PİRHA – Hasankeyf’in, “enerji bahanesiyle sermayenin para hırsına kurban edilmesine” karşı çıkan EGEÇEP üyeleri, antik kentin korunarak geleceğe taşınmasının tarihsel bir sorumluluk olduğunu vurgulayarak, herkesi mücadeleye davet etti.
Ege Çevre Platformu (EGEÇEP) üyeleri, Ilısu Barajı’nın sularına gömülmek istenen 12 bin yıllık geçmişe sahip antik kent Hasankeyf’in korunması için çağrı yaptı. Alsancak semtinde bulunan Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde yapılan açıklamaya Halkların Demokratik Partisi (HDP) yöneticileri ve birçok sivil toplum örgütü temsilcisi de destek verdi.
“Hasankeyf’e Dokunma, Dicle Özgür Aksın” pankartı açılan eylemde, açıklamayı EGEÇEP Dönem Sözcüsü Alime Yalçın okudu.
“Hasankeyf sular altında bırakılamaz” diyerek sözlerine başlayan Yalçın, barajda su tutulma işlemlerine bugün başlanmasına rağmen Hasankeyf kentini ve Dicle vadisini kurtarmaya dönük umutlarının hala sürdüğünü ifade etti.
“BİR ÇOK UYGARLIĞIN KALINTILARI VAR”
Hasankeyf’in açık hava müzesi özelliğini taşıdığını söyleyen Yalçın, şunları belirtti: “Hasankeyf, tarih öncesi dönemlerden başlayarak Helenistik dönemden Büyük Selçuklular’a kadar pek çok farklı kültürün mirasını barındıran özgün bir doğal ve arkeolojik SİT alanıdır. Tarihi Ilısu kaplıcalarının kaynağında yapılmakta olan Ilısu Barajı su tuttuğunda, bazı bilim insanlarına göre Göbeklitepe ile aynı yaştaki antik Hasankeyf kenti sulara gömülecek, çoğu henüz kazılmamış olan 289 höyük de risk altında olacak. Antik kentin üzerine kurulduğu kaya kütlesinin, Dicle Nehri ve onunla birleşen küçük akarsuların 100 binlerce yıllık aşındırması sonucu meydana geldiği düşünülmektedir. Hasankeyf ve çevresini besleyen Dicle nehrinin alüvyonları altında, insanlık tarihine ışık tutacak daha kim bilir kaç uygarlığın kalıntıları var.”
“HASANKEYF PARA HIRSINA KURBAN EDİLMEMELİ”
Barajla birlikte yörede yaşayan insanların tüm geçmişi ve geleceğinin de sular altında kalacağını ifade eden Yalçın, Dicle vadisinin ekolojik, tarihi ve kültürel yapısının onarılmaz biçimde bozulacağını kaydetti.
Yalçın, bugün bitme aşamasına gelen Ilısu Projesi yapılırken, ulusal ve uluslararası birçok sözleşme ve yasanın dikkate alınmadığını da vurguladı.
Yalçın, “Projenin bilimsel bir Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) raporu dahi bulunmamaktadır. Hasankeyf, enerji bahanesiyle sermayenin para hırsına kurban edilmemelidir. Dünya kültür mirasının bir parçası olan Hasankeyf’in korunarak geleceğe taşınmasının, tarihsel bir sorumluluk olduğunun bilinciyle, herkesi Hasankeyf’in korunması mücadelesine katılmaya çağırıyoruz” dedi.
“SULAR ÖZGÜRCE AKARSA YAŞAM VAR”
HDP Ekoloji Komisyonu üyesi Turgut İner ise, yaptığı konuşmada Hasankeyf’te geçtiğimiz günlerde yaşanan yangına dikkat çekti.
Kentin kimler tarafından yakıldığının hala belli olmadığını ve ne kadar hasar olduğunu bilmediklerini söyleyen İner, Hasankeyf’i Yaşatma Girişimi’ne inceleme izni verilmesi gerektiğini söyledi. İner, “Binlerce yıllık insanlık tarih yakılmak istendi. Orada milyonlarca canlı ve ekoloji sistemine sahip alan zarar görecek. Dicle Vadisi 400 km boyunca gittiği her yere hayat veriyor. Sular özgür akarsa ancak yaşam vardır, ekosistem vardır” diye konuştu.
Eylem, yapılan konuşmaların ardından alkışlarla son buldu.
PİRHA/İZMİR
Yoruma kapalı.