Alevi Haber Ajansi

‘Alevi kadınlar eşitlik mücadelesinde kararlı’-VİDEO

PİRHA- Asimilasyonun Aleviliği Sünnileştirmek ve erkekleştirmek istediğini belirten Alevi aktivist Gazeteci Çilem Küçükkeleş, bunun yansımaları olarak Alevi kadınların eşit olmadığını dile getirdi. Küçükkeleş, “Bu devlet bizi asimile etmek istemiyor, aynı zamanda Sünnileştirmek ve erkekleştirmek istiyor. Aleviliğimizi yaşamadığımız sürece eşitliğimizi kaybeden bir yere geldik. Alevi kadınlar eşitlik mücadelesinde olduğundan daha kararlı” diye konuştu.

Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) İzmir Şubesi Kadın Meclisi, 8 Mart etkinlikleri kapsamında Alevi aktivist Gazeteci Çilem Küçükkeleş’in katılımıyla Çiğli’nin Güzeltepe Mahallesi’nde bulunan Kadın Dayanışma Derneği’nde söyleşi düzenledi. Söyleşide “Kadınlar özgürlüğe yürüyor, özgürlük için örgütleniyor, mücadelemizi yükseltiyoruz. Hak ve hakikat ocağın sahibi kadındır” pankartı asıldı. Döviz olarak ise “Jin jiyan azadi”, “Turna avazıyla direnen kadınlara bin selam olsun”, Hak ve hakikat mücadelesinde pervane olan kadınlara aşk olsun” dövizleri asıldı. Söyleşinin moderatörlüğünü Fadime Dapaklı yaptı. Söyleşiye çok sayıda kadın katıldı.

Söyleşi öncesinde hak ve hakikat mücadelesinde Hakk’a yürüyen kadınlar için bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu.

Demokratik Alevi Dernekleri İzmir Şubesi Eş Başkanı Nebat Çelik, Kırmancki yaptığı konuşmasında, “Kadınlar hak be hakikat mücadelesinde çokça mücadele verdi. Tarihimiz, kültürümüz. Yolumuzu bugüne kadar kadın getirmiş, yolu sürmüş. Çocuklarımıza inancımızı öğretmeliyiz. Hakikat kendini kadının yolunda ispat ermiştir.

“ALEVİLİKTE BİRLİK BOZULDUĞUNDA İKTİDAR, ÇATIŞMA BAŞLAR”

Aleviliğin en büyük çağrısının birlik olduğunu söyleyen Küçükkeleş, “Biz Aleviliğimizi tek başımıza evimizde yaşayamıyoruz. Kurumlarımızın kentlerde verdiği emek çok değerli. Aleviliğin insanlığa çok büyük bir çağrısı var; buda birlik olmaktır. Alevilik birlikte yaşadığınızı unutmayın der. Bu yaşam hakkının barış içerisinde sürebilmesi içinde barışa ihtiyaç var. Bu birlikte yaşam bozulduğunda çatıştıran, sömüren bir yere götürüyor. Çokça farklı sebeplerden geldiğimiz bu kentlerde Aleviliği yaşamaya çalışıyoruz” dedi.

“ALEVİ KADINLAR OLARAK EŞİT OLMADIĞIMIZI BİLİYORUZ”

Alevi kadınların özgür olduğunun en büyük savunucusunun Alevi erkekler olduğu belirlemesinde bulunan Küçükkeleş, “Alevilikte kadın erkek birbiri ile eşit ama bu bunu kentlerde ne kadar yaşıyoruz için buna dair eşitizi söyleyemeyiz. Biz sadece anlatan ve inancımızı hikaye olarak yorumlayan bir noktaya getirdik. Aleviliğimizi yaşamadığımız sürece eşitliğimizi kaybeden bir yere geldik. Erkekler Aleviliği tarif ederken bir kadın-erkek eşitiz deriz. Biz kadınlar biliyoruz ki eşit değiliz. Aleviliği anlatırken en çok kadın üzerinden anlatırlar. Alevi kadınlar ne kadar özgür meselesine gelince en büyük savunma ise Alevi kadınların okuyabiliyor olması. Bu dünyada en büyük iktidar noktalarından biri İngiltere Kraliçesi ve onunda ben özgürüm gibi bir iddiası yoktu. Biz Alevi kadınlar özgür olduğumuzu iddia edemeyiz. Özgürlük ölçütü bunlardan ibaret değil. İnsan olmaktan kaynaklı haklarımızı kullanmayı özgürlük olarak yorumlamalar var” diye konuştu.

SÜNNİLEŞTİRİLMİŞ VE ERKEKLEŞTİRİLMİŞ ALEVİLİK

Küçükkeleş, asimilasyon bir diğer yansıması olan Sünnileşme ve erkekleşlemenin Alevilik inancına yansımalarına vurgu yaparak, “Bizde kadın hala eksik etek, söylemesi ve susması gereken yerler var. Dünyada kadınlar nasıl eksik görünüyorsa Alevi kadınlar da eksik görülüyor. Evet bu devlet bizi asimile etmek istemiyor, aynı zamanda Sünnileştirmek ve erkekleştirmek istiyor. Bizde talibiz ve talibin talibi olmaz. Devlet bizi içinde erkek savaşları da olan iktidarlar çıkarmak istiyor. Parmakla arayasınız ki bir Alevi kadın bir cemevinin, derneğin başkanı olsun. Çok nadir görebilirsiniz. Alevi hareketinde de müthiş bir iktidar var. Niye kimse koltuktan kalmak istemiyor. Senden başka kimse yok mu ki orayı yönetebilsin. Asimilasyon tamda Sünnileşme, erkekleşme ve iktidarlaşmadır” diye belirti.

“ALEVİ KADINLARIN ‘ÖZGÜR OLMADAN’ KAYNAKLI MÜCADELEDEN UZAKLAŞMA YAKLAŞIMI VAR”

Alevi kadınların kendilerini bu ‘özgür hissetmeden’ kaynaklı kadın mücadelesinden uzaklaşma yaklaşımı olduğunu kaydeden Küçükkeleş, şöyle devam etti:

“Birlikte ibadet etmeye devam ediyorsak bu çok değerlidir. Biz kendimizi Sünni kadınlara göre değil yolumuz olan Alevilik üzerinden tanımlamalıyız. Bu dünya içerisinde eşitlik imkansız bir şey olarak duruyor. Bu eşitlik melesi bizi mücadele etmekten çok alıkoyan bir yerde. Bizlerde dünya üzerinde yaşanan tüm eşitsizliklere bakarken kısmen kendimizi özgür hissetme ve bu özgür hissetmekten kaynaklı da mücadeleden biraz uzaklaşma yaklaşımlarımız oluyor. Bir kadın bir cemevini yönetmeye dair aday oluyor, bir bakıyorsunuz ki karşısında bütün erkekler bir araya geliyor. Bu dünya değişmeli ve Alevilikte asimilasyona karşı mücadele ediyorlar.

“ALEVİ KURUMLARI İÇESİNDE İZLEYİCİ DURUMUNDAN ÇIKMALIYIZ”

Biz uzun zamandır Alevi kurumları içerisinde izleyici durumundayız. Bizim adımıza konuşarak eşit ve özgür tarif ediliyoruz. Biri Ana Fatma’ya laf söylese kıyameti koparırız ama kendimiz için ses çıkarıyoruz. Alevi kadınlar çok fedakarlar, kendilerine ait bir gün yaşadıklarını düşünmüyorlar. İzleyen bir yerden çıkıp harekete geçmemiz gerekiyor. Bu inancı bugüne taşınıp getirenler kadınlardır ve yolu nasıl yaşayacağımızı bizlere annemiz öğretirdi. Buna karşı birlikte olabilirsek, cümle kurabilirsek, örgütlenirsek elbette değiştirme gücümüz olur. Bizde Alevi kadınlar olarak kadın mücadelesinden geri duran bir yerde olamayız. Bunun değişmesi, dönüşmesi için mutlaka mücadele etmek gerekiyor.”

“BİR ARAYA GELELİM, YOL YÜRÜYELİM”

Alevi kadınların bir araya gelerek dayanışması ve birlikte yol yürümesinin değerli olduğuna değinen Küçükkeleş, ”Sadece sokağa çıkarak mücadele etmiyoruz, sokağın yansımalarını ile de mücadele ediyoruz. Kadın mücadelesi çok değiştirici ve dönüştürücü bir mücadeledir. Hayatın her tarafı o kadar erkek ki ve aynı derece etkilendiğimizi ve şiddetin sadece kaba dayak olmadığını kavradım. Bu kadar erkek düzen içerisinde kadın olmaktan kaynaklı çok sorunlarımız var. Birinin başına bir iş geldiğinde bir kadın örgütü var. Biz Alevi kadınlar olarak kadrimizi ve kıymetimizi bilelim. Hepimiz Ana Fatma’nın yoldaşıyız. Ona yönelik yaklaşımları nasıl kabul etmiyorsak kendimize karşı da kabul etmeyelim. Böylesi bir kurumlarda bir araya gelsin, dayanışsın ve yol yürüsün” şeklinde konuştu.

PİRHA/İZMİR

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.