PİRHA- Hasta mahpus olan ağabeyinin tedavi olmak için götürüldüğü hastanede asker ve doktorun işkencesine maruz kaldığını aktaran Dilan Mollaahmetoğlu, “Kelepçeli şekilde tedavi olamayacağını söyleyen ağabeyime doktorun gözleri önünde askerler saldırıp dakikalarca darp etmişler. ‘Burası devletin hastanesi, seni öldürürüz’ deyip küfürler etmişler ve yüzüne tükürmüşler” dedi.
Cezaevlerinde yaşanan kötü muamele, işkence ve hak gasplarına bir yenisi daha eklendi.
Son olarak hasta mahpus olan abisinin maruz kaldığı durumu dile getiren Dilan Mollaahmetoğlu, hasta ağabeyinin tedavi olmak için götürüldüğü hastanede asker ve doktorun işkencesine maruz kaldığını aktardı. Mollaahmetoğlu, abisinin elleri kelepçeli bir şekilde muayene edilmek istendiğini, bu duruma karşı çıkınca da askerlerin dakikalarca işkencesine maruz kaldığını anlattı.
Hapishane yönetiminin ise yaşanan işkenceyi raporlamadığını vurgulayan Mollaahmetoğlu, işkencenin üstünün örtülmek istendiğini kaydederek, işkenceyi gerçekleştirenler ve üstünü örtmeye çalışanlar hakkında suç duyurusunda bulunduklarını belirtti.
“20 YILLIK CEZANIN ÜSTÜNE DİSİPLİN SORUŞTURMALARIYLA 20 YIL DAHA EKLEDİLER”
Dilan Mollaahmetoğlu, ağabeyi Latif Mollaahmetoğlu’nun 9 buçuk yıldır siyasi nedenlerle tutuklu olduğunu ve bu sürenin son 5 yılını hükümlü olarak geçirdiğini belirtti. Abisinin 20 yıl kesinleşmiş cezası olduğunu da kaydeden Mollaahmetoğlu, abisinin kaldığı hapishanelerde yaşadığı hak ihlallerine karşı direndiği için hakkında disiplin soruşturmaları açıldığını ve bu soruşturmalar sonucunda 20 yıla yakın daha ceza aldığını söyledi. Mollaahmetoğlu; “Siyasi tutsaklar disiplin cezalarıyla sindirilmeye çalışılıyor. 20 yılın üstüne 20 yıl daha eklediler. Bu durumun hukuka, vicdana, ahlaka sığar bir yanı yok. Bu da aslında bir çeşit işkence yöntemidir” dedi.
“KELEPÇELİ BİR ŞEKİLDE MUAYENE ETMEYE ÇALIŞMIŞLAR”
Ağabeyinin şu anda İzmir 2 No’lu F Tipi Hapishanesi’nde kaldığını aktaran Mollaahmetoğlu yaşanılan işkence olayına dair şunları dile getirdi:
“Ağabeyimi 4 Mart günü mide ağrısı sebebiyle İzmir Yeşilyurt Hastanesi Gastroentoloji bölümüne götürüyorlar. Burada ki doktor abimin ellerinde bulunan kelepçenin çıkarılmamasını istiyor. Kelepçeli bir şekilde muayene etmeye çalışıyor. Abim de bunun üzerine doktora durumunu anlatıyor. Bu şekilde sağlıklı bir tedavinin gerçekleşemeyeceğini, kendisini mahkum olarak değil hasta olarak değerlendirmesi gerektiğini söylüyor. Ancak doktor tavrından vazgeçmiyor. Tartışmaya devam edip, “Bunu buraya niye getirdiniz, alın götürün. Ben imza atarım endoskopi olsun” diyor. Bunun üzerine abim itiraz ediyor ve “Beni muayene etmeden imza atamazsınız” diyor. Abim karşı çıkınca tartışıyorlar ve askerler doktorun isteği üzerine abimi çekerek zorla dışarı çıkarıyorlar.
“SLOGAN ATARSAN SENİ BURADA ÖLDÜRÜRÜZ”
Ağabeyim onu çeken askere durumu anlatmaya çalışıyor ama onlar tüm düşmanlığıyla davranmaya devam ediyor. Bir de üstüne “Slogan atarsan seni öldürürüz” diyorlar. Ağabeyim de “Tedavi hakkımız engellenemez” diye slogan atmaya başlıyor. 4 asker bir anda abime işkence yaparak, sürükleyerek yere yatırıyorlar. Postalları ile yüzüne ve boynuna basmışlar. “Burası devletin hastanesi, burada öldürürüz seni” deyip küfürler etmişler ve yüzüne tükürmüşler. Sonra yangın merdiveninin boşluğuna çekip dakikalarca orada tüm vücuduna tekme ve yumruk atmaya devam etmişler. Tüm bu işkencelere maruz kalırken elleri kelepçeli halde. Kelepçelerine askerler ayakları ile basıp kollarını kırmaya çalışmışlar. Yüzüne boynuna basmaya devam etmişler. Sonrasın da merdivenlerden sürükleyerek aşağı boş bir alana götürmüşler. Orada da işkence yapmaya devam etmişler. Bu sefer 4 asker daha katılmış.”
“HAPİSHANE İDARESİ İŞKENCENİN ÜZERİNİ ÖRTMEYE ÇALIŞIYOR”
İşkence izlerinin ağabeyi Latif Mollaahmetoğlu’nun vücudunda hala mevcut olduğunu ancak bunun raporlaştırılmayarak üstünün örtülmeye çalışıldığını vurgulayan Mollaahmetoğlu; “İşkencelerin ardından ağabeyim hapishaneye getiriliyor. Israrı sonucu Adli Tıp’a götürülüyor ama orada hiçbir film, emar v.s çekilmeden sadece doku zedelenmesi denilerek bir rapor tutuluyor ve geri gönderiliyor. Günlerdir boynu, burnu ve kuyruk sokumundan dolayı yatamıyor. Boynunu kullanamıyor. Etkin bir şekilde muayene edilmiyor. Hapishane idaresine “Bu yaraların fotoğrafını çekin” demesine rağmen yapmamışlar. “Bizlik bir durum yok” diyerek üzerlerinden atmaya çalışmışlar. Ağabeyimi linç etmeye çalışan bu askerler ve linçi destekleyen doktorun tavrı tamamen düşmancadır” şeklinde konuştu.
“HAPİSHANELERDE YETERLİ VE SAĞLIKLI BİR ŞEKİLDE TEDAVİ OLABİLME SİSTEMİ İŞLETİLMİYOR”
Ağabeyinin şu an hasta olduğunu ve tedavi görmesi gerektiğini belirten Mollaahmetoğlu, ağabeyi gibi onlarca hasta mahpusun olduğunu anımsatarak, “Biz ailecek hem abim için, hem de diğer hasta tutsaklar için elimizden geleni yaptık. Hasta tutsakların tedavi hakları engelleniyor. Yeterli ve sağlıklı bir tedavi olabilme sistemi işletilmiyor. Hastaneden randevu almak istediklerinde aylar sonrasına gün veriliyor. Pandemi sürecinde ağabeyimin safra kesesi patlamıştı ve zehirlenme ihtimali vardı. Ameliyat oldu ve tek kişilik bir hücrede, tek başına tutuldu. Kendi öz bakımını yapamayacak durumdaydı. Safra kesesi ameliyatının önemli bir şey olmadığını, ağabeyimin yardım alabileceği birisine ihtiyaç duymadığını söyleyerek yanında olmamızı engellediler. Ağabeyim uzun yıllardır hapishanedeydi ve zaten bağışıklık sistemi çökmüş durumdaydı. Bu durumdaki bir insan tek başına kalamaz. Ayrıca pandemi süreci olmasına rağmen temizlik için gerekli gereçlerde kendisine verilmedi. Defalarca hapishane idaresi ile görüştük. Hiçbir talebimizi yerine getirmediler. O süreçte Bolu F Tipi’ndeydi. Pandemi süreci olmasına rağmen maske ve çamaşır suyu dahi kendisine verilmedi. Biz orada bulunan tutukluların aileleri olarak suç duyurularında bulunduk, bu durumu basında gündeme getirdik de ondan sonra çamaşır suyu ve maske verilmeye başlandı. En basit ve temel haklar bile bu şekilde engellenebiliyor” dedi.
“TUTSAK AİLESİ OLARAK BU İŞİN PEŞİNİ BIRAKMAYACAĞIZ”
Mide ağrısı var diye gittiği hastaneden ağabeyinin cenazesini göndermeye çalıştıklarını söyleyen Mollaahmetoğlu son olarak şunları aktardı:
“Sadece mide ağrısı var olarak çıktı o hapishaneden ancak döndüğünde birçok yerinde darp ve işkence izi vardı. Kendisi bu haldeyken revire çıkmak istediğini, kendisine yapılan işkenceleri rapor altına aldırmak istediğini söylemiş ancak bu durum hapishane yönetimi tarafından engellendi. Biz aileler olarak avukatlarımız ile birlikte hukuki süreci başlattık. Hem hapishaneye yönetimi, hem de bu işkenceyi yapan askerler ve doktor hakkında suç duyurusunda bulunduk. Birçok insan hakları deneğine, vakfına da başvurduk. Milletvekilleri ile de görüştük. Vekiller işkence olayı ile ilgili önerge verdi. Biz bir tutsak ailesi olarak bu işin peşini bırakmayacağız. Bu işkenceyi de her yerde teşhir edeceğiz.”
Melis CİDDİOĞLU/ANKARA
Yoruma kapalı.