PİRHA – Ana Fatma Cemevi Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Ankara Şubesi, “Koçgiri’den Gazi’ye Alevi Katliamları” konulu anma yaptı. Program dahilinde yapılan panelde konuşan Nergiz Güzel, “Bizim direniş hattımız Kerbela’da başlamıştı. Sisteme uymayan Aleviler her zaman katledildiler. Aleviler, bu sistemle hiçbir zaman ilişkilenmedikleri için her zaman mazlumun ve direnişin yanında oldular” dedi.
DAD Ankara Şubesi, “Koçgiri’den Gazi’ye Alevi Katliamları” konulu anma düzenledi. Tüm Bel-Sen toplantı salonunda yapılan anmada konuşan DAD Ankara Şube Başkanı Mustafa Karabudak, açılış konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
“Alevilerin Cumhuriyet öncesi eşit yurttaşlık sözleri yerine getirilmemiş, bunun yerine katliamlarla karşılaşmışlardır. Koçgiri’ye gelen Sakallı Nurettin Paşa, 1915 Ermeni Katliamını kast ederken ‘Zo’ları bitirdik şimdi sıra Lo’lara geldi’ demesiyle burada tek din tek millet tek dil zihniyetinin öne çıktığını görüyoruz. Koçgiri’den başlayan katlı katliam süreği Zilan, Dersim daha sonra Çorum, Maraş, Madımak, Gazi şeklinde devam etmiştir. Buradan katledilen canları bir kez daha anıyoruz.”
Karabudak’ın konuşması ardından İmam Rıza Ocağına mensup Dede Mustafa Erdem çerağ uyandırdı. Katliamda yaşamını yitirenler için dara durulduktan sonra ise DAD Genel Merkez Yöneticisi Sevgi Kişin Sazan modarötörlüğünde panel düzenlendi.
“DİRENİŞ HATTINIZ KERBELA’DA BAŞLAMIŞTI”
DAD Genel Merkez Yöneticisi Nergiz Güzel, Gazi Katliamı’na dair sunum yaparak şunları aktardı:
“Gazi Katliamı sürecinde herkesin söyleminde ‘Biz hep öldürüldük’ vardı. Biz zaten Sivas Koçgiri’de katledildik, Dersim’de katledildk ve bir şekilde hep öldürülüyoruz. Doğal olarak halk o dönemde geri adım atmadı. Bizim direniş hattınız Kerbela’da başlamıştı. Sisteme uymayan Aleviler, bu sistemle hiçbir zaman ilişkilenmedikleri için her zaman hem mazlumun hem direnişin yanında oldu.”
Gazi katliamı sonrasında ki sürece de değinen Güzel, “Tansu Çiller başta olmak üzere birçok isim, her zamanki gibi yine bizleri tehdit etti. Resmi rakamlara göre Gazi Katliamı’nda 300 kişi yaralandı. Yapılan otopsilerde 7 kişinin polis mermisi ile katledildiği açıklandı. Yapılan suç duyurularında ise mahkeme 8 günlük bir araştırma sonucu birçok isim hakkında ‘kovuşturmaya gerek yoktur’ deyip sonuçlandırdı. O yıllarda devletin mantığı Kürdistan’da başka Gazi’de başka değildi. Yaşadığımız katliamların amacı hep aynıydı. Halen daha baskı altında yaşıyoruz. Bunun için de bugün bizler bu karanlığın içinden çıkmak için direneceğiz” dedi.
“1921’DE NE YAŞADIKLARINI SAKLIYORLARDI”
Sinemacı Medet Dilek ise Koçgiri Katliamı’nın 101 yılı sebebiyle sunum yaptı. 5 adet belgesel çalışması yaptığını ve bunların içerik olarak toplumsal travmalara denk geldiğini söyleyen Dilek, şunları aktardı:
“Katliamlar tarihine sinema ile göz atma olayına yoğunlaştım. ‘Taş düğmeler’ belgeselim Koçgiri travmasını anlatan bir çalışma. Bu konuyu tercih etmemin sebebi sinema dili olarak güçlü olduğundan dolayı konuyu yeğledim. Aslında büyüklerimiz de Koçgiri’yi pek anlatmazlar. 1921’de ne yaşadıklarını saklıyorlardı. Topal Osman’ın girdiği köylerdeki kişiler dahi yaşananları anlatmadılar. Birisi konuşmak isterse eşi engelliyordu. ‘Neden yaraları kaşıyorsunuz’ diyenler oldu. Stockholm Sendromu altında kıvranmış bir durumda kendi tarihini aşırı bir şekilde anlamama, anlatma çabasına girmeyip bir karşı duruş sergilemeyi yeğlemiyor. Dersim Katliamının kayıt altına alınması söz konusu olmuştur, ancak Koçgiri bu tarihsel dönemi maalesef yakalayamadı.”
Yapılan konuşmalar ardından Zakir Hıdır Çelebi, okuduğu ağıtlar ile katliamda yaşamını yitirenleri andı.
Anma programı, çerağların sırlanması ile son buldu.
PİRHA/ANKARA
Yoruma kapalı.