Alevi Haber Ajansi

Avukatlarından Tv10 yöneticilerinin duruşmasına katılım çağrısı-VİDEO

PİRHA- Tutuklu Tv10 Yönetim Kurulu Başkanı Veli Büyükşahin ve programcı Veli Haydar Güleç’in duruşmaları 17-18-19 Nisan’da Silivri Cezaevi Kampüsü’de bulunan 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek. Büyükşahin ve Güleç’in avukatları Seyit Demir ile Zülfikar Erden, iddianamede suç unsuru teşkil edebilecek herhangi bir şey bulunmadığını belirterek Alevi kamuoyuna duruşmaya katılım çağrısı yaptı. 

KHK ile kapatılan Tv10 Yönetim Kurulu Başkanı Veli Büyükşahin ve programcı Veli Haydar Güleç, 10 Ocak 2018 tarihinde evlerine yapılan baskınla gözaltına alınmış, 18 Ocak ‘2018 tarihinde ise tutuklanarak Silivri Cezaevi’ne gönderilmişti.

Bir yıllık tutukluluğun ardından iddianameleri hazırlanan Büyükşahin ve Güleç’in ilk duruşmaları 17-18-19 Nisan tarihlerinde Silivri Cezaevi Kampüsü’nde bulunan 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek.

Büyükşahin ve Güleç’in yargılandıkları Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) siyaset akademilerine yönelik hazırlanan iddianame kapsamında 43 kişi yargılanıyor. 43 kişiden 16’sının tutuklu olduğu dosya kapsamında 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nin verdiği tensip kararıyla 9 kişi tahliye edilirken 7 kişi ise hala tutuklu yargılanıyor.

Büyükşahin ve Güleç’in iddianamelerini değerlerinden avukatları Seyit Demir ile Zülfikar Erden, toplamda 60 klasör ve 1200 sayfa civarında bulunan iddianamede suç unsuru teşkil edebilecek herhangi bir şey bulunmadığını belirtti.

“YARGITAY KARARLARI BERTARAF EDİLİYOR”

Tutuklu olarak yargılanan Büyükşahin ve Güleç için henüz herhangi bir yargılamadan bahsedilemeyeceğini kaydeden avukat Seyit Demir, yapılan soruşturmanın 2001 yılında FETÖ’cü  cemaatçi polislerin açtıkları dosyadan ibaret olduğu ve o dönemde bile herhangi bir suç teşkil etmediği için tozlu raflara kaldırıldığını ifade etti. Cemaatçi polislerin bugünün cumhurbaşkanı olan Tayyip Erdoğan’ı, ailesini, bakanları dinlediklerini hatırlatan Demir, Yargıtay’ın cemaatin yapmış olduğu teknik takiplerin hukuka aykırı olduğu ve bunlarla herhangi bir hüküm kurulamayacağı yönünde sayısız kararlar verdiğini ekledi. Demir, ancak söz konusu Alevi muhalefeti ve Alevi basını olunca tüm bu kararların bertaraf edildiğine vurgu yaptı.

İRONİK DAVALAR

Demir, “Bu soruşturmanın olduğu dönemde bugünün cumhurbaşkanının açıklamaları var; ‘Analar ağlamasın’ diyerek geliştirdiği bir süreç var. O dönemde Pensilvanya’da bulunan Fethullah Gülen de ‘Ocaklarını söndürün, ocaklarına ateş salın’ diyor. Burada iktidar içinde iktidarın iki farklı kanadı arasında bir çatışma var ve aslında bu çatışmanın bir tezahürü. O dönemde yapılan teknik takipler zaten KCK yargılamalarına dönüştü, binlerce kişi gözaltına alındı, binlerce kişi suçsuz yere yıllarca tutuklu olarak yargılandı. O dönemde bile cemaatin polisleri bu dosyalarda dava açabilecek bir delil bulamamış ki bunları tozlu raflara terk etmiş. Ama çok ironik ki bugün bunlar dava olarak karşımıza çıktı.” dedi.

BAZI ABSÜRD SUÇLAMALAR

İddianamede Büyükşahin ve Güleç’in aleyhine delil kabul edilebilecek hiçbir husus olmadığını söyleyen Demir, dosyada yer alan absürd suçlamalardan şu örnekleri verdi:

“Müvekkillerimiz ekolojik toplumdan bahsediyor, ekolojik toplumla ilgili kolluk görevlisi müvekkilimize ‘bu örgüt söylemi’ diyor. Bu mahkemede de sorgu hakimliğinde de ‘Bu örgüt söylemi değil mi?’ şeklinde soruluyor. Oysa ekolojik toplumu yasa dışı bir örgüt söylemi kabul edersek yeşiller hareketinin tüm dünyadaki üyelerinin cezaevlerinde olması gerekir, yargılanması gerekir. Müvekkilimiz yaptığı bir toplantıda kadın haklarından bahsediyor, toplantı da teknik takibe takılmış ve dinlenmiş, bu da örgüt söylemi olarak kabul ediliyor. Oysaki kadın hareketi geçmişi, tarihi çok köklü olan bir hareket. Feminist hareketler hala daha faal. Bunları yasa dışı örgüt söylemi kabul etmek en basit ifadeyle akla zarar beyanlar.”

Şu anki hükümetin en küçük bir muhalif sese bile tahammülü olmadığına dikkat çeken Demir, “İktidar sadece sessizlik istemiyor tam bir sessizlik istiyor. En ufak bir aykırı sese de tahammül göstermiyor. Bütün bu dosya içeriği de bize bunu anlatıyor” dedi.

“MUHALİFLERE KARŞI TOPYEKUN BİR DEVLET BASKISI VAR”

Avukat Zülfikar Erden ise bu davanın Tv10’un kapatılması gibi hukuksal alt yapısı olmayan tamamen siyasi gerekçelerle açılmış bir dava olduğunu belirtti.

Dosyanın 2011-2012 yılında cemaatçi polislerin yaptığı telefon ve ortam dinlemelerinden ibaret olduğunu hatırlatan Erden, bu ortam dinlemelerinde konuşulan konuların kadın sorunu, Alevi sorunu, Kürt sorunu gibi toplumsal sorunlarla ilgili olduğunu ifade etti.

Üzerinden 7-8 yıl geçtikten sonra bu dosyanın davaya dönüştürülmesinin ne kadar siyasi bir karar olduğunu gösterdiğini dile getiren Erden, “Söz konusu dosyaların şimdi terör örgütü olarak lanse edilen, zamanında devletle, iktidarla kol kola olan FETÖ üyelerinin, cemaatin hazırladığı dosyalar olması ve buna rağmen bu dosyalar üzerinden siyasal iktidarın da muhaliflere karşı bir dava, soruşturma, baskı yoluna başvurması aslında zımnen de olsa hala cemaat ve iktidarın ne kadar kol kola, ortak hareket ettiğinin göstergesi. Çünkü bunun aslında bir hukuksal alt yapısı olmadığı için muhaliflere karşı topyekun bir devlet politikası, baskısı olduğunu görüyoruz” şeklinde ifade etti.

ALEVİ KAMUOYUNA ÇAĞRI

“Bütün bir toplumsal baskıyla ilgili olduğu için bu dosyanın bütün demokratik kamuoyu tarafından, toplum tarafından sahiplenilmesi çok önemli” diyen Erden, Alevi kamuoyuna, kurumlarına, derneklerine, demokratik kitle örgütlerine, sivil toplum örgütlerine, siyasi partilere ve demokratik kamuoyuna Büyükşahin ve Güleç’in duruşmalarını sahiplenme ve duruşmaya katılım çağrısı yaptı.

NE OLMUŞTU?

Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) siyaset akademilerine yönelik 2014 yılında başlatılan soruşturma kapsamında 15 kişi ‘örgüt üyeliği’ iddiasıyla 18 Ocak 2018’de tutuklanmıştı. Kanun Hükmünde Kararname ile kapatılan TV10 Yönetim Kurulu Başkanı Veli Büyükşahin ile TV10 Yayın Kurulu Üyesi Veli Haydar Güleç de bahsi geçen soruşturma kapsamında tutuklanarak Silivri Cezaevi’ne gönderilmişti.

Bir yılı aşkın bir tutukluluğun ardından iddianameleri hazırlanan Büyükşahin ve Güleç’in duruşmaları 17-18-19 Nisan tarihlerinde Silivri Cezaevi Kampüsü’nde bulunan 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek.

Büyükşahin ve Güleç, sık sık cezaevinde inançlarını sürdürebilmek için Alevi dedesiyle görüşme talepleriyle gündeme gelmişti. Ancak cezaevi yönetimi tarafından bu talepleri sürekli reddedilmişti. Büyükşahin, Alevi dedesiyle görüşme talepleriyle ilgili Meclis İnsan Hakları Komisyonu’na da dilekçe göndermişti. Meclis İnsan Hakları Komisyonu da gönderilen dilekçeyi Adalet Bakanlığı’na ileterek inceleme yapılmasını talep etmişti.

PİRHA/İSTANBUL

 

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak