Alevi Haber Ajansi

Prof. Dr. Atilla Güney: Pazarlığın adı müzakere oldu-VİDEO

PİRHA- Deprem felaketinde yaşanan sorunlar ve ölümlerin iktidarın yetememesi veya basiretsizliği olarak açıklanamayacağının altını çizen Prof. Dr. Atilla Güney, “Bu sistematik bir kaos yaratma haliydi” dedi. Millet İttifakı cephesinde yaşananlara da değinen Güney, müzakere adı altında pazarlık yürütüldüğünü belirtti.

Deprem felaketinin üzerinden bir ay geçmesine karşın, yurttaşların temel ihtiyaçları giderilebilmiş değil. Su, gıda ve çadır sorununun devam ettiği kentlerde, enkazlar ‘hızlı’ bir şekilde kaldırılıyor. Tarım alanlarına ve Alevi köylerinin bulunduğu alanlara dökülen molozlar tehlike saçarken, iktidar yetkilileri herhangi bir sorunun olmadığını iddia etmeye devam ediyor.

Depremin seçime nasıl yansıyacağı da Türkiye’de konuşulan konular arasında. Depremde iktidarın ortaya koymuş olduğu pratik yoğun bir tepkiyle karşılaşırken, Millet İttifakı’ndaki ‘Aday’ krizi şimdilik çözüldü. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı adayı olurken, gözler HDP’nin nasıl bir karar vereceğine çevrilmiş durumda.

Hem deprem sürecini ve iktidarın depremde vermiş olduğu sınavı hem de seçim sürecini Prof. Dr. Atilla Güney ile konuştuk.

Memleketin çok ciddi bir felaketten geçtiğini belirten Güney, “Hala bu felaketin acı etkileri hissediliyor. İnsanlar temel ihtiyaçlardan mahrumlar. Su, barınma, yiyecek sorunu ortada dururken ülkenin gündeminin aslında bu olması gerekirken, deprem bölgelerinde yaşayan insanların yaşadığı sıkıntıların ısrarla ve inatla gündeme getirilmesi gerekirken gündemin bir anda böyle bir noktaya evrilmesi bana çok üzücü geliyor” dedi.

Yaşanan sorunlar ve ölümlerin iktidarın yetememesi, basiretsizliği ya da kifayetsizliği olarak açıklanamayacağının altını çizen Güney, “Bu sistematik bir kaos yaratma haliydi. Deprem bölgeleri neredeyse bir siyasal deney alanına çevrildi. Bu korkunç bir şeydi. Molozların kaldırılması, ihalelerinden tutun da, sonrasında yıkılan kentlerdeki yeni yapılacak toplu konutların ihalelerine kadar, AFAD’ta yaşananlara kadar tutun da, Kızılay’da yaşananlara kadar bütün bunlar aslında bu sistematik kaosun artçı sonuçları” diye belirtti.

“DEPREMDE GÖSTERİLEN DAYANIŞMA RUHU ORTAK SİYASİ TAVRA DÖNÜŞMELİ”

Deprem bölgelerinde ortaya çıkan dayanışma ruhunun önemli olduğunu vurgulayan Güney, “Sol, sosyalist sol, demokratik sol için niceliksel oy potansiyeline bakıldığı zaman ‘marjinal, ne kadar oyları var ki’ gibi böyle analizler, söylemler çok sıkça yapılır. Fakat bu niceliksel gücün deprem bölgelerinde nasıl niteliksel dayanışmacı bir güce dönüştüğüne tanıklık ettik. Türkiye sağının ya da liberallerinin sol sosyalist hareketi aşağılayacak biçimde yürüttükleri propagandanın geçersizliğini solcular, demokratlar, ilericiler bu deprem bölgelerinde muazzam bir biçimde gösterdiler. Bu felaket dönemlerinde yaşanan bu dayanışma, ortak hareket, halkla bütünleşme, olağan dönemlerde de bir bütünleşmeye, ortak siyasi tavır almaya vesile olur” şeklinde konuştu.

Türkiye’deki ittifakların zorunluluktan ortaya çıktığına işaret eden Güney, “İttifakların her zaman kırılmaya ve kırılganlığa açık. Cumhur İttifakı’na ve Millet İttifakı’na da baktığımız zaman burada aslında bir müzakere kültürü yok. Son günlerde duyduğumuz özellikle demokrasi, müzakere, anlaşma, ortak kararlarda birleşme gibi sözlerin tamamı yürüyen bir pazarlık mekanizmasının bir sonucu. Aslında bir pazarlık yürütüyor ama müzakere deniyor” diye konuştu.

“BUNUN ADI MÜZAKERE DEĞİL PAZARLIKTIR”

Millet ittifakındaki kırılmaların devam edeceğinin altını çizen Prof. Dr. Güney, şunları dile getirdi:

“Kendi açılarından sorun, kısmi olarak çözülmüş gibi görünüyor ama ben bunu meselenin çok daha büyük krizlere gebe olduğunu düşünüyorum. İki tane ittifak var karşımızda. Biri iktidarı da olan Cumhur İttifakı içerisindeki MHP var. Evet. Bir yandan iktidara aday olan Millet İttifakı var. İçerisinde İYİ Parti var. Aslında İYİ Parti MHP’nin bir mütemmim cüzü gibi görülebilir. Bu parti bin dokuz yüz yetmişlerden bu yana kurulan hükümetlerle simbiyotik bir ilişki içerisindeler. Yani nemalanmak. Bugün İYİ Parti’nin yaptığı tam da böyle bir şey. MHP bunu Cumhur İttifakı içerisinde yapıyor. Çok da rahat yapıyor. Orada bir çatışma yaşanmaması çok doğal. Çünkü zaten AKP iktidarda ve MHP bu iktidardan olabildiğince nemalanıyor.

Tüm bunlara baktığımızda Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı adayı olup olmaması Ekrem İmamoğlu, Mansur Yavaş muhabbetin arkasında yatan aslında bu sahip olmadıkları nicel gücü kendi dönemlerinde bir kullanım değerine çevirmek. Üç gündür izlediğimiz komedi bir tefeci bezirgan tüccar pazarının ötesinden başka bir şey değil.

“KÜRTLERLE, ALEVİLERLE, KADINLARLA İLGİLİ NE SÖYLEYECEKSİNİZ?”

Millet ittifakı iki bin küsur sayfalık mutabakat metni yayınladı ve seçim propagandası metnimiz olacak, dedi. Aynı zamanda da iktidara gelindiğinde de ittifakın programı olacak denildi. Metinde Kürt meselesi adına hiçbir şey yok. Alanlara çıktığınızda ne söyleyeceksiniz? Kadın sorunu, toplumsal cinsiyet meselesi. Ne söyleyeceksiniz? LGBT Q bireyler hakkında ne söyleyeceksiniz?”

“TOPLUMSAL MÜCADELE HATTI BÜYÜTÜLMELİ”

Türkiye’nin geleceğinin aslında tüm toplumu sıkıştırdıkları seçime, siyasi partiler arası rekabete endeksli bir siyaset anlayışından çıkıp bir toplumsal mücadele hattının oluşmasıyla olacağını söyleyen  Güney, “Toplumsal sorunlarımız, politik meselelerimiz tabanda toplumsal bileşenlerle, toplumsal aktörlerle beraber yürüteceğimiz bir mücadele biçimine evrilirse ancak bu bize dayatılan siyaset biçimi aşılabilir. Bu anlamda da HDP’nin ve onun bileşenlerinin ve Emek ve Özgürlük ittifakının bu önümüzdeki süreçte çok ciddi hatalar yapmazlarsa büyük bir rol oynayacaklarını düşünüyorum” ifadelerine yer verdi.

Diren KESER/MERSİN

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak