PİRHA- DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan, Barış ve Demokratik Toplum Süreci’ndeki son gelişmelere ilişkin basın toplantısı gerçekleştirdi. Bakırhan, demokrasiden ve yaşamdan yana olan herkesin emeğiyle doğan bir süreçte kritik bir eşiğin daha aşıldığını belirtirken, Hatimoğulları, ” Bu sürecin yeni aşamasında hukuki ve siyasi adımların atılması son derece önemli olacaktır. İkitidar, toplumun sesini, barış, demokrasi talebini duymalıdır” dedi.
Halkların Eşitklik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan, Kürt Özgürlük Hareketi yönetiminin güçlerini geri çekme kararını ve süreçte gelinen son aşamaya ilişkin basın toplantısı düzenledi.
“BARIŞTAN ASLA VAZGEÇMEYECEĞİZ”
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, demokrasiden ve yaşamdan yana olan herkesin emeğiyle doğan bir süreçte kritik bir eşiğin dah aşıldığını belirterek şunları ifade etti:
“uzun bir yürüyüşün kritik bir dönemecine gelmiş bulunuyoruz. Toprağa düşen her bir canımızın acısını yüreğimizde taşıyoruz. Dün tarihi bir gelişme yaşandı. Geride bıraktığımız aylara, günlere dönüp bakalım. Bahçeli ezber bozan bir açıklama yaptı. İmralı’dan yükselen ses büyük yankı uyandırdı. Çağrı bir dönüm noktasıydı. PKK’nin kendini fes etme kararı ardından silahlar yakıldı. Son olarak PKK silahlı güçlerini sınır ötesine çekerek önemli bir kararlaşmanın en somut ifadesidir.
21 yüzyıl barışın, ortak geleceğin, demokrasinin yüzyılı olacaktır. Geleceğe ışık tutuan bir adım olacaktır. Geçmişin acılarını tekrar etme değil, geleceğin umutlarını inşa etme zamanıdır. Artık kucaklaşma, birleşme zamanıdır. Gelinen aşamada birinci aşama tamamlanmıştır. Şimdi çözümü başka bir yerden beklemeden kendi hikayemizi yazma zamanıdır.
Çok daha kritik ve hayati olan hukuki ve siyasi aşamaya geçme zamanıdır. Bu Türkiye’nin barışıdır. Süreç yasalarla, haklarla, özgürlüklerle gelişmelidir. Siyaset ve demokrasi dili güçlendirilmelidir. Sayın Öcalan büyük bir kararlılık ortaya koymuştur. Bugün geldiğimiz noktada Öcalan’ın rolü belirleyicidir. Daha fazla rol oynaması için koşulları oluşturulmalıdır.
Tüm halklar ve inançlar barış etrafında birleşme zamanıdır. Tarih kardeşliği ve güveni yeniden tesis etmek için fırsat veriyor. Meclis bu tarihi süreçte sorumluluğuna uygun davranmalıdır. Bugün Meclis bu süreci kolaylaştırmalıdır. Bunlar barışın tesisi, demokratikleşmesi için gereklidir. Bu süreçte tüm kurumlar sorumludur. Barış iradesine uygun hareket etmelidir.
Medya barışa köprü olmalıdır. Düşmanlaştırıcı yayın yerine barışı öne çıkarmalıdır.
Bu sürecin kazananı herkes olacaktır.
Geçiş hukuku ve demokratik entegrasyona uygun hareketler gerekiyor. Buna karşı provakasyonlar gelişebilir. Biz barıştan asla vazgeçmeyeceğiz. İktidar, muhalefet, medya, akademisyenler bu süreçten sorumludur.”
“MÜCADELE EDEREK BARIŞI BİRLİKTE KURALIM”
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları da, “Türkiye’nin siyasi tarihinde nadir anlardan birinden geçiyoruz” diyerek şunları dile getirdi:
“Tarihi çağrıyla başlayan büreç yeni bir eşikten geçiyoruz. Bu aşamada 86 mülyon için demokrasi, özgürlük için bir kapı olmasını istiyoruz. Şimdi hepimizin görevi demokratik bir Türkiye’yi inşa etme zamanıdır. Süreç başladığından bu yana sayısız buluşma gerçekleştirdik. Hedefimiz barış umudunu büyümesi oldu. Kalıcı barışı inşa etmek için tüm gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz. Bu sürecin başarısı ortadoğuda yaşayan tüm halkların ve inanç topluluklarının da başarısı olacaktır.
Yüzyıldır çok büyük sıkıntılar yaşıyoruz. Artık bu ülkenin geçmişin acılarını yaşamaya zamanı yoktur. Cumhuriyetin ikinci yüzyılında cumhuriyeti demokrasiyle taçlandırmak önümüzde görev olarak duruyor. Demokratik Cumhuriyeti inşa etmenin tarihi bir arifesindeyiz.
Demokratik entegrasyon anlayışla barışı inşa etmek çok önemlidir. Bu aşamayı el ele vererek tamamladığımızda demokratik bir cumhuriyete yakınlaşmış olacağız.
Bütün toplumsal kesimlere çağrımızdır; bu sürecin dışında durmayalım.
Barışın baş mimarı biz kadınlar olmalıyız.
Gençlerin barışı kurma sorumluluğu vardır. Sürecin sürükleyeci gücü olmalısınız.
Bu süreç herkesinidir, hepimizindir. Tüm toplumsal bu sürece daha fazla sahiplenirsek sürecin onurlu barışa dönüşmesine yol açacağız. El ele vererek barışı inşa edebiliriz. Bu sürecin yeni aşamasında hukuki ve siyasi adımların atılması son derece önemli olacaktır. Toplumun sesi, barış, demokrasi talebi duyulmalıdır.
Barış, ortak insanlık değerinde buluşmasının en derin yansımasıdır. Barışın kaybedeni olmaz. Gelin hep birlikte mücadele ederek barışı birlikte kuralım. Mutlaka başarcağız.”
PİRHA/ANKARA
Yoruma kapalı.