Alevi Haber Ajansi

AHAD-DER: Humus’ta Alevilere dönük saldırılar tarihsel bir sürekliliğin parçasıdır!

PİRHA – Suriye’nin Humus kentinde Alevilere yönelik saldırılara tepkiler sürüyor. Arap Halkı Alevileri Dayanışma Derneği (AHAD-DER), yaptığı yazılı açıklamayla Humus’ta Alevilere ait İmam Ali Bin Abi Talib Camisi’ne yönelik bombalı saldırıyı kınadı. Açıklamada, saldırıların münferit olmadığı vurgulanarak, “Bu saldırılar, Alevilere yönelik tarihsel, planlı ve çok katmanlı bir yok etme politikasının güncel bir tezahürüdür” denildi ve dünya kamuoyuna saldırıların durdurulması çağrısı yapıldı.

Suriye’nin orta kesiminde yer alan Humus’ta, Alevilerin yoğun olarak yaşadığı Vadi el Dahab Mahallesi’ndeki İmam Ali Bin Abi Talib Camisi, 26 Aralık 2025 tarihinde bombalı saldırının hedefi oldu. Saldırıda çok sayıda Alevi yaşamını yitirdi. HTŞ’ye yakınlığıyla bilinen “Saraya Ansar al-Sunna” adlı yapı saldırıyı üstlenerek, camiyi “Alevilere ait bir merkez” olduğu gerekçesiyle hedef aldıklarını duyurdu.

Saldırıya yönelik tepkiler devam ederken, AHAD-DER yaptığı yazılı açıklamayla yaşananların bir “mezhepler arası çatışma” ya da münferit bir olay olarak değerlendirilemeyeceğini belirtti.

“ALEVİLERE DÖNÜK YOK ETME POLİTİKASININ GÜNCEL TEZAHÜRÜ”

AHAD-DER açıklamasında, Humus’ta yaşananların Alevilere yönelik tarihsel, planlı ve çok katmanlı bir yok etme politikasının parçası olduğu vurgulandı. Açıklamada, saldırıların emperyalist müdahaleler, bölgesel gericilik ve mezhepçi karşı-devrimci şiddetin ortak ürünü olduğu ifade edildi.

Cami saldırılarının bir inanç gerilimi değil, etnik-dinsel temizlik stratejisinin bilinçli bir aracı olduğu belirtilen açıklamada, Alevilere yönelik saldırıların temel amaçları şu şekilde sıralandı:

  • Alevi varlığını fiziksel olarak tasfiye etmek,

  • Alevilerin yaşadığı bölgeleri demografik olarak boşaltmak,

  • Emekçi halkların ortak yaşam zeminini yok ederek karşı-devrimci bir düzen kurmak.

Açıklamada, saldırıyla hedef alınanın yalnızca bir yapı olmadığına dikkat çekilerek, “Hedef alınan; Alevilerin kamusal alandaki varlığı, toplumsal hafızası ve birlikte yaşama iradesidir” denildi.

Humus örneğinde caminin ibadet mekânı olmaktan çıkarılarak, silahlı mezhepçi grupların ideolojik karargâhına dönüştürüldüğü belirtilen açıklamada, bu mekânların nefret söyleminin üretildiği ve Alevilere yönelik şiddetin meşrulaştırıldığı merkezler haline getirildiği vurgulandı.

“HUMUS’TAN MARAŞ’A UZANAN TARİHSEL SÜREKLİLİK”

AHAD-DER, saldırıların tarihsel bir sürekliliğin parçası olduğuna dikkat çekerek, şu değerlendirmede bulundu:

“Humus’taki saldırılar tarihsel bir sürekliliğin parçasıdır. Osmanlı’dan Cumhuriyet’e, Maraş’tan Çorum’a, Sivas’tan Gazi’ye ve bugün Suriye’de Humus, Lazkiye ve kırsal bölgelere uzanan bu hat; Alevilere yönelik sistemli dışlama, şeytanlaştırma ve imha politikalarının kesintisizliğini göstermektedir.”

Açıklamanın sonunda, saldırıların tesadüf olmadığı, Alevileri coğrafyadan silmeyi, hafızayı yok etmeyi ve geleceği imkânsız kılmayı hedefleyen sistemli bir soykırım projesinin parçası olduğu vurgulandı.

AHAD-DER, dünya kamuoyuna şu çağrıyı yaptı:

“Bu insanlık suçunun ve Alevilere yönelik soykırım projelerinin acilen durdurulması vicdani bir zorunluluktur. Dünya kamuoyu bu saldırıları ve bu politikaları derhal durdurmalıdır.”

(HABER MERKEZİ)

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.