTISI SON SÜREÇTE DAHA HİSSEDİLİR OLDU”
İhraç edildikten sonra ki süreçte ailesi, yoldaşları ve arkadaşlarıyla hep dayanışma içerisinde olduğunu vurgulayan Konukçu sözlerine şöyle devam etti:
“Maddi ve manevi olarak kendimi hiç yalnız hissetmedim. Sendikam Eğitim-Sen hep dayanışma içinde oldu. İhraç edildikten sonra ücretli olarak kısa süreli çalışmalarım oldu. İlk zamanlarda olmadığı için ben başvurularımda reddedilmedim. İlk zamanlarda iş başvuruları geri çevrilen arkadaşlarımız oldu. Son iki yıldır geçim sıkıntısı çok daha yakıcı olarak hissediliyor. Ciddi bir dayanışma ağı içinde olmama ve tüketim taleplerim çok düşük olmasına rağmen geçim sıkıntısı son süreçte daha hissedilir oldu.”
“İHRAÇ EDİLELİ 5 YILI GEÇTİ, HALA KOMİSYONDAN CEVAP BEKLİYORUM”
İhraç edildikten sonra izlediği hukuki yolları da anlatan Konukçu, “İhraç edildikten sonra önce sendikamızın avukatları aracılığıyla mahkemeye başvurduk. Ancak reddedildik. OHAL Komisyonu kurulacak, oraya başvurun, dendi. Aylarca komisyonun kurulmasını bekledik. Komisyon kurulunca başvuru yaptım. İhraç edileli 5 yılı geçti hala komisyondan cevap bekliyorum” dedi.
“KHK’LER BU İKTİDARIN REJİM DEĞİŞİKLİĞİ YAPMA YOLUNDA ÖNEMLİ BİR ADIMIYDI”
Konukçu son olarak şunları aktardı:
“KHK’ler bu iktidarın rejim değişikliği yapma yolunda önemli bir adımıydı. Bunun bilincinde olduğumuzda neyle karşı karşıya olduğumuzu daha iyi anlarız. Bizler mağdur değiliz. Rejim değişikliğine girişmiş bir iktidarın yolunu açmak ve toplumun direngenliğini kırmak için uyguladığı yöntemin sonucu ilk bedel ödeyenlerdeniz.”
Eren GÜVEN-Melis CİDDİOĞLU/PİRHA
İLGİLİ HABERLER
1-‘Çok acı çektim, olmayan suçun suçluluğunu hissettim’
2-‘Suçluysak neden yargılanmadık, suçsuzsak neden ihraç edildik?
3-‘Bir gün sabaha karşı evimizi bastılar, o zamana kadar geceleri uyuyamıyordum’
4-‘KHK’ler hayatımı alt üst etti ama hayatın altını da üstünü de görmek gerekiyormuş’
5-‘Sivil ölüme terk edildik; listeleri hazırlayan müdürlerin yargılanmasını istiyorum’
7-‘OHAL Komisyonu adlı uydurma bir kurum aracılığıyla bizi yıllarca oyaladılar’
8-‘Onlar gidecek biz kalacağız, Tarihe iz bırakanlar, geçmişi gelecekte yaşatanlar olacağız!’
Yoruma kapalı.