PİRHA-Ümraniye Katliamı’nın 27. yıldönümünde hayatını kaybedenler, 1 Mayıs Mahallesi’nde düzenlenen yürüyüş ile anıldı. Yürüyüş sonrası yapılan açıklamada, “27 yıl öce başlatılan ve 27 yıldır tekrar ettiğimiz katiller bulunsun, adalet önünde hesap versin” denildi.
15 Mart 1995 günü gerçekleştirilen Ümraniye Katliamı’nın 27. yıldönümünde, hayatını kaybedenler 1 Mayıs Mahallesi’nde düzenlenen yürüyüş ile anıldı. Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Ataşehir Şubesi Cemevi’nde bir araya gelenler, 30 Ağustos İlkokulu’na kadar yürüyüş gerçekleştirirken, burada basın açıklaması yaptı.
Yürüyüşe, Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Zeynel Özen, Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu (AABK) Onursal Başkanı Turgut Öker, PSAKD Genel Başkanı Gani Kaplan, Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Eş Genel Başkanı Kadriye Doğan, Hubyar Sultan Alevi Kültür Derneği Başkanı Aydın Deniz ve çok sayıda Alevi yurttaş katıldı.
Yürüyüş sırasında sık sık anons yapan polis, İbrahim Kaypakkaya’nın fotoğrafının bulunduğu flamaların kaldırılmasını istedi. Uyarılara rağmen yürüyüş 30 Ağustos İlkokulu’na kadar devam etti. Burada yapılan açıklamayı ise katılımcı kurumlar adına PSAKD Ataşehir Şubesi Başkanı Gülsev Kaya okudu.
Gülsev Kaya, üzerinden 27 yıl geçen Gazi ve 1 Mayıs Mahallesi katliamlarının, yaşayanların ve yaşatanların hafızalarında durduğunu belirterek, “Unutmadık, affetmedik” dedi.
Provokasyonlarla amaçlanan Alevi Sünni çatışması çıkarmak ve bunun üzerinden Türkiye’de adalet, eşitlik mücadelesi yürüten devrimcileri, sosyalistleri ve tüm toplumsal dinamikleri sindirmek ve baskı altına almak olduğunun altını çizen Gülsev Kaya, “Bu denenmiş yöntemler dönemsel farklılıklar arz etse de özde değişiklikler bulunmamaktadır. Bazen Alevi-Sünni, bazen Kürt-Türk çatışmaları ile bu süreç uzun süredir tekrarlanmaktadır. Gazi ve Ümraniye sonrası benzeri olayları Roboski’de, Diyarbakır’da, Suruç’ta ve Ankara’da yaşadık. Gazi ve Ümraniye de olduğu gibi tüm yaşananların üzerinden geçen süre içinde bu katliamların sorumluları bulunmadı. Kerbela, Koçgiri, Dersim, Sivas, Malatya, Ortaca, Maraş katliamları da, bu katliamlara sessiz kalanları da unutmayacağız, unutturmayacağız” diye belirtti.
“KATİLLER BULUNSUN ADALET ÖNÜNDE HESAP VERSİN”
Gazi ve Ümraniye Katliamı davalarının göstermelik mahkemeler ve göstermelik soruşturmalarla sonuçlandırıldığını dile getiren Gülsev Kaya, şunları ifade etti:
“Yitirdiğimiz canların yakınları başta olmak üzere kamuoyu vicdanında bu sonuçlar kabul görmedi, görmeyecek. Hukuk sistemi adeta bu davalarda tiyatro oynattı. Ancak üzerinden 27 yıl geçmesine rağmen yeni tanıklar yeni görüntüler yeni bilgiler ile Ümraniye Katliam davası yeniden açıldı. Dün Anadolu Adliyesi’nde görülen duruşmada avukatların kovuşturmanın genişletilmesi talebiyle dava 19 Eylül 2022’ye ertelendi. Talebimiz bu davada bellidir. 27 yıl öce başlatılan ve 27 yıldır tekrar ettiğimiz katiller bulunsun, adalet önünde hesap versin.
Mart ayı tarih olarak katliamların yaşandığı aydır. Halepçe’de Kürtlerin yaşadıkları yerlerde kimyasal silah kullanılarak binlerce Kürt katledilmesine, İstanbul’da üniversite öğrencilerinin üzerine bombalar atılmasına, bu ülkede adalet eşitlik diyen devrimcilerin katledilmesine tanıklık ettik kanlı Mart ayında.
“TÜM TOPLUM ZAPTURAPT ALTINA ALINMAK İSTENİYOR”
Bugün her şey tek tipleştirilerek, inancımız, dilimiz ve kimliğimiz üzerinde kurulmaya çalışılan baskı politikaları ile tüm toplum zapturapt altına alınmak isteniyor. Barışı savunanlara, savaşa karşı çıkanlara, en demokratik hakkını arayanlara ve haklarını kullananlara karşı gözaltı, tutuklamalar ile talepler bastırılmakta, tüm toplum abluka altında açlık ve yoksulluğa terk edilmektedir.
“BİR OLMALIYIZ”
Zam, zülüm ve yoksulluk karşısında daha iyi bir yaşam için örgütlenmek isteyen işçilerin grevleri yasaklanmakta, sanatçılar gazeteciler gözaltına alıp tutuklanmakta. Kısacası yaşanan krizin faturası yoksul emekçi halka çıkarılıyor. Doğanın talanı, gençliğin geleceksizleştirilmesi, kadınlara yönelik sistematik şiddet, işçi sınıfının haklarının yok sayılması, hapishanelerde hasta tutsaklar başta olmak üzere tüm tutsaklara yönelen hak gaspları, tedavi hakkının engeli ve infaz yakmalar bu düzen sürsün diyerek hukuksuz hukuklarına kan taşımak içindir. Ekmek, yağ kuyrukları, benzine günde beş kere gelen zam ve daha önümüzdeki dönem onlarca kat artarak gelecek olan zam deryasında bizi boğmaya hazırlandıklarını görmek ve bunun için bir olmak durumundayız.
“HALKLARIN EŞİT VE KARDEŞÇE, İNANÇLARIN VE DİLLERİN ÖZGÜRCE BİR ARADA YAŞAMINI SAVUNMAKTAYIZ”
Siyasi olarak emperyalistlerin dünyayı saran sosyal, siyasi, ekonomik krizleri ile yönetememe krizi daha da büyüyor, derinleşiyor. Emperyalistler arası hegemonya dalaşının yeni sahası Suriye’den sonra Rusya-Ukrayna savaşıyla ortaya çıktı. Bu çatışma ve savaşların faturası dolaysız olarak bölge halkına, işçi ve emekçi yığınlara kesilmektedir. Şimdiden bu savaşın sonuçları vahşet düzeyinde yaşanmaya başladı. Bizler her yerde ve her zaman Halkların eşit ve kardeşçe, inançların ve dillerin özgürce bir arada yaşamını savunmaktayız.
Katliam, baskı ve yasaklar karşısında sessiz kalamayız. Mücadele etmeksizin baskı ve katliamlardan kurtulamayız. Demokrasi, özgürlük ve adalet mücadeleyle yaratılacak ve kazanılacaktır. Bu sebepledir ki bulunduğumuz her alanda örgütlenmeli ve saldırılara karşı her alanda örgütlü mücadele etmeliyiz. Özlem duyduğumuz her türlü şey mücadeleyle gelecektir. Öyleyse baskı ve katliamlara set olmak için şimdi daha güçlü ve birlikte mücadele edelim.”
Açıklamanın ardından hayatını kaybedenler için çiçekler bırakıldı.
PİRHA /İSTANBUL
Yoruma kapalı.