Erkekler son 11 yılda 3 bin 330 kadını katletti. Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu, koruma kararlarının korumadığını, kadınların öldürülmesine göz yumulduğunu kaydetti. Federasyon, “İstanbul Sözleşmesi ve koruyucu, önleyici tedbir kararları uygulansaydı birçok kadın hayatta olacaktı” dedi.
Her gün en az bir ya da iki kadın erkekler tarafından katlediliyor. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun verilerine göre 2010-2021 yılları arasında 3 bin 330 kadın erkekler tarafından katledildi. Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu (TKDF) tarafından temmuz ayında 32 kadının erkekler tarafından öldürüldüğü açıklandı. Federasyon tarafından yapılan yazılı açıklamada ağustos ayının başından bu yana 12 kadının vahşice katledildiği belirtildi.
Açıklamada, bu ayın başında 35 kez şikâyet edilen Salim Tekin adlı erkeğin 16 yaşındaki Beyza Doğan’ı öldürdüğü belirtilerek, “Öncesinde failini 35 kez şikâyet etmesine rağmen aynı fail tarafından vurularak öldürülen 16 yaşındaki çocuğun hesabını kim verecek?” diye soruldu.
“KORUMA KARARLARI KAĞIT ÜZERİNDE KALIYOR”
Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu (TKDF), “Ülkenin her yerinden vahşice işlenmiş kadın cinayetleri haberlerinin gelmediği gün yok” diyerek, koruma kararlarının korumadığı ve kâğıt üzerinde kaldığına dikkat çekti. Açıklamada şunlar kaydedildi:
“Eşini öldürüp sosyal medya hesabından gururla paylaşım yapan kadın katillerini cesaretlendiren, ‘Mevcut yasalar yeterli, İstanbul Sözleşmesi’ne gerek yok’ diye bas bas bağıran, şiddeti özendiren, koruma kararlarının ihlal edilmesini görmezden gelerek yaptırım uygulamayan, failleri her aşamada aklayan zihniyet ve destekçileri; her geçen gün daha çok kadının ölmesine neden oluyor. Kağıt üzerinde kalan ve korumayan ‘koruma kararları’ kadınların hayatına mal oluyor. Önleme politikalarının yok edildiği bu süreçte kadınların katledilmesine göz yumuluyor, cezasızlık politikasıyla failler cesaretlendiriliyor.”
SÖZLEŞME UYGULANSAYDI KADINLAR HAYATTAYDI
Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu (TKDF), İstanbul Sözleşmesi’nde çekilme kararına tepki göstererek, “Eğer İstanbul Sözleşmesi ve koruyucu, önleyici tedbir kararları uygulansaydı birçok kadın hayatta olacaktı. Kadınlar kimsenin malı, namusu değildir. Kadınların hakları, karar alma yetileri, toplumun ve çalışma yaşamının her alanında eşit bireyler olarak var olmaları mücadelemiz devam edecek. İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz” ifadelerini kullandı.
(HABER MERKEZİ)
Yoruma kapalı.