PİRHA-DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, Meclis’te kurulan komisyonun Abdullah Öcalan’ı dinlemesi gerektiğini vurguladı. Ayşegül Doğan, partisinin 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde “Barışa Ses Ver” şiarıyla ülkenin dört bir yanında etkinlikler düzenleyeceğini aktardı. Ayrıca “Barış İstiyorum, çünkü” adlı yeni bir kampanya başlatacaklarını açıklayan Doğan, “Barış hakkı hepimizin. Barış istiyoruz, çünkü yaşam hakkını, eşitliği, hakikati ve güven içinde yaşamayı savunuyoruz” dedi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, DEM Parti Genel Merkezi’nde basın toplantısı düzenledi. Ayşegül Doğan, gündemdeki gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulunuyor.
Dün gerçekleştirilen Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısında gündeme gelen konu başlıklarına değinen Ayşegül Doğan, 8’inci Dönem Toplu İş Sözleşme sürecinin Hakemler Kurulu’na gitmesini eleştirdi. Çözümün Hakemler Kurulu olmadığını kaydeden Ayşegül Doğan, “Buradan bir daha tekrar edelim, çözüm hakem değil, çözüm emekçiye, emekliye ve onların isyanına, onların talebine kulak vermekte” dedi.
“TÜRKİYE 93’TEN BERİ BARIŞINI ARIYOR”
Barış ve Demokratik Toplum Süreci’ne ilişkin parti olarak büyük bir kararlılık ile çalışmalarını sürdürdüklerini söyleyen Ayşegül Doğan, Türkiye’nin 1993 yılından bu yana barışı arıyor. Nitekim bu arayış bu hafta komisyon çalışmalarına da doğrudan yansıdı diyebiliriz. 5 ‘inci toplantısını yapan komisyon onlarca yıl süren çatışmalardan doğrudan etkilenenlerden bir kısmını doğrudan dinledi. Bu dinlemeler de gösterdi ki ilgili tüm tarafların hem çözüme hem de çözümsüzlüğe dair yüklü bir arka planı var. Bu arka plan aynı zamanda meselenin nedenlerini, kaynağını, odağını, çeperini, zamanlamasını ve tüm bunların süreç için ne denli önemli olduğunu hepimize bir kez daha gösterdi” diye kaydetti.
“KOMİSYONUN DÜN BİR OLGUNLUK GÖSTERMESİNİ BEKLERDİK”
Ayşegül Doğan, komisyonda bir gizlilik halinin söz konusu olmadığına işaret ederek şunları söyledi:
“Barış Annesi Nezahat Teke komisyonda Kürtçe konuşmak istiyor. Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş ‘Türkçe devam edin’ uyarısında bulunuyor. Türkiye Büyük Millet Meclisi kurallarını hatırlatıyor. Komisyonda bulunan DEM Parti üyeleri çeviriyi gönüllü yapmayı öneriyorlar, bu da kabul edilmiyor. Üyelerimizden biri Meral Danış Beştaş ‘Ben çeviriyi yaparım, tutanaklara Türkçe geçsin’ diyor. Yalnızca kendisi değil, Kürtçe bilen diğer siyasi partilerdeki Kürt milletvekilleri de aynı desteği sunmak için gönüllü olduklarını söylüyorlar. Eğer siyasi bir sorunun temel kaynağına yönelik olarak geliştirilecek çözüm siyasi olmazsa, çözüm de olmaz. Çünkü siyasi bir sorundan bahsediyoruz. Dolayısıyla sorunun kaynağına dönük geliştirilecek çözümün de siyasi olması gerek. Bunun hukuken desteklenmesi gerek. Bu komisyonun dün bir olgunluk göstermesini beklerdik. Bugün bambaşka bir şey konuşuyor olabilirdik. Ana dilinde konuşmak isteyen Nezahat Teke’ye ana dilinde konuşabileceği olanaklar sağlanabilirdi. Meselenin kendisi dün orada tezahür etti.”
“DOĞAN NEZEHAT TEKE’NİN KONUŞMALARINI AKTARDI”
Ayşegül Doğan, Barış Annesi Nezehat Doğan’ın komisyonda yaptığı konuşmadan alıntılar yaptı. Ayşegül Doğan, “Nezahat Teke diyor ki; ‘21’inci yüzyılda yaşıyoruz ve hala ben Kürtçe kendimi ifade edemiyorum. Ben buna gerçekten çok üzüldüm, çok kırıldım’ diyor. İşte meselenin onarılması gereken bir diğer ayağı da budur. Kırılmak, incinmek, örselenmek, yok sayılmak, tanınmamak, kabul edilmemek. Nezahat Teke’nin kim olduğuna bakacak olursak; 19 yaşındaki kızını kaybetmiş, ‘Saçlarının kokusu hala burnumda’ diyor. Sayın Öcalan’a yönelik tecride karşı protesto için bedenini ateşe vermiş, 19 yaşında genç bir kadından bahsediyoruz. Aynı kadının annesi diyor ki, ‘Şimdi bana diyeceksiniz ki barış olsa kızın geri gelecek mi? Elbette kızım geri gelmeyecek ancak ben ağladım, başka analar ağlamasın. Çocuklarımızı değil, silahları toprağa gömelim’ diyor. Anneler arasında hiçbir fark gözetmeden kuruyor bu cümleleri” diye konuştu.
“DEMOKRATİK SİYASETE KATILIMIN ÖNÜNÜ AÇALIM”
Sürecin ilerlemesi için demokratik siyaset alanının genişletilmesi gerektiğine vurgu yapan Ayşegül Doğan, “Bunun için yasal düzenlemeler yapılmalı. Tabular ve önyargılar yerine cesur, birleştirici ve dönüştürücü adımlar atılmalıdır. Bu sürecin yaygın bir şekilde toplumsallaşmasının ne sakıncası olabilir? Bunu ihlal edilen her şey ortadan kaldırılmalı. Bunlar zor değil, yapılabilir” diye kaydetti.
Doğan, barış sürecine destek verenlerin tarihte hatırlanacağını, değişime direnenlerin ise unutulacağını vurgulayarak, “Demokratik siyasete katılımın önünü açalım. Sayın Öcalan ile görüşülmesi gerekiyorsa görüşelim, önerileri alınması gerekiyorsa alalım. Öcalan’ın barışa dair ısrarlı tutumu, sürecin ivme kazanmasını sağladı. 27 Şubat çağrısı, 9 Temmuz’daki video mesajı ve 11 Temmuz’daki yanıt bu liderliğin etkisini gösteriyor” dedi.
“’BARIŞA SES VER’ ŞİARIYLA ÜLKENİN DÖRT BİR YANINDA ETKİNLİKLER DÜZENLEYECEĞİNİZ”
Ayşegül Doğan, partisinin 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde “Barışa Ses Ver” şiarıyla ülkenin dört bir yanında etkinlikler düzenleyeceğini aktardı. Ayrıca “Barış İstiyorum, çünkü” adlı yeni bir kampanya başlatacaklarını açıklayan Ayşegül Doğan, “Barış hakkı hepimizin. Barış istiyoruz, çünkü yaşam hakkını, eşitliği, hakikati ve güven içinde yaşamayı savunuyoruz. Demokratik bir toplumda kimse kadınların kazanımlarına göz dikemez” diye ekledi.
“KOMİSYON ÖCALAN’I DİNLEMELİ”
Ayşegül Doğan, komisyonun Kürtçe konuşma talebine ilişkin tutumunu eleştirerek, “Tüm siyasi partiler bu konuda sorumluluk hissetmeli. Nezahat Teke’nin anadilinde kendini ifade etme hakkı engellenmemeliydi. Bu, Türkiye meselesidir ve özgürlükçü bir yaklaşımla ele alınmalı. Sayın Öcalan, bu sürecin hızlanmasını sağlayan bir liderdir. Çatışmayı sonlandırmak ve kalıcı barış için komisyon Öcalan’ı dinlemeli. Bunun yalnızca DEM Parti’nin talebi olarak görülmesi doğru değil. 100 yıllık bir sorunun çözümünden bahsediyoruz. Cesur adımlar atılmalı” diye kaydetti.
Ayşegül Doğan, komisyonun Öcalan ile görüşme yöntemini tartışmaktan kaçınmaması gerektiğini vurguladı.
PİRHA/ANKARA
Yoruma kapalı.