Alevi Haber Ajansi

Eğitim-Sen MYK Üyesi Muşlu: Teneffüse çıkan öğrencilere ana dilde konuşmayı yasaklıyorlar!

PİRHA – Eğitim-Sen MYK Üyesi Sinan Muşlu, ana dilinde eğitim konusuna dair yaptığı değerlendirmede “Ana dilinde eğitim meselesi sadece Kürt sorunu bağlamında ya da Kürtçe dili ile daraltılmayacak kadar da geniş kapsamlı bir konu. TRT’nin bir kanalı 24 saat farklı dillerde yayın yapıyor ve ne ülkemiz bölündü ne de yurttaşlarımız arasında sorun çıktı” dedi.

Eğitim-Sen Merkez Yürütme Kurulu (MYK) Üyesi Sinan Muşlu, Hakların Demokratik Partisi (HDP) Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun YouTube kanalı ÖFG TV’de ana dilinde eğitim konusunu değerlendirdi.

“ANA DİLİNDE EĞİTİM HAKKI SİYASAL KUTUPLAŞMA KONUSU DEĞİLDİR”

Ana dilinde eğitim konusunun siyasal kutuplaşmaların içine hapsedilmesi durumunda sağlıklı sonuçlara varılamayacağını söyleyen Muşlu, konunun ‘eğitim hakkı’ çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı.

Sinan Muşlu, “Ana dilinde eğitim Kürt sorunu bağlamında siyasal bir konuya dönüşmüş durumda ancak eğitim biliminin bir gereği olarak değerlendirilmeli. Ana dilinde eğitim meselesi sadece Kürt sorunu bağlamında ya da Kürtçe dili ile daraltılmayacak kadar da geniş kapsamlı bir konu” diye belirtti.

“DİLİ YOK ETMEK KÜLTÜRÜ YOK ETMEKTİR”

Sinan Muşlu, dil yok edildiğinde kültürün de kaybolacağını ifade ederek şu açıklamayı yaptı:

“Ana dil, bir çocuğun en başta annesinden, ailesinden ve kültürel çevresinden doğal yollarla kazanmış olduğu dildir. Ülkemizde ana dilinde eğitim denildiğinde maalesef hakim kılınan tekçi yaklaşımlardan kaynaklı olarak konuyu sağlıklı yürütmek çoğu zaman mümkün olamıyor. Çeşitli sloganlar, yaklaşımlarla konu kapatılıyor. Dil, kültürün yüzlerce yıl gerisindeki köklerini ifade eder. Kültüründen koparılan birey de ciddi anlamda bir travma yaşıyor. Bizler eğitim emekçileri olarak ülkemizin dört bir tarafında görevler yaptık ve ana dili farklı olan birçok öğrencimiz ile karşılaştık. Yaşadıkları travmaları birebir gözlemledik. Dilin önüne engel koyduğunuzda, kavram dünyasını parçaladığınız gibi duygu dünyasını da parçalıyorsunuz.

Bugün ülkemizdeki eğitim düzeyinin düşük olmasının, birçok alanda buluşların ortaya çıkmamasının, güçlü edebiyat, sanat eserlerinin olmamasının temelinde eğitim politikalarımızın demokratik olmadığını, bilime dayanmadığını görüyoruz.

Ana dil öğretimi sadece o dili öğretmektir, anadilinde eğitim ise göreceği derslerin müfredatını ve işleniş dilinin ana dilinde olmasıdır. Siz haftada 2 saat Kürtçe, Lazca veya Çerkezce öğretiyorsanız bu ana dilini öğretmektir fakat siz bütün derslerin müfredatını ana dilde oluşturur ve ders dilini ana dilinde yaparsanız bu ana dilinde eğitimdir, bu iki farklılığı ortaya koymak gerekir. Eğitim politikalarında her ikisi de kullanılabilmelidir.”

“TRAVMALAR, AKADEMİK GELİŞİM ÖNÜNDE CİDDİ ENGELE DÖNÜŞÜYOR”

Farklı ülkelerdeki uygulamalara da değinen Sinan Muşlu, ana dilinde eğitimin mümkün olduğunu belirtti. Dili yasaklamanın travmalara sebebiyet vereceğini belirten Muşlu şöyle devam etti:

“Gittiğimiz köydeki çocuklar, özellikle birinci sınıfa başlayacak çocuklar Türkçe bilmiyor. Onlara sınıf içerisinde ana dillerini kullanmayı yasaklıyorlar. Teneffüste bahçeye çıktığında arkadaşlarıyla anadilde konuşmayı yasaklıyorlar. Hatta aile içerisinde de anadilinde konuşmasını değil resmi dili kullanmasını sürekli tembih ediyor ve konuşanları da şikayet ettiriyorlar. Tüm bu travmalar akademik gelişimlerinin önünde çok ciddi bir engele dönüşüyor.

ANA DİLİNDE EĞİTİM HAKKINI SAVUNMAK KÜRTÇÜLÜK DEĞİLDİR

Ana dilinde eğitim konusunu tartışırken pratik uygulamaya geçilmesini hedefliyorsak siyasal kutuplaşmaların merkezinden çıkarmak gerekiyor. Ülkemizde sürekli ‘Bunu savunan Kürtçüdür’ gibi ötekileştirmelerle konuyu kapatmak doğru bir yaklaşım değil. Bu noktada bu ülkenin ve yurttaşların birliğine hizmet eden bir yaklaşım olmalıdır. TRT’nin bir kanalı 24 saat Kürtçe, Arapça farklı dillerde yayın yapıyor ve ne ülkemiz bölündü ne de yurttaşlarımız arasında sorun çıktı.

Yasal mevzuatların, anayasal değişikliklerini milli eğitim temel kanunlarında, yükseköğretim temel kanunlarında, radyo televizyon kanun ve yönetmeliklerinde değişiklikler noktasında Meclis’e önemli görevler düşüyor. Hangi siyasal çevreden, hangi partiden olursa olsun bu halkın temel ihtiyaçlarını gören milletvekillerinin bir araya gelerek bu yasal düzenlemeler çerçevesinde bir çalışma yürütmesi ve eğitim alanına özel olarak demokratik ve bilime dayalı bir eğitim sisteminin gelişmesi noktasında çalışmalarını yürütmesi önemlidir.”

PİRHA/ANKARA

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak