PİRHA-Konyaaltı Alevi Bektaşi Kültürü Cemevi Derneği’nde bir araya gelerek tiyatro topluluğu kuran kadınlar, “Kadınların artık yemek yapmaktan, ev temizlemekten çıkmaları gerekiyor. Cemevi bizlere çok güzel imkanlar sunuyor ama kadınlarımızda girişkenlik çok fazla yok. Tiyatroda çok kısa da olsa oynamak bize çok şeyler kazandırdı. Ufkumuz genişledi, özgüvenimiz arttı” dedi.
Antalya’da bulunan Konyaaltı Alevi Bektaşi Kültürü Cemevi Derneği’nde bir araya gelen kadınlar tiyatro topluluğu kurdu.
Kısa süre önce tiyatro topluluğu oluşturan ve çalışmalara başlayan kadınlar, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde İtalyan Oyun Yazarı Dario Fo‘nun kadınlar üzerine yazdığı eserlerinden birini sergiledi.
Cemevlerinin sadece ibadethane olmadığını söyleyen kadınlar, cemevinde tiyatro eğitimi alarak sanat alanında kendilerini geliştirdiklerini ve özgüven kazandıklarını belirttiler.
Tiyatronun dinlerle ilişkili olduğunu söyleyen tiyatro hocası Cafer Yelsalı ise özellikle Alevi gençlerin bu tür sanatsal faaliyetlere yönelmesi gerektiğinin altını çizdi. Tüm cemevlerine çağrı yapan tiyatro hocası, cemevlerinin sanatsal etkinliklerle ilgili eğitimler, kurslar vermesi gerektiğini söyledi.
“CEMEVİ YÖNETİMİNDEKİ İNSANLARIN TEŞVİKİYLE TİYATROYA BAŞLADIK”
Çorum’a bağlı Merzifon Köyü’nden olduğunu söyleyen Serime Karataş yaptıkları tiyatro çalışmalarına ilişkin şunları aktardı:
“Turizm sektöründen emekliyim. Aleviyim. Alevi olduğum için de yolum bir şekilde cemevi ile birleşti. Burada cemevi yönetimindeki insanların teşviki ile Cafer hocamızla tanıştık. Hocamız (Cafer Yelsalı) bize böyle bir imkân sundu. Bizler de böyle bir etkinliğin içinde yer aldık. Güzel bir oyun oldu. Çok fazla çalışamadık. Ezberden konuşmamız gerekiyordu. Süremiz kısıtlı olduğu için okuma tiyatrosu yaptık, katılım da çok iyiydi. Cemevinde böyle sanatsal etkinliklerin olması ve tiyatroya önem verilmesi çok güzel. Sık sık yapılmasını istiyoruz. Bundan sonra da yeni bir oyunumuz var. Sonraki etkinliklerde de bir aksilik olmazsa yine beraber olacağız.”
“CEMEVİ KADINLARA ÇOK GÜZEL İMKANLAR SUNUYOR”
Konuşmasının devamında zamanını daha çok evde geçiren kadınlara seslenen Karataş, “Genelde kadınlarımız özellikle de Alevi kadınlarımız maalesef bu tip sanatsal etkinliklere karşı çok fazla duyarlı değiller. Artık mutfaktan, yemek yapmaktan, ev temizlemekten çıkmaları gerekiyor. Bu sistemde kadınlar haklarını arayamıyor. Kadınların sanatsal etkinliklere kesinlikle girmesi lazım. Cemevi bizlere çok güzel imkanlar sunuyor ama kadınlarımızda bu girişkenlik çok fazla yok. Burada resim, koro, müzik aletlerinin kursları koşulsuz veriliyor ve her türlü imkân sağlanıyor. Çevremizdeki insanları teşvik etmemiz gerekiyor. Cemevine katkıları olsun, katılımları olsun istiyoruz. Pir Haber Ajansı olarak bize bu imkanı verdiğiniz için size de çok teşekkür ediyoruz” şeklinde konuştu.
“ALEVİ DEĞİLİM AMA BURAYA KOŞA KOŞA GELİYORUM”
Emekli ebe olan Hülya Uçar da cemevinde yaptıkları etkinlikleri aktararak; “Emekli olduktan sonra bazı yerlerde çalıştım. Torunlarım var. Evimiz buraya yakın. Burası harika bir yer. Ben aslında Alevi değilim ama Aleviler mükemmel insanlar. Herkes tanısın, dünyada tanısın. Çok iyi ve hoş görülü insanlar. Ben burada çok mutluyum. Burası sanki benim bir evim, bir ailem gibi. Rahatlıkla seve seve, koşa koşa geliyorum. İnanır mısın bazen buraya 1-2 gün gelmesem özlüyorum. Burayı o kadar çok seviyorum ki. Aslında hiç mikrofona konuşmadım, toplumun da içerisinde hiç konuşmadım ama burada öyle bir güven geldi ki bak tiyatroya çıktık. Hocamız çok iyi. Bizleri çok güzel eğitiyorlar. Torunum da geliyor buraya, o da bazı şeyler öğrendi. Ben torunumu hiçbir yere göndermiyorum, çocuk direkt buraya geliyor. Bütün kadınlar gelsin. Burada Alevi-Sünni diye bir şey yok. Sadece insanız. Kadınlar evde durmasınlar, gelsinler ufukları genişler”
“KISA SÜREDE ÇOK ŞEY ÖĞRENDİK”
Tiyatro oyununda görev alan kadınlardan Saadet Çelik ise şunları dile getirdi:
“Ben aynı zamanda kostümcüyüm. Bir arkadaşım sayesinde buradakilerle tanıştım. İyi ki de tanışmışım. Hayata bakış açım değişti. Tiyatroda çok kısa da olsa oynamak bize o kadar çok şeyler kazandırdı ki ufkum daha çok gelişti. Herkese çok teşekkür ederim bize böyle bir imkan sundukları için. Kadınlar isterse her şeyi yapabilir. Yeter ki istesinler, yeter ki emek göstersinler, çaba harcasınlar. Evde oturmakla hiçbir şey olmaz.
“CEMEVLERİ SADECE İBADETHANE DEĞİLDİR”
Emekli memur olan Sevil Demir ise, “Benim çevremde cemevi dendiğinde sadece ibadethane şeklinde düşünülüyor. Ben tiyatroya burada başladığım zaman çok şaşırdı arkadaşlarım. Tiyatroya davet ettiğimde çok şaşırdılar ve gerçekten algıyı kırdığımızı düşünüyorum. Yönetimde bulunan arkadaşların bize bu imkânı sunmaları çok faydalı oldu. Emekli bir kadın olarak buraya 3 yıldır geliyorum. 2 yılı pandemi ile geçti. Pandemide bu tür aktiviteler olmadı. Pandemi sonrası bizim için çok iyi oldu. Gerçekten ben burada kendimi buldum. Tiyatroyla ilgili hiçbir eğitimim yoktu. Hocanın katkı sunması ve verdiği eğitimleri ile çok şey yaptık. Ben açıkçası çok mutluyum öncelikle kendimi yeniden buldum. Sürekli çalıştığım için bu hayatıma bir anlam kazandırdı” ifadelerini kullandı.
“SADECE KADINLAR DEĞİL TÜM KİTLEYE HİTAP EDECEK ETKİNLİKLER VAR”
Tiyatrolara önceden izleyici olarak katıldığını ve çok sevdiği bir sanat dalı olduğunu söyleyen Demir sözlerine şu şekilde devam etti:
“Cemevinin bunu bize sunması gerçekten algıları kıran bir durum. Ben devam etmesini isterim. Kadın canlarımız cemevinde sadece tiyatro var diye düşünmesinler. Ben ilk önce semahla başlamıştım. Sadece semah var diye düşünmesinler. Vakitlerini geçirebileceği bir ortam, arkadaşlık ortamı var. Mesela resim kursları, saz kursları, gitar kursları vb. gibi kurslar da var. Bunları değerlendirsinler. Ayrıca çocuklarını da buraya getirebilirler. Çocuklar için de burada aynı zamanda etkinliklerimiz var. Sadece kadınlara değil tüm kitleye hitap eden aktiviteler var. Ben Manisalıyım. Manisa’da da Cemevlerine gidiyorum. Orada bu tür etkinlikler değil de yardımlar ve kadınlar günü etkinliği var. Ama burada gerçekten birçok etkinlik sunulmakta. Evde boş boş oturup TV dizilerini izleyeceklerine cemevlerine gelerek kendilerini geliştirmelerini tavsiye ederim.”
“TİYATRONUN KÖKENİ DİNLERE DAYANIR”
Cemevinde tiyatro yapmanın Aleviliğin felsefi boyutu ile alakalı olduğunu belirten Tiyatro Hocası Cafer Yelsalı da, “Bütün canların sanatla ilgilenmesi gerekir. Çünkü mesela Aleviliğin bir ritüeli olan semahın tiyatrosal bir gösteri olduğunu biliyoruz. Çünkü tiyatronun kökeni dinlere dayanır. Hatta daha eskiye. Ateşin etrafında avını nasıl avladığını anlatmaya dayanır. Haliyle de Alevilik ve tiyatro aslında birbirini tamamlayan, birbiriyle bütün bir sanat dalı olma özelliği de yürütebiliyor. Az çok görüyoruz, izliyoruz. Tiyatro metinlerine bakarsanız ya Türkiye’deki Alevilik inancı ile bağdaşık metinler olduğunu ya da Pir Sultan Abdal oyunu ya da bu tarz Alevi dede, Abdal önderlerin oyunlarının yapıldığını görürsünüz. Onun dışında da Avrupa formlarına bakınca da Aleviliğe yakın olan mezheplerle birlikte iş yapıldığını görürsünüz” dedi.
“CEMEVLERİMİZ ALEVİLERİN EĞİTİM MERKEZİDİR”
Tiyatronun fiziksel görünmesine karşın daha çok felsefi boyutu olan bir sanat olduğunu vurgulayan Yelsalı şunları ifade etti:
“Bütün vücut ve beş duyu organı kullanılır tiyatroda. Tiyatroda Alevilik inancıyla ters düşecek hiçbir şey yoktur. O yüzden de en rahat cemevlerinde tiyatro yapılabileceğini düşünüyorum. Burada öncelikle cemevlerimiz Alevilerin eğitim merkezleridir. Aynı zamanda sanatsal faaliyet gösterecekleri yerlerdir. Cemlerin yapıldığı kadar bunlara da önem verdiğimiz aşikâr. Böyle bir durum varken de burada bir tiyatro eğitimi vermek önemli oluyor. Burada insanlara tiyatroyu öğretmek, tiyatronun neden önemli olduğunu anlatmak önemli. Burada da bir oyun çıkarmak istedik ve gayet başarılı bir oyun çıkardık. Oyunumuz aslında bir defaya mahsus oynandı. Kısa bir sürede hazırlanan bir oyundu. Kısa bir sürede çok kısa bir eğitimle direk sahneye çıkıp ve o sahnedeki minimal de olsa gereksinimlerin hepsinin yapabilmeleri büyük bir başarıdır. Bunun altını çizmek lazım.”
“TİYATRO AYNI ZAMANDA POLİTİK BİR SANATTIR”
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’ne hitaben İtalyan Oyun Yazarı Dario Fo’nun kadın oyunlarından bir uyarlamayı sahnelediklerini söyleyen Yelsalı, “Okuma tiyatrosu adıyla yaptık ama aslında orada cidden bir oyun oynandı. Kadınların hikayeleri anlatıldı ve kadınların yaşadığı sorunlara değinildi. Çünkü tiyatro aynı zamanda politik bir sanattır. Şimdi başka bir proje hazırlıyoruz. Onun yazımını ben yapıyorum. Yine kadınlar üzerine kadın temalı bir oyun. Buradan tüm Türkiye’ye çağrım cemevlerinde tiyatroyu özendirici işler yapsınlar. Tiyatro Alevilik inancıyla çok uç ve ayrı noktalarda değil. Felsefi olarak neredeyse aynı özellikleri taşıyan durumlar var. Oyunları da okumalarını öneririm herkese. Özellikle bizim Alevi gençlerinin daha fazla tiyatroyla bağdaşık olmaları ve izlemeleri gerekiyor” diye konuştu.
Cebrail ARSLAN/ANTALYA
Yoruma kapalı.