PİRHA – HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, düzenlediği basın toplantısında cezaevinde yaşanan hak ihlallerine dikkat çekti. “Cezaevlerinde fiili idam uygulanıyor” diyen Başaran hasta tutukluların derhal serbest bırakılması çağrısında bulundu.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, HDP Diyarbakır İl İrtibat Bürosunda haftalık basın toplantısı yaparak, kadın gündemine ilişkin değerlendirme yaptı. Başaran konuşmasında “Kadın katliamlarının gün geçtikçe arttığı ve katmerleştiği, bunun IŞİD’vari yöntemlerle gerçekleştiği, cezaevlerindeki hukuksuzluğun 80 dönemindeki pratiklerin daha da derinleştiği bir yıl oldu. 2021 yılı ayrıca tecritin mutlaklığını koruduğu ve derinleştiği bir yıl olarak tarihe geçti” dedi.
“GÖMLEĞİN İLK DÜĞMESİ ISRARLI BİR ŞEKİLDE YANLIŞ İLİKLENİYOR”
Ayşe Acar Başaran, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecride vurgu yaptığı konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
“Biz biliyoruz ki bu ülkenin en temel sorunu, görünmez kılınmaya çalışılıyor. Etrafında gelişen bütün problemler de aslında tecritten kaynaklanıyor. Yaşadığımız süreç, bir gömleğin ilk düğmesinin yanlış iliklenmesi olarak tariflenebilir. İktidar bir süredir, Kürt sorununu demokratik yöntemlerle çözmekten vazgeçerek aslında ülkenin en temel sorununu, yani gömleğin ilk düğmesini ısrarlı bir şekilde yanlış ilikliyor. Attığı adımlarla sanki bu ülkenin problemlerini çözecekmiş gibi bir illüzyon yaratıyor, hakikati flulaştırmaya çalışıyor.”
“TEK DIŞ GÜÇ İKTİDARIN KENDİSİ”
HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, ülkede yaşanan ekonomik krizin nedenlerine de değinerek, “Son süreçte yaşadığımız bu büyük ekonomik krizin esaslı nedeni, aslında iktidarın yürüttüğü tekçi politikadır, savaş politikalarıdır. Toplum açlıkla cebelleşirken, kadınlar yoksullukla yüzyüzeyken, Diyarbakır’da iki yaşındaki bir çocuk DEDAŞ’ın elektriklerini kesmesi nedeniyle yaşamını yitirirken, her gün kadınlar işsizlik ve yoksullukla cebelleşirken, Batman’ın köylerinde sular aylarca kesilirken iktidar dış güç arıyor. Biz kendilerine buradan bir kez daha ifade etmek istiyoruz ki bu ülkedeki tek dış güç iktidarın kendisi. Oluşturduğu illüzyonla sanki ekonomik bir manipülasyon varmış gibi bir yaklaşım sergiliyor. Dolar 17 TL’den 12 TL’ye müdahaleler sonucunda indirildiğinde sanki bir refah ortamı sağlanmış gibi bir algı oluşturmaya çalışıyor. Ama bugün de gördük ki ekmeğe, mazota, elektriğe, doğalgaza, gıdaya zam devam ediyor. Toplum yoksullukla cebelleşiyor, iktidar savaşla ve milliyetçilikle ayakta durmaya çalışıyor” diye konuştu.
“CEZAEVLERİNDE ESAT OKTAY’IN ZİHNİYETİ VAR”
Ayşe Acar Başaran, konuşmasının devamında cezaevlerinde yaşanan ihlalleri hatırlattı. Hasta tutsakların bir an önce serbest bırakılması gerektiğini söyleyen Başaran şöyle devam etti:
“Sadece 10 günde Türkiye cezaevlerinden toplam 7 cenaze çıktı. Bunlardan 2’si şüpheli bir şekilde yaşamını yitirenlerden Garibe Gezer ve Vedat Erkmen’di. Garibe’nin yaşadıkları, maruz kaldığı işkence, cinsel saldırı bütün kamuoyuna yansımıştı. Garibe, milletvekillerine mektuplar gönderdi, ailesi vasıtasıyla kamuoyuna sesini duyurmaya çalıştı. Garibe tekli hücrede kalmaya devam etti. İşkence ile yüz yüze kalmaya devam etti, sonunda şüpheli bir şekilde yaşamını yitirdi. Aynı Vedat Erkmen gibi. Tekli hücrede yaşamını yitiren bir diğer tutsak da Vedat Erkem idi. Biz çok iyi biliyoruz ki bunun esas sorumlusu iktidarın kendisi ve Kürtlere dönük yürüttüğü düşmanca politikalardır. Israrlı bir biçimde cezaevindeki 604’ü ağır olmak üzere toplam bin 605 hasta tutsakla ilgili olarak adım atmama yaklaşımını sergiliyor. Bu Türkiye tarihinde ilk defa gördüğümüz bir yaklaşım değil. 80 dönemini hatırlayalım. Kenan Evren, ‘Asmayalım da besleyelim mi’ diyordu. Esat Oktay, Diyarbakır’da binlerce siyasi tutsağa işkence uygulayanlardı. Bugün cezaevlerinde Esat Oktay, iktidarın başında da Kenan Evren’in zihniyeti var.
İdamın olmadığını söylüyorlar; ama cezaevlerinde fiili bir idam uygulanıyor. Göz göre göre cezaevlerinde Adli Tıp Kurumu’nun da desteğiyle her gün cenazeler çıkıyor. Hala bu ülkede iktidar, işkenceye sıfır tolerans uyguladıklarını ifade ediyor. Ama Garibe Gezer gibi cezaevlerindeki hasta tutsaklar da ölümle yüz yüze bırakılmaya devam ediyor. Bunlardan biri -bütün kamuoyunun bilgisinin de olduğu üzere- Aysel Tuğluk arkadaşımız. Aysel Tuğluk, bu ülkede milletvekilliği yapmış, önceki dönem partilerimizde eş genel başkanlık yapmış, DTK eşbaşkanlığını yapmış, kadın mücadelesi yürütmüş, en son tutuklandığında HDP’nin hukuktan sorumlu Eş Genel Başkanı olan arkadaşımız. Tuğluk, bu ülkede yıllardır kadın ve demokrasi mücadelesi veren bir arkadaşımız. Maruz kaldığı hukuksuzlukların yanı sıra Türkiye tarihine kara bir leke olarak geçen, bütün toplumun vicdanını yaralayan, annesinin cenazesinin mezardan çıkartılmasıyla da toplumun hafızasına kazınmış bir arkadaşımız.
“AYSEL TUĞLUK’UN SAĞLIK SORUNLARI HER GEÇEN GÜN ARTIYOR”
Aysel Tuğluk’un, annesinin cenazesinin mezardan çıkarılmasının ardından yaşadığı sağlık sorunları her geçen gün artmış durumda. Kocaeli Tıp Fakültesi, Aysel Tuğluk’la ilgili ‘cezaevinde kalamaz’ raporu verdi. Tıpkı yaşamını yitiren diğer hasta tutsaklar gibi. Hepsinde aslında fakülte hastanelerinde ‘cezaevinde kalamaz’ raporu veriliyordu. Ancak siyasi saiklerle hareket eden, iktidarın tutsakları cezaevinde tutma aracı haline gelmiş ATK, sadece 5 dakika Aysel Tuğluk’la yüz yüze gelerek ‘cezaevinde kalabilir raporu’ verdi. Aysel, tekli hücrede tutulmaya çalışıldı. Aysel, bugün bu uygulamalarla her gün biraz daha hafızasını yitirirken, toplum da her gün biraz daha vicdanını yitiriyor. Tam da bu nedenle demokratik kamuoyu, öncelikli olarak kadınlar Aysel Tuğluk’a özgürlük diye haykırıyorlar. Tuğluk’u cezaevinde tutmak, yaşamını daha zor duruma getirmesi ve hastalığının ilerlemesi anlamına geliyor. Bunun için bir kez daha toplumsal vicdana sesleniyoruz: Artık bir cenazenin daha, bir tabutun daha cezaevinden çıkmasına tahammülümüz kalmadı! İktidarın Kürt ve kadın düşmanı politikalarına karşı hep beraber mücadele edelim. 2021 yılında tekrar benzer tablolarla yüz yüze kalmayalım diye çağrımızı yinelemek istiyoruz.”
PİRHA / ANKARA
Yoruma kapalı.