PİRHA- İngiltere’de yaşayan Dicle Sevim Sertkaya ve emekli öğretmen ablası Zühriye Sertkaya Bütün’ün memleketleri Bingöl Karer’e bağlı Pircan (Kabaçalı) köyünde ektikleri lavanta tarlaları bölge ekonomisi için umut olma durumunda. İki kardeşin hedefi ise lavanta fidesi ekili alanı 35 bin metrekareye çıkarmak ve lavantanın işlenmesi için tesis kurarak elde edilecek yağı kozmetik sektörüne pazarlamak.
Doğup büyüdükleri Karer’e bağlı Pircan (Kabaçalı) köyünde yaşayan Dicle Sevim Sertkaya ve Zühriye Sertkaya Bütün, 3 dönüm arazilerine 2016 yılında deneme amaçlı lavanta ekti. İlk yıl sel ve donun vurduğu tarlada lavanta fideleri büyük zarar gören iki kardeş, tüm zorluklara rağmen fidelerini yetiştirerek hasat almaya başladı.
Ekilebilir arazinin çok az olduğu ve yerel halkın çoğunun hayvancılık ile uğraştığı Bingöl Karer’de kurak alanlarda yetişme kabiliyeti bulunan ve pazar sorunu olmayan lavanta ekimi bölge halkı için de ayrıca bir geçim kapısı olma yönünde.
Çok fazla zorluğu olamayan ve hiçbir kimyasal kullanılmadan çok yüksek rakımda yetiştirilen lavantadan 3 yıldır hasat alın Dicle Sevim Sertkaya ve Zühriye Sertkaya Bütün kardeşler, bu sefer de köyün diğer alanlarına lavanta fidesi ekmeye başladı.
Rakımın yüksek olmasından kaynaklı sağlık, kozmetik alanında kullanılan ve çay olarak da tüketilen lavantadan alınan örnekler yağ analizi için gönderildiği Isparta’da dünya kalitesinde bir sonuç vermiş.
Lavantanın bölgede üretiminin yaygınlaşmasını isteyen iki kardeşin hedefi 3 bin metrekarelik deneme ile başlayan dikimin kinci aşamasında hedef dikim alanını 35 bin metrekareye çıkarmak ve lavantanın işlenmesi için tesis kurarak, elde edilecek yağı kozmetik sektörüne pazarlamak.
“İLK EKİMİMİZDE TARLAYI SU BASTI VE DON YAPTI”
Emekli olduktan sonra kardeşi ile arazilerinin 3 dönümine su istemeyen bir bitki olduğu ve kolay yetişeceğine inandıklarını lavanta ekmeye karar verdiklerini belirten Zühriye Sertkaya Bütün, “43 yıl öğretmenlik yaptım, emekli oldum. Kız kardeşim ile buradaki arazide ne yapabiliriz diye fikir alışverişi yaptık. Çok su istemeyen bir bitki olsun istedi. En son kararımızda lavanta olsun dedik. Köyün aşağısında bulunan 3 dönümlük alana 2016 yılında ilk ekimimizi yaptık. O yıl tarlayı su bastı ve bitki çok su istemeyen bir bitki olduğu için don yaptı. Lavanta bitkilerimiz çok zarar gördü. 2017 yılında tekrar ektik ve şu an güzel gidiyor. İkinci tarlamızı da buraya ve yukarıda bulunan alana ektik. Şimdi üçü arasında mekik dokuyoruz” diye konuştu.
“HERKES YADIRGADI, ‘OLMAZ’ DEDİ”
Çevresindekilerin kendilerini yadırgadığını ve lavanta ekiminin başarılı olamayacağını söylediğini dile getiren Bütün, “İlk başta herkes yadırgadı, ‘olmaz yapmayın, masraflıdır’ dediler. Ama biz direndik ve 2016 yılından beri bunu sürdürüyoruz. İlkbaharda bir çapa gerekiyor. Eğer çok sıcak ise arada bir su istiyor. Yağmur olursa hiç gerek yok. Kışın kar lavanta bitkisinin üzerini kapatıyor ve baharda tekrardan çıkıyor. Lavanta bitkisinin ömrü 10 yıl. 10 yıl sonra tekrar ekmek gerekiyor” dedi.
“YAĞ ANALİZİMİZ DÜNYA KALİTESİNDE”
Bütün, ayrıca Karer’in rakımın yüksek olmasından kaynaklı lavantadan alınan örneklerin yağ analizi için gönderildiği Isparta’da dünya kalitesinde bir sonuç verdiğine dikkat çekerek şöyle devam eti:
“Seramızı kurarak içerisinde fideler yetiştirmeye başladık. Geçen yıl ve önceki yıldan aldığımız hasatları Isparta’ya göndererek yağını çıkardık. Yağ analizimiz dünya çağındaki yağ oranı kalitesinde. Lavanta’nın rakımı ne kadar yüksek olursa yağ oranı da o kadar yüksek oluyor. Bu sene de gönderip yağını çıkartacağız. Yurtdışında bir şirketle anlaştık ve yağımızı onlara satacağız.
“AMACIMIZ TESİS KURMAK VE ÇIKAN YAĞI SEKTÖRE PAZARLAMAK”
Hedeflerinin lavantanın dikim alanını 35 bin metrekareye çıkarmak ve lavantanın işlenmesi için tesis kurarak, elde edilecek yağı kozmetik sektörüne pazarlamak olduğunu ifade eden Bütün, “Bizim amacımız bir başlangıçtı. Yetişir mi yetişme mi diye merak etmiştik. Gayet güzel de tuttu. Amacımız fide yetiştirip komşularımıza veya çevre köylere satıp bunu daha da geliştirmek. Çok büyük bir zevkle çalışıyorum. Sabah saat 6.00’da tarladayım. Bir süre aşağıdaki, bir süre de yukarıdaki tarlaları kontrol ediyorum. Bu ayın sonunda hasat yapacağız” şeklinde konuştu.
Ersin ÖZGÜL/BİNGÖL
Yoruma kapalı.