Alevi Haber Ajansi

Vekillerden Erdoğan’a ‘sürtük’ tepkisi: Bu söylem bir utançtır; kaos yaratma peşinde

PİRHA- Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Gezi Direnişi’ne katılanlara ‘çürük, sürtük’ diyerek hakaret etmesine tepki gösteren HDP’li ve CHP’li vekiller, Erdoğan’ın sözlerinin utanç verici olduğunu belirttiler.  Vekiller, “Gezi, Türkiye coğrafyasında doğanın korunması, demokrasinin var edilmesi gibi birçok konuda halkın verdiği mücadeledir. Bu yüzden AKP Gezi’yi hazmedemiyor. Bir seçim sürecine giriyoruz. Siyasi iktidarın izlediği tarz, üslup bu olacaktır” dedi. 

AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Gezi Direnişi’ne katılanlara ‘sürtük’ diyerek hakaret etmesine tepki yağıyor.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekilleri Habip Eksik ve Murat Çepni ile Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Ali Şeker, Erdoğan’ın hakaretine tepkilerini dile getirdi.

Cumhurbaşkanının üslubunu eleştiren vekiller, Gezi Direnişi’nin AKP iktidarının kaybetmeye başlamasında bir kırılma anı olduğunu belirterek tüm baskı ve yasaklamalara rağmen 9. Yılında Gezi için hala onlarca insanın sokağa çıkmasının AKP iktidarını korkuttuğunu söylediler.

“AKP İKTİDARI YALAN VE KAOSTAN BESLENİYOR”

HDP Iğdır Milletvekili Habip Eksik, AKP’nin kendisini yalanlarla var eden bir siyasi parti olduğunu vurgulayarak şöyle konuştu:

“AKP, her sıkıştığında Türkiye toplumunu kutuplaştırıp, kaotik bir ortama sürükleyip, kendince kendine bir alan açmaya çalışıyor. Bunu 7 Haziran’la Kasım’da olan iki seçim arasında da görmüştük. Dönemin Başbakanı ‘beyaz toroslar’ lafını söylemişti. İktidarın yönettiği kurumların görevlerini tam anlamıyla yerine getirmemesi sebebiyle, Türkiye’nin birçok noktasında IŞİD’in bombalı eylemleri yaşanmıştı. Bu saldırıların failleri hala net bir şekilde ortaya çıkartılmadı. AKP yalan, sahtekarlık ve kaotik ortamlardan beslenme politikası yürütüyor. Gezi olayları Türkiye coğrafyasında doğanın korunması, demokrasinin var edilmesi gibi birçok konuda bir halkın mücadelesidir. Bu yüzden AKP Gezi’yi hazmedemiyor. AKP hem doğa hem de demokrasi düşmanıdır. Halka düşman olan bir siyasi iktidardan da başka bir şey beklenmez. Ahlaksızca diyebileceğimiz söylemler de bulunuyorlar.”

 “CUMHURBAŞKANININ ÇIKIP BİR AN ÖNCE ÖZÜR DİLEMESİ GEREKİR”

AKP’nin geçmişte de ‘deri ceketliydiler, içkiliydiler, camilere girdiler’ diye yalanlar söylediğini anımsatan Eksik, “Ancak hepsinin yalan olduğu ortaya çıktı. Caminin müezzini vicdanlı ve ahlaklı olması dolayısıyla böyle bir şeyin olmadığını da açıkladı. Ancak siyasi iktidar bu yalanı hala devam ettiriyor. Özellikle de Gezi’de taleplerini dile getiren kadınlara karşı son derece ahlaksızca söylemlerde bulunmuşlardı. Bu durum asla kabul edilemez. Konumu, statüsü ne olursa olsun kimsenin kimseye hakaret etme hakkı yok. Cumhurbaşkanının çıkıp bir an önce özür dilemesi gerekir. Olması gereken budur. Siyasetin izlenmesinin sebebi de AKP iktidarının kaybediyor oluşudur. AKP gidiyor” diye belitti.

“TÜM BASKILARA RAĞMEN İNSANLARIN SOKAKLARA AKMASINDAN KORKUYORLAR”

HDP İzmir Milletvekili Murat Çepni de, Cumhurbaşkanının dilinde ne varsa beyninde de o olduğunu ve beynindekini diline yansıttığını belirterek şunları söyledi:

“AKP bir yalan iktidarı. Tüm kamuoyunun bildiği gerçekleri kendi havuz medyası üzerinden gerçekmiş gibi lanse etmeye devam ediyor. Bundan başka hiçbir siyaseti kalmamış durumda. Kadınlara yönelik düşmanlığı da biliniyor zaten. Aynı zamanda Gezi’ye olan düşmanlığı da biliniyor. Her fırsatta kafasının arkasındaki ideolojik argümanlar neyse ona uygun hakaretler ediyor. AKP’nin bundan başka bir politikası da kalmamış durumda. Gezi’den korkusunun sebebi de bu. Gezi tüm bu politikalara karşı demokrasi, özgürlük, adalet diyenlerin, gençlerin, LGBTİ+’ların, Alevilerin, Kürtlerin, kadınların bütün halkın meydanlara aktığı bir olaydır. Saraya karşı, faşizme karşı sokaklara çıktılar. Diktatörlük doğal olarak bundan korkar. Diktatörlük hayır diyen herkesten korkar, itiraz eden herkesten korkar ve onları düşmanlaştırır. AKP de bunu yapıyor. Ama bunun dertlerine çare olmayacağını söyledik. Bu çabaların hepsi nafile.

“BU HAKARETLERİ YAPANLAR BUNLARIN HESABINI VERECEKTİR”

Gezi’nin 9. yılında da görüldüğü üzere birçok alanda insanlar, baskılara rağmen alanlara çıktılar. 8 Mart meydanlarına, Newroz meydanlarına, 1 Mayıs meydanlarına aktılar. Tüm baskılara rağmen halk iradesi dimdik ayakta. Bu da onları çıldırtıyor. Bu çirkin saldırının sebebi de bu sokakları hiç boş bırakmayan, kimliğine, özgürlüğüne her koşulda sahip çıkan, mücadelesini verenler oldu kadınlar. Bir gün bu hakaretleri yapanlar bunların hesabını verecektir.”

“ÖTEKİLEŞTİRME VE NEFRET DİLİNİ KULLANMAK SUÇTUR”

CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal söz konusu hakarete ilişkin, “Allah kimseyi Tayyip Erdoğan’ın durumuna düşürmesin. Neden? Çünkü sıradan bir vatandaşın dahi bu şekildeki söylemleri Türk Ceza Kanunu’nun 216 maddesine göre ayrımcılık ve bu ayrımcılık nedeniyle suç işlemektir. Ötekileştirme ve nefret dilini kullanmak suçtur. Bir Cumhurbaşkanı bu toplumun doğasından, 84 milyondan, uçan kuşundan, böceğinden, suyundan her şeyinden sorumludur. Tüm insanları kucaklaması gerekir. Ettiği Cumhurbaşkanlığı yemini metni bunu gerektiriyor. Dünyanın hiçbir ülkesinin Cumhurbaşkanı, devlet başkanı bu şekilde bir üslup kullanmaz” dedi.

“SEÇİMLERE GİDERKEN KAOS YARATMA PEŞİNDELER”

Siyasi iktidarın bu dille gerginlik politikası yarattığını söyleyen Tanal, sözlerine şöyle devam etti:

“Bilerek isteyerek planlanarak yapılan bir politikadır. Seçime giderken nasıl kaos yaratırızın bir örneğidir bu. Hiç kimseyi ötekileştirmeden, hiç kimseyi dışlamadan, hiç kimseye karşı nefret dilini kullanmadan ancak ve ancak kardeşçe, demokrasi içerisinde, hukukun üstünlüğü ilkesi çerçevesinde bu ülke kalkınabilir. Nefret dili ile hiçbir yere varamayız. Devletin amaç ve görevi toplumun huzur ve güvenliğini sağlamaktır. Ayrıca devlet vatandaşının maddi manevi anlamda gelişmesini de sağlamalıdır. Cumhurbaşkanı yasalarda yazan maddelere riayet etmiyor. Tam tersi davranıyor. Cumhurbaşkanının yaptığı yasalara göre suçtur.”

“61 YAŞINDAYIM BÖYLE BİR KELİMEYİ AĞZIMA ALMADIM”

Seçim sürecine girildiğine dikkat çeken Tanal sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bir seçim sürecine giriyoruz. Siyasi iktidarın izlediği tarz, üslup bu olacaktır. Geçmişteki tüm seçim süreçlerine baktığımızda da her zaman toplumu geren, kutuplaştıran söylemlerde bulunmuştur. Kimsenin bu oyuna gelmemesi lazım. Ancak kardeşçe, barış içerisinde, kimseyi ötekileştirmeden kalkınabiliriz, ilerleyebiliriz. Adalete, demokrasiye böyle kavuşabiliriz. İnsanlar ekonomik kriz nedeniyle perişan durumda. Vatandaş tarlasına tohum ekemiyor, ektiği tohuma gübre bulamıyor. Bu aynı zamanda gündem değiştirmektir. Ben 61 yaşındayım, bazen kavga ettiğim, tartıştığım oldu. Ancak böyle bir kelimeyi ağzıma almadım. Vatandaşımız bu söylenenleri unutmayacaktır. Seçimlerde gereken cevabı verecektir.”

“BU SÖYLEM TÜRKİYE ADINA BİR UTANÇTIR”

CHP İstanbul Milletvekili Ali Şeker ise siyasi iktidarın kullandığı dilin kimseye bir şey kazandırmayacağını ifade ederek; “Cumhurbaşkanı bulunduğu makama da yakışmayan bir üslup sergilemiştir. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına böyle bir hakareti, o makamda oturan bir kişinin yapması Türkiye adına da maalesef bir utançtır. Camiye girdiler yalanı bilinçli olarak tekrarlanıyor. Kabataş ve Dolmabahçe yalanının gerçek olmadığı defalarca kanıtlanmasına rağmen tekrar tekrar gündeme getiriliyor ve insanlar bunun üzerinden kutuplaştırılmaya çalışılıyor. Asıl mahkum edilmek istenen Gezi’de bir araya gelen kardeşlik, barış, demokrasiyi, çevreyi ve doğayı Koruma duygularıyla birleşen insanların birlikteliğidir. O birliktelik gerçekleştiğinde iktidar kaybediyor. İktidarın kaybetmeye başlamasının temeli Gezi’ye dayanıyor. 9 yıl geçmesine rağmen Gezi ruhu büyüyerek devam ediyor ve iktidarın korkulu rüyası olmaya devam ediyor” diye konuştu.

Melis CİDDİOĞLU/ANKARA

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak