Alevi Haber Ajansi

‘Hasan Ocak’ı kaybedenler 27 yıldır cezasızlık zırhı ile korunuyor’-VİDEO

PİRHA-886. hafta buluşmasında gözaltında katledilen Hasan Ocak için adalet talebini yineleyen Cumartesi Anneleri yaptığı açıklamada “Devlet, Hasan Ocak dosyasında cezasızlığa son versin. Etkin, insan haklarına saygılı ve adil bir soruşturma yürütmelidir” ifadelerine yer verdi. 

Cumartesi Anneleri 886. hafta buluşmasında 21 Mart 1995 tarihinde gözaltına alındıktan sonra cansız bedeni 15 Mayıs 1995 günü kimsesizler mezarlığında bulunan Hasan Ocak için adalet istedi. Hasan Ocak’ın annesi Emine Ocak, abisi Ali Ocak, kardeşi Maside Ocak, dosya avukatı Gülseren Yoleri ile Ocak’ın yeğeni Dican Acer, 886. hafta buluşmasında açıklamalarda bulundu.

“23 MART’TA ÇAĞLAYAN’DAYIZ”

“Abim Hasan Ocak’ın gözaltında kaybedilişinin 27. yılındayız” diyen Maside Ocak haklarında açılan davaya da değinerek şunları söyledi:

“27 yıldır Hasan ve tüm kayıplarımız için sürdürdüğümüz hakikat ve adalet mücadelesi 700. haftaya kadar Galatasaray’da ve 700. haftada polis tarafından uygulanan yoğun şiddetli müdahalenin ardından İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi önünde devam etti. Polis ablukasına rağmen İHD önünde sürdürdüğümüz açıklamalarımız pandemi dolayısıyla şu anda evlerimizde ve her yerde kamuoyu karşısına çıkarak devam ediyor.

Unutma ve unutturmama mücadelesinde 700. haftamızdan dolayı hakkımızda açılan dava 23 Mart Çarşamba günü Çağlayan Adliyesi’nde görülecek. Biz kayıp yakınları ve hak savunucuları için göze alamayacağımız tek şey insanlık onurumuzdan vazgeçmektir. Bizler nerede ve ne koşulda olursa olsun kayıplarımızı aramaktan ve Galatasaray’ı savunmaktan vazgeçmeyeceğiz.”

“HAKİKATİ KARARTMAK İSTİYORLAR”

Emine Ocak ise “Adalet istiyoruz. Galatasaray Meydanı’nı istiyoruz” dedi. Hasan Ocak’ın abisi Ali Ocak da kardeşini gözaltına öldürenlerin yargılanmadığını hatırlatırken, “21 Mart 1995 gününün akşamından itibaren 57 gün boyunca her dakikamızda Hasan’ın yaşadığı işkenceleri hissedip, kendimizi vurduk sokaklara. Bu arayışımızdan sonra onun cansız bedenine ulaştığımızdan bugüne dek süren adalet arayışımızda hukuk kurumlarının, yetkililerin basiretsizliğini içimiz yanarak izliyoruz. Başta gözaltında kaybetmeler olmak üzere yaşanan insanlık suçlarının cezasız kalması; keyfilik, mafyalaşma ve çeteleşmeyi geliştirip, güçlendirdi.

Yaşanan acılara, belgelere, tanıkların çığlığına rağmen cezasızlık politikasının ülkeyi nasıl yönetilmez bir hale getirdiğine şahit oluyoruz. Asıl içimizi kanatan ise toplumun bu suçlara karşı duyarlı olmasının engellenmesi ve buna alıştırılmasıdır. Yanı başındaki insanlık suçlarına yabancılaşan yöneticilerin nasıl yozlaşıp, çürüdüklerini, toplumu çöküşe götürdüklerinin yüzlerce örneği var. Derdimiz adaletin, hukukun görünür ve işler hale getirilmesidir. İşlenen suçlar ile yüzleşip, hesaplaşmayan, suçluları hak ettiği ceza ile cezalandırmayan her iktidar yaşananlara ortak olur. Hasan’ı gözaltına alıp, katledenler yargılanmadı ama kayıplarımızın akıbetini soran bizler yargılanmak istiyoruz. Yaşananları unutturmak, hakikati karartmak istiyorlar” ifadelerini kullandı.

“AİHM YAPILAN BAŞVURUDA İHLAL KARARI VERDİ”

Dosya avukatı Gülseren Yoleri ise dava sürecine ilişkin yaptığı açıklamada şunlara değindi:

“21 Mart 1995 günü gözaltına alındı ama gözaltına alındığı kabul edilmedi. 15 Mayıs 1995 günü kimsesizler mezarlığına defnedildiği yönünde bir bilgiye ulaşıldı. 19 Mayıs’ta da defnedildiği yerden ailesinin uygun bulduğu Gazi Mezarlığı’na defni sağlandı. Bu süreçte iç hukukta yol alınamadı ama Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) yapılan başvuruda ihlal kararı verildi.

Hasan Ocak’ın işkence edilerek, öldürülmesine ilişkin dosyasında faillerin tespit edilmesine yönelik uzunca yıllar herhangi bir işlem, etkili bir soruşturma yürütülmedi. 17 Haziran 2016 tarihinde ise savcılık takipsizlik kararı vererek dosyayı kapatma girişiminde bulundu. Yapılan itiraz üzerine 5 Ocak 2017 tarihinde Sulh Ceza Hakimliği takipsizlik kararının kaldırılmasına ve davanın açılmasına işaret eden bir karar verdi. Bunun üzerine savcılık dosyayı yeniden açtı ve yürütmeye başladı. Ancak uzunca süre yine etkin bir soruşturma yürütülmedi.

Şu an beklentimiz Hasan Ocak’ı gözaltında kaybeden, işkenceyle öldürme suçlarını işleyen ve bu suçları işlediklerine yönelik haklarında iddialar bulunan sanıkların haklarındaki soruşturma işlemlerinin tamamlanması ve davanın açılarak, Hasan Ocak’ın akıbetinin ve Ocak için talep edilen adaletin gerçekleşmesi yönünde. Hukuki mücadeleyi bu yönde sürdüreceğiz.”

Cumartesi Anneleri adına 886. hafta buluşmasının basın metnini ise Hasan Ocak’ın yeğeni Dican Acer okudu.

“HASAN OCAK DOSYASINDA CEZASIZLIĞA SON VERİLSİN”

İç hukukta hiçbir sonuç alamadıklarını belirten Acer, şöyle konuştu:

“Devlet, Hasan Ocak dosyasında cezasızlığa son versin. Ailelerin gözaltına kaybedilen sevdiklerinin başına ne geldiğini bilmeye ve gerçeğe ulaşma hakkı vardır. Bu hak gözaltında kaybetmelerin meydana geldiği koşulları, suça kimlerin iştirak ettiklerini tam ve eksiksiz bilme anlamına gelir. Biz bu hakkımızı kullanabilmek için mücadele ederken iktidarlar değişse de, değişmeyen bir tutum ile karşılaşıyoruz. İnkâr ve cezasızlık. Devlet, taraf olduğu uluslararası sözleşmelerden ve anayasasından doğan yükümlülüklerini yerine getirmediği için her yolu her yöntemi kullanmamıza rağmen bir sonuç alamıyoruz.

886. haftamızda 27 yıldır gerçeği bilme ve adalete ulaşma hakkımızın engellendiği Hasan Ocak dosyamızı bir kez daha kamuoyu ile paylaşıyoruz. Sosyalist kimliğiyle bilinen 30 yaşındaki Hasan Ocak atama bekleyen bir öğretmendi. Bu bekleme sırasında da Beyazıt’taki bir iş hanında çay ocağı işletiyordu. 21 Mart 1995 tarihinde akşam üzeri annesini telefonla arayarak, “Balık alacağım. Akşam yemek hazırlama” dedi. Avcılar’daki evine gitmek için ayrılan Hasan’dan bir daha haber alınamadı.”

“CANSIZ BEDENİNE 58 GÜN SONRA ULAŞILDI”

Ocak’ın gözaltına alındığının inkâr edildiğini hatırlatan Acer, “Hasan’ın gözaltına alındığını ancak bu durumun inkâr edildiğini kamuoyuna açıklayan ailesi savcılığa başvurarak, oğullarının akıbetinin açığa çıkarılmasını talep etti. Aile ayrıca TBMM, Başbakanlık, bakanlıklar, hastaneler ve adli tıp nezdinde de girişimler de bulundu. Bunun üzerine dönemin İçişleri Bakanı Nahit Menteşe, Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar, İstanbul Valisi Hayri Kozakçıoğlu ve İstanbul Emniyet Müdürü Necdet Menzir, Hasan Ocak’ın gözaltında olmadığını, suçlu olarak aranmadığını açıkladılar.

Oysa İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde gözaltında tutulan iki kişi Hasan’ı şubede gördüklerini, iki kişi de Hasan’ın isminin emniyetteki parmak izi listesinde okuduklarını açıkladı. Newroz nedeniyle gözaltında tutulan başka bir tanık ise şubedeyken bir hareketlilik olduğunu ve polislerin “Hasan Ocak getirildi” diye aralarında konuştuklarını aktardı. Büyük bir kampanya yürüten aile Hasan’ın gözaltında kaybedilmek istendiğini kamuoyuna duyurdu. İlk kez bir kaybedilme iddiası yaygın medyanın gündemine girdi. Ana haber bültenlerinde yer aldı. 58 günlük ısrarlı bir arayışın sonunda Hasan’ın ağır işkence taşıyan bedenine meçhul kişi olarak defnedildiği Altınşehir Kimsesizler Mezarlığı’nda ulaşıldı” dedi.

“KAYBEDENLER 27 YILDIR CEZASIZLIK ZIRHIYLA KORUNUYOR”

Acer, Hasan Ocak’ı kaybedenlerin 27 yıldır cezasızlık zırhı ile korunduklarını kaydetti. Acer, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Olay ile ilgili düzenlenen resmi rapor Hasan’ın işkence ile öldürüldüğüne işaret ediyordu. Olay yeri tutanağı ise bulunduğunda kimliğinin, kemerinin, saatinin, ayakkabı bağcıklarının olmadığını ve ellerinde parmak izi alınırken kullanılan mürekkep lekelerinin olduğunu kayıt altına alarak, onun gözaltında bulunan kişilere uygulanan rutin işlerden geçtiğini kanıtlıyordu. Dönemin İnsan Haklarından Sorumlu Devlet Bakanı Algan Hacaloğlu yaptığı araştırmalara dayanarak, Ocak’ın gözaltında uygulanan işkence ve darptan dolayı öldüğünü, devletin Ocak’ın ölümünden sorumlu olduğunu, devletin bazı unsurlarının Ocak’ın nasıl öldürüldüğünü ve kimin öldürdüğünü bildiğini söyledi. Ocak Ailesi’ni ziyaret ederek Emine Ocak’tan devlet adına özür diledi.

AİHM Hasan Ocak’ın kaybedilmesi ve ölümüyle ilgili koşulların belirlenmesi için yeterli ve etkin bir soruşturmanın yürütülmediğini tespit ederek, Türkiye hakkında ihlal kararı verse de, Ocak Ailesi’nin iç hukuktaki tüm girişimleri sonuçsuz bırakıldı. Dosya 27 yıldır Beykoz Cumhuriyet Savcılığı’nın tozlu raflarında bekletilmeye devam ediyor. 27 yıldır Hasan’ı kaybedenler cezasızlık zırhıyla korunuyor.

“ADALET İSTEMEKTEN VAZGEÇMEYECEĞİZ”

886. haftamızda bir kez daha hatırlatıyor ve talep ediyoruz. Devlet yaşam hakkı ve işkence yasağının ihlal edildiği durumlarda suçun faillerini tespit edip, cezalandırılmalarıyla hükümlüdür. Devlet bu sorumluluğunun gereği olarak cezasızlığa son verip, Hasan Ocak dosyasında etkin, insan haklarına saygılı ve adil bir soruşturma yürütmelidir. Kaç yıl geçerse geçsin, Hasan Ocak ve tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içerisinde hareket etme zorunluluğu olduğunu hatırlatmaktan, 187 haftadır bize yasaklanan kayıplarımızla buluşma mekanımız Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz.”

PİRHA / İSTANBUL

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak