PİRHA- TMMOB Gıda Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu, Rusya-Ukrayna savaşını tarım ve gıda özelinde değerlendirerek “Artan gıda fiyatlarıyla mücadele edilemezken savaşın gıda fiyatları krizini daha da derinleştireceği aşikârdır” yorumunda bulundu.
TMMOB Gıda Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu, Rusya-Ukrayna savaşına ilişkin “Bölgesel bir savaştan küresel bir krize…” başlıklı yazılı açıklama yaptı.
“GIDA PİYASALARI BU SAVAŞTAN DOĞRUDAN ETKİLENECEKTİR”
Ukrayna’nın özellikle tahıl üretiminde çok büyük bir paya sahip olduğu vurgusu yapılırken, açıklamanın devamında tarım ve gıda piyasalarının savaştan doğrudan etkileneceği de belirtildi.
Yapılan açıklamada Türkiye’nin Ukrayna ve Rusya ile yaptığı ticaretlere de dikkat çekilerek şu ifadelere yer verildi:
“Yakın zamanda başlayan Rusya – Ukrayna savaşı hem dünyanın, hem de ülkemizin gündemine oturdu.
Emperyalist ve Kapitalist güçlerin bitmek tükenmek bilmeyen dünyaya egemen olma hırsları bu savaşın görünen tek nedenidir. Her zamanki gibi, bu savaşın faturası da, yine masum ve suçsuz halklara kesilecektir.
Konuyu tarım ve gıda özelinde değerlendirirsek;
Artan gıda fiyatlarıyla mücadele edilemezken savaşın gıda fiyatları krizini daha da derinleştireceği aşikârdır. Savaş coğrafyası özellikle tahıl üretiminde çok büyük bir paya sahiptir. Bilindiği gibi dünya buğday ihracatının %30’u Rusya ve Ukrayna’dan gerçekleşmektedir. Ayrıca dünya ay çiçek tohumu ihracatının %32’si, mısır ihracatının %20’si, arpa ihracatının %31’i yine Rusya ve Ukrayna tarafından gerçekleşmektedir.
Tüm bu rakamlar da gösteriyor ki küresel Tarım ve Gıda piyasaları bu savaştan doğrudan ve olumsuz şekilde etkilenecektir.
Konuya Türkiye özelinden bakacak olursak durum nedir?
Geçen yıl Türkiye, Rusya’dan 6,7 milyon ton buğday, 913 bin ton ham ay çiçek yağı, 1,2 milyon ton arpa ve 1,1 milyon ton kepek ithal etmiş durumda. Olası bir ambargoda bu rakamların gerçekleşmeyeceği düşünüldüğünde durumun ciddiyeti ortadadır. Analistler, Rusya ile Ukrayna arasındaki bu çatışmanın Karadeniz’e sıçraması ihtimalini ve bölgedeki buğday ticaretinde yaşanabilecek aksaklıklar ile küresel buğday fiyatlarında ciddi artışlar olabileceği konusunda uyarılarda bulunuyor.
Böyle ciddi bir krizi ‘gerekirse başka ülkelerden ithal ederiz’ diyerek geçiştirmek yeterli ve sürdürülebilir bir yaklaşım değildir. Sonuç ne olursa ve nasıl olursa olsun, bu durumun emtia ve gıda fiyatları üzerinde yaratacağı olumsuz etkiler kaçınılmazdır.
İhracatta da durum pek farklı değil. Bu iki ülke, Rusya ve Ukrayna, Türkiye için oldukça önemli pazar konumunda. Limon ihracatının %25’i Rusya’ya, %8’i Ukrayna’ya, yaş üzüm ihracatının %55’i Rusya’ya, %17’si Ukrayna’ya, kiraz ihracatının %32’si Rusya’ya, çilek ihracatının da %42’si Rusya’ya yapılıyor. Dolayısıyla hem ihracat, hem de ithalat kalemlerinin bu durumdan olumsuz bir şekilde etkileneceği tahmin ediliyor.
Ne yapılmalıdır?
Tarımsal üretimde kendi kendine yeterliliğin ve güvenilir gıda üretiminin arttırılmasına yönelik politikaların desteklenmesinin önemi bir kez daha gündeme gelmiştir. Tarım ve Gıda politikaları, kendi kendine yetebilen bir ülke olmamızı sağlayacak şekilde tekrar gözden geçirilmelidir.
Savaşlar her zaman güvenilir ve ucuz gıdaya erişiminin önünde ciddi bir engel olmuştur. Yine öyle olacaktır.
Barışın Kötüsü, Savaşın İyisi Olmaz
Sömürüsüz Savaşsız Bir Dünya İçin
Yaşasın Barış. Yaşasın Halkların Kardeşliği”
PİRHA/İSTANBUL
Yoruma kapalı.