Alevi Haber Ajansi

‘Türkiye hapishanelerinde 604’ü ağır en az bin 605 hasta tutsak var’ -VİDEO

PİRHA- İHD Ankara Şubesi Cezaevi Komisyonu, 3 Aylık İç Anadolu Bölgesi Hapishaneleri Hak İhlalleri Raporu’nu açıkladı. Raporda, 3 ay içinde 9 kişinin cezaevinde yaşamını yitirdiği belirtilirken, 604’ü ağır olmak üzere en az bin 605 hasta tutsak bulunduğu ifade edildi.

İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesi Hapishaneler Komisyonu, Temmuz, Ağustos, Eylül aylarını içeren ‘3 Aylık İç Anadolu Bölge Hapishaneleri Hak İhlalleri Raporu’nu İHD Ankara Şubesi’nde yaptığı basın toplantısıyla açıkladı.

Raporu komisyon adına İHD Merkez Yürütme Kurulu Üyesi Nuray Çevirmen okudu. Çevirmen raporda yer alan ayrıntıları paylaşarak, 35 başvurunun kayda geçirildiğini belirtti.

Çevirmen, raporda kayda geçen istatistiklere göre; ceza infaz kurumlarında toplam 292 bin 74 tutuklu ve hükümlünün bulunduğu, İç Anadolu Bölgesi’nde bulunan 18 cezaevinde, İç Anadolu Bölgesi dışında Van F Tipi Kapalı Cezaevi ve Şanlıurfa 1’Nolu T tipi Cezaevi’nde gerçekleşen hak ihlallerinin de raporlandığı bilgisini verdi.

Raporda ayrıca, basına yansıyan haberlerden elde edilen veriler doğrultusunda Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarında çeşitli cezaevlerinde 9 kişinin yaşamını yitirdiği belirtildi. İHD’nin verilerine göre, hapishanelerde en az 604’ü ağır olmak üzere en az bin 605 hasta tutsak bulunduğu ifade edildi. İç Anadolu Bölgesi’nde ki Hapishanelerde ise 41’i kadın olmak üzere en az 264 hasta tutsak bulunduğu belirtildi.

“MAHPUSLARIN TEDAVİ OLMASI ENGELLENİYOR”

Raporda, tutsakların avukatlar aracılığıyla aktardıkları sağlık problemleri şöyle sıralandı;

 “Tek kişilik, sağlıksız nakil araçları ile sevkler yapılmakta; bu durum özellikle kalp, astım, epilepsi hastalarının sağlıklarını kötü etkilemektedir. Mahpuslar kelepçeli muayene edilmekte, kelepçeli halde hastane sevkleri yapılmaktadır. Hasta mahpuslar revire geç çıkarılmakta, hastane sevkleri ya geç yapılmakta ya da hiç yapılmamaktadır. Ayrıca rutin yapılması gereken test ve kontroller de aksamaktadır. Adli Tıp Kurumu politik tutum izleyerek ‘Hapishanede Kalamaz’ raporu vermemekte, tam teşekküllü hastane ve üniversite hastanelerinin ‘Hapishanede Kalamaz’ raporları kabul edilmemekte ve ağır hasta mahpusların infazları ertelenmemektedir. Diyet yemeği ihtiyacı olan mahpusların diyet yemeği talepleri karşılanmamaktadır. Kendi öz bakımını yapamayacak kadar hasta olan mahpuslar durumlarına bakılmaksızın hapishanelere konulmaktadır. Ağır psikolojik rahatsızlıkları olan mahpuslar tahliye edilmiyor. Mahpusların diş tedavileri yapılamamaktadır. Bir mahpus hastaneye 8 aydır sevk edilmediği için ve diğer yaşanan sorunlardan kaynaklı olarak açlık grevi başlatmıştır. Mahpuslar kullanmış oldukları ilaçların temininde zorluklarla karşılaşmaktadır. Astım hastalarının sigara içilmeyen odalara geçme talepleri kabul edilmemektedir. Bir mahpusun, ücretini ödemiş olmasına rağmen 5 yıldır diş tedavisi yapılmamaktadır.”

 “HAPİSHANELERDE İŞKENCE DARP VE KÖTÜ MUAMELE VAR”

Raporda işkence ve kötü muamele ilgili tespit edilen sorunlar ise şu şekilde sıralandı:

“İç Anadolu Hapishanelerinde 7 mahpus işkence, darp ve kötü muameleye maruz kaldıklarını ifade etmişlerdir. Aksaray T Tipinde bir mahpus işkence görmüş, hastaneye götürülmemiş ve şikayetleri kabul edilmemiş ve bu nedenle de açlık grevine başlamıştır. Kayseri 1 Nolu T Tipinde bir mahpus darp edildiğini, üç dört kere copla falakaya yatırıldığını, 7-8 memurun ellerini ve ayaklarını tuttuğunu, ayakkabısını çıkardıklarını ve ayaklarının altına vurmaya başladıklarını, acıdan birkaç gün ayaklarının üzerine basamadığını, çok işkenceye maruz kalan insan tanıdığını aktarmıştır. Konya/Akşehir T Tipinde bir mahpus gözaltına alınırken kolluk tarafından işkence ve hakaretlere uğradığını aktarmıştır. Konya/Seydişehir’de bir mahpus, tek tutulduğu ve kimse ile görüştürülmediği için kendisi ve aynı cezaevinde bulunan 4 mahpus açlık grevi başlatmışlardır. Sincan 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Cezaevinde bulunan bir mahpus kendisine işkence yapıldığını aktarmıştır. Sincan 3 Nolu L Tipinde iki kadın mahpus şiddete uğradıklarını aktarmışlardır. Hapishanelerde mahpuslara çıplak arama uygulaması devam etmektedir.”

“KEYFİ GEREKÇELERLE İNFAZLAR YAKILIYOR”

Raporda disiplin cezaları ve infazla ilgili tespit edilen sorunlar ise şu şekilde sıralandı:

“Şartlı tahliye koşulları sağlanmasına rağmen keyfi gerekçelerle tahliyeler uzatılmakta ve bu uygulama gözlem kurulu kararıyla gerçekleşmektedir. Hapishanelerde bu durumda olan pek çok mahpus bulunmaktadır. Sincan Kadın hapishanesinde 4 kadın mahpusa Kürtçe şarkı söyledikleri ve halay çektikleri için ceza verilmiş ve tahliyeleri ertelenmiştir.”

 “MAHPUSLARA CİDDİ BASKILAR YAPILIYOR”

Raporda baskılar, iletişim yasakları şöyle sıralandı;

“Sosyal faaliyetler (spor, sohbet, kurs) kimi yerlerde tamamen durdurulmuş kimi yerlerde de kısıtlanmıştır. Çok nadir spora çıkarılan yerlerde de mahpuslar aynı koğuştakiler çıkabiliyor. Kapalı görüşler ayda iki kez yaptırılıyor. Pandemi sürecinde haftalık 20 dakikalık telefon kullanma hakkı tek bir numarayı arama şekline indirgenmiştir. Cenazelerine katılmak isteyen iki mahpusun talepleri kabul edilmemiştir. Koğuş aramalarında görevlilerin kimi zaman koruyucu malzeme (maske, eldiven vb.) kullanmadıkları aktarılmıştır. Mahpuslara metal kaşık verilmemekte, onun yerine sağlıksız olan plastik kaşıklar verilmektedir. Mahpuslar tarafından her türlü mektup-kart gibi postaların idareye verilerek bedellerinin emanet paradan kesilmesi şeklinde uygulanmasına rağmen son değişiklikle mahpusların gönderilere kendilerinin pul yapıştırması istenmiş ancak her posta gönderisinin APS, taahhütlü, normal mektup olması ve gramajlarının da tespit edilmesinin olanaksızlığı nedeniyle bu uygulamaya uyum sağlanamamış, Posta İdaresi, bu uygulamanın kendilerinden kaynaklanmadığını, hapishane idaresi tarafından inisiyatif alındığına dair cevabı bir mahpusa yazılı olarak iletmişlerdir. Geçmişte aynı koğuşta bulunan mahpuslar bir den fazla mektubu aynı alıcıya gönderebiliyorken atık bu haktan yararlanamıyorlar. Yeni Yaşam, Evrensel gazeteleri mahpuslara verilmemekte, gerekçe olarak da Basın İlan Kurumu’ndan resmi ilan ve reklam yayınlama hakkı bulunmayan gazetelerin hapishanelere alınmadığı aktarılmıştır. Mahpusların kantinden alarak bir radyo bulundurma hakları olmasına rağmen radyoları toplatılmıştır. Ailelerinden uzak hapishanelerde bulunan mahpusların sevk talepleri kabul edilmemektedir. Afyon 1 Nolu’da kargoyla gelen kitapları ayda 2 kitap olarak verilmekte, odada kişi başı 5 kitap bulundurulmakta ve dış kantin yoluyla kendi paralarıyla satın almak istediklerinde ise sadece 1 yayınevi ile anlaşıldığı için istedikleri kitapların bulunmadığı söylenmektedir. Mahpuslara aileleri tarafından getirilen dergiler verilmemiş ve bunun için de bir gerekçe gösterilmemiştir. Afyon 1 Nolu’da bir mahpusun tutmuş olduğu 3 deftere aramada el konulmuş ve kendisine de gerekçe iletilmemiştir. Kırıkkale F Tipinde bir mahpusun yazmış olduğu 400 sayfalık romana el konulmuş ve geri verilmemiştir. Mahpusların sigara içilmeyen odalara geçme talepleri kabul edilmemektedir. Kantinde satılan ürünler hem çeşit olarak az hem de fiyatları yüksektir. Ayrıca verilen ürünler kalitesizdir. Her mahpusun ücretsiz olarak içme suyuna erişim hakkı olmasına rağmen musluk suyunun içilemez olmasından dolayı ücretle kantinden su almak zorunda kalınmakta, mahpusların çoğunun yoksul ve parası olmadığından bir külfet ve mağduriyet oluşmaktadır. Mahpuslara verilen yemekler besleyici değildir. 1 Mahpus maddi imkansızlıklar nedeniyle, kıyafet yardımı yapılmasını talep etmiştir. Sincan 3 Nolu L Tipinde iki kadın mahpusun kaldığı yerde kameranın biri banyo kapısını görmektedir.”

 “ULUSLARARASI SÖZLEŞMELERE UYULARAK MAHPUSLARIN ŞARTLARI DÜZELTİLSİN”

Çevirmen son olarak raporda yer alan önerileri de şöyle sıraladı:

“BM Kişisel ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesi’nin 10. maddesinde açık bir şekilde ‘Özgürlüğünden yoksun bırakılmış kişiler insani muamele ve insanın doğuştan kazandığı insan onuruna saygılı davranış görme hakkına sahiptir’ denilmektedir.
Yine BM Mahpusların Islahı İçin Temel Prensiplerin 1. maddesinde; ‘Bütün mahpuslara doğuştan sahip oldukları insanlık onurunun ve değerin gerektirdiği saygıyla muamele yapılır’ denilmektedir. Oysa İç Anadolu Bölgesindeki hapishanelerde insanlık onuruna yakışır muamele yapılmamakta ve mahpuslar şiddet, hakaret ve kötü muameleye ve hak ihlallerine maruz kalmakta, hasta olanların tedavileri aksatılmakta, iletişim ve bilgi edinme hakları engellenmektedir. Hapishanelerde son dönemlerde artış gösteren işkence-darp vakalarına son verilmeli, sorumlu olan kişiler hakkında soruşturma açılmalı ve cezai yaptırımlar uygulanmalıdır.

Mahpuslara yapılan işkence, onur kırıcı ve kötü muameleler Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile yasaklanmıştır: AİHS, Madde 3: ‘İşkence Yasağı- Hiç kimse işkenceye, insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza veya işlemlere tâbi tutulamaz.’ Hapishanelere bağımsız sağlık kurumlarının girmesine ve inceleme yapmasına izin verilmelidir. Hapishanelerin denetiminde başta meslek kuruluşları ve insan hakları örgütleri olmak üzere ilgili kuruluşların yer alacakları şekilde yasal düzenlemeler yapılmalıdır. AİHS’in 14. maddesinde düzenlenen ‘Ayrımcılık Yasağı’ ilkesine göre ‘Bu Sözleşmede tanınan hak ve özgürlüklerden yararlanma, cinsiyet, ırk, renk, dil, din, siyasal veya diğer kanaatler, ulusal veya toplumsal köken, ulusal bir azınlığa aidiyet, servet, doğum başta olmak üzere herhangi başka bir duruma dayalı hiçbir ayrımcılık gözetilmeksizin sağlanmalıdır.’ Türkiye hapishanelerinde bulunan hasta mahpusların acil ve kalıcı tedavileri yapılmalı, hapishane koşullarında tedavisi yapılamayan/yapılmayan hasta mahpusların da acilen infazları durdurulmalıdır.”

Raporda, yaşananlara, hak ihlallerine karşı Adalet Bakanlığı, ilgili tüm kurum ve kuruluşlar göreve davet edildi.

PİRHA/ANKARA

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak