PİRHA- Roboski İçin Adalet Girişimi, Roboski Katliamının 101. ayında yaptığı açıklamada,” Roboski, devletin bir sınavı olduğu, bu topraklarda barış ve adaletin yolu mutlaka Roboski’den geçecektir. Roboski bu toprakların ve kanayan yarasıdır” denildi.
Roboski İçin Adalet Girişimi, Şırnak’ın Uludere ilçesine bağlı Roboski Köyünde 28 Aralık 2011 yılında TSK savaş uçaklarının bombardımanı sonucunda 19’u çocuk 34 insanın yaşamını yitirdiği katliamın 101. ayında İHD Ankara Şubesinde basın açıklaması gerçekleştirildi.
Basın açıklamasını okuyan İHD MYK üyesi Nuray Çevirmen, 34 insanımız Roboski Köyünde, Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından atılan bombalar sonucu yaşamını yitirdiğini ve yaşamını yitirenlerin 19’u çocuk olduğunu belirterek, “Böyle bir katliamı yaşamak, yitirilenlerin aileleri ve yaşadıkları; toplumda tarifi edilemez bir travma, acı ve yoksunluktur. Büyük ve geçmeyen ve de ailelerin yanı sıra topluma da yansıyan bir travmadır. Ancak yaşayabilenlerin anlayabileceği bir acı ne yazık ki” dedi.
“BU TOPRAKLARDA BARIŞ VE ADALETİN YOLU MUTLAKA ROBOSKİ’DEN GEÇECEKTİR”
Roboski’nin üzerinden 101 aydır aileler, sivil toplum kurumları canı yanan insanlar adalet arayışının peşinde olduğunu ifade eden Çevirmen, şunları söyledi:
“Ne yazık ki, bugüne kadar ne cezalandırma, ne yüzleşme anlamında bir yol kat edilemedi. O geceden bugüne geçen 439 haftada, hukuk yok, adalet yok, cezalandırma yok. Yoksul olan ülkelerde, halkların geçim kaynaklarını kendilerinin yaratmak zorunda oldukları bir sistem hakim ne yazık ki. Oysa sosyal devlet anlayışı içerisinde insanların yoklukla ve açlıkla mücadele etmemesi gerekir. Roboski’li köylülerin sınır ticareti yapmaktan başka bir çıkar yolu yoktu ve uzun yıllar boyunca sınır köylerinde yaşayanlar bu sınır ticaretini yapageldiler. Bu nedenle; sınırdan kimlerin geçtiği, ticaretin yapıldığı sınırda görev alanlar tarafından neredeyse ezbere bilinmekteydi. Ancak tüm bu bilinenlere rağmen 34 insan bombalarla katledildi.”
“ROBOSKİ AKP İKTİDARININ SINAVIDIR”
“Cezasızlık geleneği, hukuku yok varsayma, derin korumacılık, görünmeyen ellerle Roboski davası için de hala uygulanıyor. Bir katliamın cezasız bırakılmasının, yargı yollarının kapatılmasının, devlet olarak böyle bir katliamı örtmenin bir açıklaması olamaz” diyen Çevirmen, şunları dile getirdi:
“Devletin en asli görevi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile garanti altına alınmış olan yaşam hakkını korumaktır. Bu sözleşme ile yaşam hakkının yasalarla koruma altına alınması hükme bağlanmıştır. Adaleti arıyoruz! Her toplumun hafızası vardır. Ne kadar saklama ve inkâr yoluna gidilse de bu hafıza, hem barış hem de adaleti talep ediyor ve edecek. Roboski’de yaşanan katliamın sorumlusu olan tüm karar vericiler ve uygulayıcılar cezalandırılmadıkça, geçmişle yüzleşme olmadıkça, gelecek ve adaletli bir düzen kurulamayacaktır.
“ROBOSKİ İLE YÜZLEŞMEDİKÇE DEMOKRATİKLEŞME OLMAYACAKTIR”
Roboski’ye adalet gelmeden Türkiye’ye adalet gelmeyecektir. Başta Roboski olmak üzere tüm insan yaşamını ve özgürlüklerini ortadan kaldıran şiddete karşı, hepimiz itiraz hakkımızı kesintisizce kullanacağız. Yaşadıklarımızın aslı; devlet, cezasızlık, savaş, hukuk ve adaletin olmayışıdır. Hiçbir katliamın zaman aşımı yoktur. Roboski aydınlatılmadıkça, Roboski’de yaşananlar halka açıkça anlatılmadıkça Türkiye siyasetinde sivilleşme ve demokratikleşme söz konusu olmayacaktır.”
“ADALET GELENE KADAR YATAKLARIMIZDA UYUMAYACAĞIZ”
“İnsan olarak ne yapabilirim?” sorusunu soran herkese her ayın 28. günü sesleneceklerini ve hatırlatacaklarını vurgulayan Çevirmen, sesimizi birlikte yükseltelim. Roboski, devletin ve iktidarın sınavıdır. Bu topraklarda “Barış ve Adalet”in yolu, mutlaka ve önce Roboski’den geçecektir. Roboski bu toprakların utancı, kanayan yarası ve adalet arayışıdır”ifadelerini kullandı.
PİRHA/ANKARA
Yoruma kapalı.