PİRHA-Cemevlerine gelen yüksek elektrik faturalarına dair PİRHA’ya konuşan Kızıldeli Ocağı yol hizmetkârı Mustafa Sazcı, “Cemevlerinden elektrik ve su ücretinin alınması kabul edilebilecek bir şey değil. Aslında kamuya hizmet eden hiçbir alandan ücret talep edilmemeli” dedi.
Kızıldeli Ocağı yol hizmetkârı Mustafa Sazcı, ‘ticarethane’ statüsünde faturalandırılan cemevlerine gelen yüksek elektrik faturalarına ilişkin PİRHA‘nın sorularını yanıtladı.
Sazcı, “Cemevlerinden elektrik ve su ücretinin alınması kabul edilebilecek bir şey değil. Aslında kamuya hizmet eden hiçbir alandan ücret talep edilmemeli” ifadelerini kullandı.
“İKTİDAR, İNANÇLARI VE İBADETHANELERİ KENDİSİ TANIMLAMAK İSTİYOR”
Cemevlerinin, Alevilerin ibadethanesi olduğunu belirten Sazcı, “İktidar uzun süredir Alevi Bektaşilerin inançlarını da ibadet yerlerini de kendisi tanımlamak mecburiyetinde hissediyor, kendine bu görevi biçiyor. Buradan açık bir şekilde söylemek gerekiyor; bir yerin ibadethane olup olmadığının karar mercii iktidar, hükümetler, devlet değildir. Bu inanca mensup olan kişilerin beyanı esas alınmalıdır.
Bugün Alevi Bektaşi inancına mensup kişiler bu alanları kendine ibadethane olarak görüyorsa bunu tartışmaya açacak mercii kesinlikle devlet yetkilileri değildir. Bugün bir caminin, kilisenin, havranın ibadethane olup olmadığı nasıl ki tartışmaya açılmıyorsa, cemevinin de ibadethane olup olmadığı tartışmaya açılamaz” dedi.
“DEVLET YETKİLİLERİ İBADETHANELERİMİZİ TARTIŞAMAZ”
Sazcı, cemevlerinin ‘kültürel dernek’ olarak adlandırılmasını da eleştirirken, şunları söyledi:
“Bakanlar kurulunun verdiği beyanla birlikte gördüğümüz yeni bir şey de şu: İktidar geçmiş dönemlerde yaptığı tanımlama sürecini bugünlerde de devam ettiriyor. Alevi Bektaşi inancına mensup kişilerin bulunduğu cemevleri bir kültürel dernek olarak adlandırılamaz. Kültürel dernek misyonu üstlenmiş dernekler değildi bizimki. İnançlarımızı, ibadetlerimiz bu alanda yerine getiriyoruz. O yüzden biz buraya ibadethane gözüyle bakıyorsak bizim için ibadethane burasıdır, devlet yetkilileri bunu tartışamaz. Bugün Alevi Bektaşi inancına mensup kişilerin yüzde 90’ı en azından buraları ibadethane olarak görüyor. O yüzden devlet yetkililerinde aynı zamanda diğer yazarların çizerlerin de bu mevzu üzerine daha fazla tartışma yürütmemesi gerektiğini düşünüyorum.”
“KAMU İÇİN KURULAN DERNEKLERDEN DE ELEKTRİK PARASI ALINMASIN”
Kamu yararı için faaliyet gösteren derneklerden de elektrik ve su parası alınmaması gerektiğini ifade eden Sazcı, “Alevi Bektaşilik dışında kendini inançsız olarak gören insanların aslında kurdukları derneklerden elektrik su faturası alınmasını da doğru bulmuyorum. STK’lardan da alınmasını doğru bulmuyorum, çünkü bunlar kamu için kurulan dernekler” şeklinde konuştu.
“ALEVİLERİN TALEPLERİNE SES OLMALILAR”
Sazcı sözlerini şöyle sürdürdü:
Alevileri aslında ciddiye almadıklarını bu beyanlarıyla da belirtmeye çalışıyorlar. Çünkü AKP’nin şu an mevcut olan kitlesi de zaten geçmiş dönemlerden beri adlandırmamız gerekirse Alevi fobik bir kitle, Alevi isminden ifrit olan bir kitle. Kaldı ki AKP, “cemevi” ifadesini kullanamıyor çünkü biliyor ki “Alevilik” derse, “cemevi” derse kendi ayağına sıkacak. Kendi o kemikleşmiş kitlesinden oy kaybettiğini biliyor. Bu yüzden aslında bunu dile getirmekten imtina ediyor. Ancak bugün AKP karşıtı olan diğer siyasi partilerin de Alevilerin bu taleplerine ses olması gerektiğini düşünüyorum. AKP gibi oy uğruna sessiz kalmalarını doğru bulmuyorum. Bugün hakikat neyse onu dillendirmeliler. Bugün cemevlerinden ücret alınması daha doğrusu elektrik ve su ücretinin alınması kabul edilebilecek bir şey değil, aslında kamuya hizmet eden hiçbir alandan ücret talep edilmemeli.”
Cebrail ARSLAN/ANTALYA
Yoruma kapalı.