PİRHA- Sivas Katliamı’nın 27. yılı dolayısıyla katledilen 33 canı anmak isteyen Demokratik Alevi Dernekleri’nin açıklamasına polis izin vermedi. Bunun üzerine şube binasında yapılan açıklamada, “Madımak kapanmayan yaramızdır. Biz Aleviler Cizre, Sur, Nusaybin, Suruç, 10 Ekim Gar Katliamı’nı kendi acımızla bir saydık. Bizler Ceylan’ı Uğur’u Kemal’i, Cemile’yi Koray’ı ayrı tutmadık. Acılar birdir anaların gözyaşları aynıdır” denildi.
Ankara’da Demokratik Alevi Dernekleri’nin çağrısıyla Sivas’ta hayatını kaybeden 33 can için anma yapılacaktı. Ancak Ankara Valiliği’nin pandemi gerekçesiyle yasaklaması nedeniyle polis açıklamanın yapılmasına izin vermedi.
Polis, HDP’li Murat Çepni’nin aralarında olduğu kitleyi zor kollanarak alandan uzaklaştırdı. Çok sayıda gözaltının yapıldığı alanda polis basının çekim yapmasına izin vermeyerek alandan uzaklaştırdı.
Anmaya katılanlar, Demokratik Alevi Dernekleri Ankara Şubesi önüne yürüdü. Burada bir açıklama yapıldı.
Çağrıcı kurumlar olan DAD Ankara Şube, Aka-Der, Devrimci Parti, HDP Ankara il, Alınteri, Ankara Dersimliler derneği, Partizan katıldığı basın açıklamasını DAD Ankara Şube Eş Başkanı Mustafa Karabudak okudu.
Açıklamada şunlar belirtildi:
“Bundan 27 yıl önce Türkiye ve Dünya halklarının gözü önünde, Sivas’ta Pir Sultan Abdal Şenlikleri sırasında Madımak Oteli’nde Siyasal Dinciler ve derin yapıların da görev aldığı 33 Yurttaş Madımak Otel’i ateşe verilerek katledildi. Katliamı insanlar televizyonlardan canlı izledi ya da izlettirildi. Uzun süre müdahale edilmedi. Her olaya müdahale edebilen devlet katliama müdahale etmeyerek suç işledi.
“DEVLET KENDİNİ TÜRK, İSLAM VE HANFİ OLARAK TANIMLAMIŞTIR”
Türkiye siyaset dizaynı, devletin kendini tanımlama yaklaşımı açısından çok net görülebilir. Devlet kendini Türk, İslam ve Hanefi olarak tanımlamıştır. Bu tanımlama anayasada mevcuttur. Bu nedenle devlet sistemi içerisinde bu çeperden uzaklaşma ya da tanımlanmış kimliğin dışına çıkma süreçlerinde bu tür katliamlara başvurmuştur. Koçgiri, Dersim, Malatya, Çorum, Maraş, Sivas, Gazi katliamları gibi.
Kürtler ve Aleviler, Anadolu çoklu kimlik yapısı, inşa edilmek istenen tekçi kimlik ve din çeperine alınarak kitlesel katliam ve asimilasyon süreçlerine tabi tutulmuştur. Anadolu ve Mezopotamya halkları kültürel, inançsal, kimlik yapıları talan edilmiş, tarihi zenginlikleri imha edilmiş. Coğrafyasına el konulmuştur.
93 Sivas Katliamı bu çeperde düşünülmelidir. Koçgiri Katliamı ve Ermeni Katliamı ile halk sürgün edilmiş. Coğrafyanın demografisi değiştirilmiş. Halklar arasında nifak tohumları ekilmiştir.
Sivas’ın hakikat dili bizlere şunu gösteriyor. O da hakikatin aslına döneceği gerçeği. Mezarlarımızı tahrip ederek köksüzlük yaratacağını düşünenler. Köklerinden utananların nemrut davranışıdır. Zini Gediği’nde 100 masumu kurşuna dizen vicdansızlığın mirasına mı sahip çıkılmıştır? Toplumun anayasal ve toplumsal ahlaki güvencede olan ölüm, yas ve mezar hakkı gayrimeşru alana çekilmektedir. Mezar talanlarının cezalandırılması, toplumsal vicdan ve birlikte yaşam duygusu açısından elzemdir.
“ACILAR BİRDİR, GÖZYAŞALRI AYNIDIR”
Madımak kapanmayan yaramızdır. Biz Aleviler Cizre Sur Nusaybin Suruç 10 Ekim Gar Katliamı’nı kendi acımızla bir saydık. Bizler Ceylan’ı Uğur’u Kemal’i, Cemile’yi Koray’ı ayrı tutmadık. Acılar birdir anaların gözyaşları aynıdır. Herkes kendi acısına yanarak bu katliamlarla yüzleşemez. Bizler zalimin zulmüne uğrayanlara bu coğrafyada zulme uğrayan muhasip halklarla onların acılarını da acılarımıza katarak aynı duyarlılıkla hareket etmeliyiz.
“IŞİD YÖNETMLERİYLE YAKTILAR”
HDP İzmir Milletvekili Murat Çepni de yaptığı konuşmada, 27 yıl sonra AKP saray iktidarı katiller korumaya kollamayı devam ediyor. Madımak‘ta yapamadıklarını bugün cezalandırmaya devam ediyor. 27 yıl önce Madımak‘ta yitirdiğimiz 33 canımızı anısı önünde saygıyla eğiliyorum. 33 yanımızı IŞİD yöntemleriyle diri diri yakanlar bu topraklarda işkence ve katliam siyasetinin sahipleridir” dedi.
PİRHA/ANKARA
Yoruma kapalı.