Alevi Haber Ajansi

‘Kamu kaynakları çocuklarımızın ihtiyaçlarına aktarılmalı’-VİDEO

PİRHA- Antalya’da Eğitim-Sen ve Veli-Der, PSAKD Şubeleri ortak bir basın açıklaması yaparak, kamu kaynaklarının çocukların ihtiyaçlarına aktarılması, çocuklara en az bir öğün yemeğin ücretsiz verilmesi, ücretsiz ulaşım ve barınma gereksinimlerinin karşılanması için hükümete çağrıda bulundu. 

2022-2023 Eğitim Öğretim yılının başlaması dolayısıyla Antalya’da Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası Sen, Öğrenci Veli Derneği (Veli-Der) ve  PSAKD Şubeleri ortak bir basın açıklaması yaptı. Antalya İl Millî Eğitim Müdürlüğü önünde yapılan açıklamaya  Antalya Alevi bileşenleri de destek verdi.

Veli-Der Antalya Şube Başkanı Tülin Koç‘un okuduğu basın açıklamasında, “Önceliğiniz çocuklarımız olmalıdır. Kamu kaynakları çocuklarımızın sağlık, beslenme, barınma, ulaşım gibi temel ihtiyaçlarına aktarılmalıdır. Dezavantajlı bölge okulları başta olmak üzere çocuklarımıza en az bir öğün yemek ücretsiz olarak verilmelidir. Meyve ve süt ihtiyaçları ara öğünler olarak karşılanmalıdır. Ücretsiz sağlıklı ve erişilebilir su olanağı bütün okullarımıza sağlanmalıdır. Ücretsiz ulaşım ve barınma gereksinimleri karşılanmalıdır” çağrısında bulunuldu.

Açıklamanın tamamı şöyle:

2021-2022 Eğitim Öğretim yılını kapatırken, yılların biriktirdiği kronikleşmiş sorunlara değinmiş ve konuya dikkat çekmek için Milli Eğitim Bakanlığına karne vermiştik. Ancak görüyoruz ki, Bakanlık yapılan uyarıları dikkate almamış. Dolayısıyla 2022-2023 Eğitim Öğretim yılına da birikmiş bu sorunlara yenileri de eklenerek başlayacağız. Derinleşen yoksulluğun biz veliler ve dolayısıyla çocuklarımız üzerindeki yıkıcı etkisi gün geçtikçe kendini daha da hissettirmektedir. Ülkemiz Cumhuriyet tarihinin en büyük ekonomik krizini yaşıyor. Enflasyon resmi ve resmi olmayan rakamlara göre, yüzde 80-181 arasında değişiyor. Doğalgazdan elektriğe, temel tüketim maddelerinden kiralara zam kasırgası sürüyor. Dört kişilik bir ailenin gıda harcaması ile giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı 24 binTL. Dört kişilik bir ailenin sağlıklı beslenmesi için aylık yapması gereken harcama tutarı Ağustos 2022 için 7 bin 375 TL. Ancak asgari ücret 5.500 TL.

“VELİLER ÇOK YÜKSEK RAKAMALRLA HARCAMA YAPMAK ZORUNDA KALIYOR”

Eğitim sistemi, her geçen yıl daha fazla paralı hale getirilirken milyonlarca öğrenci velisi çocuklarını okutabilmek için bütçelerine göre çok yüksek rakamlarla harcama yapmak zorunda bırakılmaktadır. Halkın ödediği vergileri, halkın ihtiyaçları için harcamaktan kaçınanlar, herkesin eşit ve parasız olarak yararlanması gereken eğitim hakkını para ile satmaya çalışanlar bu durumun öncelikli sorumlusudur.

Derinleşen bu yoksulluk biz velilerin belini bükerken, çocuklarımızın eğitimini olumsuz yönde etkilemektedir. Bugün okula başlayan bir çocuğun eğitim masraflarını en basit şekilde hesaplarsak; kıyafet, kırtasiye, ulaşım olarak ele aldığımızda iki-üç bin liraya kadar yükselmektedir. Beslenme, su, servis, fotokopi, belirli gün ve hafta kutlamaları vb. harcamalar bu harcamaların dışında. En temel hak olan eğitim hakkı biz veliler için lüks haline geldi. Bu eğitim hakkının engellenmesidir. Masrafların artmasının yanı sıra çocuklarımızın beslenme sorunları diğer sorunların önüne geçmiş durumda. Çalışanların yüzde 50’sinin asgari ücretle çalıştığı bu koşullarda bu masrafların karşılanması mümkün değil. Velilerin yaşadığı işsizlik, yoksulluk, sosyal yardımlara muhtaç olma hali özellikle tam zamanlı okullarımızda eğitim gören çocuklarımızda çok daha ciddi sorunlara yol açıyor. Okulda beslenme ihtiyacı duyan çocuklarımız evden okula sulu yemek götüremeyeceklerine göre bir çocuğun beslenme çantasına; bir dilim ekmek, süt, yumurta, su koyduğumuzda günlük 60 TL, 20 günde 1200TL eder. Karnı doymadan okula gelen milyonlarca çocuğumuzun derslerde baş dönmesi, baş ağrısı sorunu yaşadığını biliyoruz. İlk kez Milli Eğitim Şûrası kararlarında ‘öğrencilere ücretsiz yemek verilsin, temiz içme suyu sağlansın’ denildi. Bu durumda çocuklarımızın süt içmesi, yumurta, sebze, meyve, protein tüketmesi lazım. Beslenme yetersizliği nedeniyle sağlık sorunu yaşayan çocuklarımızın sayısı her geçen gün artarken okullarda bir an önce yemekhaneler açılarak okul yemeği programı başlatılmalıdır.

“ÇOCUKLAR KALABALIK SINIFLARDA EĞİTİM GÖRMEYE MAHKUM EDİLDİ”

Sistematik bir şekilde akademik lise olarak ifade ettiğimiz Anadolu liseleri şehir dışına taşınarak, yerlerine imam hatip okulları açıldı. Bunun yanında ailelerden gelen akademik lise talebi göz ardı edilerek, talep olmadığın bir göstergesi olarak %20-30 kapasitelerle eğitim öğretim veren imam hatiplerin açılmasına yoğunluk verildi. Laik eğitim almak isteyen çocuklar, araçlara binerek ulaştıkları okullarında kalabalık sınıflarda eğitim görmeye mahkum edildi. Bunun yanında, ilköğretim kademesinde okuluna yürüyerek gitmek esas iken, her şehirde okulu olmayan pek çok mahalle var.  Büyük şehirlerde velilerden aylık 1500 TLye varan servis ücretleri isteniyor. Pek çok aile bu ücreti karşılayamayacağı için, aktarmalı toplu taşıma yolunu tercih edecek. Bu da çocuklarımızın hem yorgun, hem de güvenli olmayan bir şekilde seyahat etmesi demek. Zorunlu eğitimin ulaşımı da kamu kaynaklarınca karşılanmalıdır.

TAŞIMALI SİSTEMDEKİ OLUMSUZLUK

Köy okullarının kapatılması ile geçilen taşımalı eğitim sisteminin taşıma kısmı ne yazık ki gerçekleşmiyor. Taşıma ihaleleri gerçekleşmediği için, aileler çocuklarının ulaşımını kendi imkanları ile sağlıyorlar. Bunun yanında yemek ihaleleri de yapılmadığı için bu çocuklara yemek verilmiyor. Bu zorluklar karşısında çocuklarımız eğitim sistemi dışına çıkmak tehlikesi ile karşı karşıyadır.  Yemek ve ulaşım soruna acilen merkezi ve yerel yönetimlerin işbirliği ile kısa vadede çözüm yaratılmalıdır. İhaleler bir an önce gerçekleşerek taşımalı sistemdeki çocukların ulaşım ve beslenmeleri kamusal kaynaklarla sağlanmalıdır.

“Dindar ve kindar nesil yetiştirme” hedefi tüm uyarı ve itirazlarımıza karşın yürütülüyor. 12 yıllık zorunlu eğitim adıyla gerçekleştirilen 4+4+4 ile köy okulları kapatıldı, 8 yıllık kesintisiz eğitimin rövanşı gerçekleştirildi. Mesleki eğitime yönelme bahanesi ile imam hatip okullarının önü açıldı, çocuklar adrese dayalı sistemle çoğu imam hatibe dönüştürülen okullara ya da özel okula gitmek zorunda bırakıldı. Yoksul aile çocukları imam hatip okullarına gitmek zorunda kaldılar. 12 yıllık yeni sistemle, öğrencilerin bir kısmı ilk dört veya sekizinci sınıftan sonra çeşitli nedenlerle ‘çocuk işçi’, ‘çocuk gelin’ ve ‘tarikat üyesi çocuklar’ haline geldiler.

“YURT SAYILARI YETERSİZ”

Çocuklarımızın üniversiteyi kazanmalarına sevinemiyoruz. 105 772 üniversite öğrencisi üniversiteye kayıt hakkı kazanmasına rağmen ekonomik imkansızlık nedeni ile kayıt yaptırmadı. Yurt sayıları son derece yetersiz, var olanlar da niteliksiz. Yurt sayılarını artırmak yerine, yurtlardaki ranza sayılarını artırarak soruna çözüm aramak sorunu çözmeyecektir. Haliyle farklı sorunlarla tekrar önümüze çıkacaktır. Yine yurtlarda kalan çocuklarımız yeterli beslenemiyor, ek yemek aldıklarında paraları yetmiyor. Banyo ve sıcak su sorunu var. Yurda son giriş saati erken olduğu için öğrencilerin sosyal ve kültürel gelişimi eksik kalmış oluyor. Öğrencilere tahsis edilen internet kotası çok düşük olduğu için öğrenciler interneti yeterince ve özgürce kullanamıyor. Temizlik kötü, çalışma odaları sınav döneminde yetmiyor. Hal böyle olunca kendilerine daha iyi ve ucuz imkân sunan tarikat ve cemaat yurtlarına adeta itiliyorlar.

“ÖZEL YURTLARIN ÜÇTE BİRİ TARİKAT VE CEMAATLERE AİT”

MEB istatistiklerine göre, 2021’de 4 bin 406 özel yurt var, bunlardan 3 bin 331’i vakıf ve derneklere ait. Tarikatlar vakıf ve dernek adı altında gizli olarak işlevlerini yerine getiriyor. Yaptığımız araştırmada da özel yurtların üçte birinin tarikat ve cemaatlere ait olduğunu saptamıştık. Mahalle aralarındaki tarikat evlerinin sayısını tahmin bile edemiyoruz. Devlet yurtlarının kapasitesi ise 2021’de 695 bin. Örgün öğretim gören üniversite öğrenci sayısı 2021-2022’de, 3 milyon 400 bin civarında iken geriye kalan 3 milyona yakın öğrenci nerede kalacak? Antalya’da 100 bin üniversite öğrencisinin yaklaşık 20 bini barınma sorununu çözmüş. Geriye kalan 80 bin öğrenci nerede barınacak? Sorunun cevabı belli aslında. Tarikat yurtlarında ve evlerinde kalan bu çocuklar denetim yapılmadığı ve denetimi yapacak olanlar da tarikat üyesi olduğu için her türlü istimara açıklar. Bu yurtlarda pek çok olay yaşandı, çocuklar taciz ve tecavüze uğradı, kimisi de yaşamlarını kaybetti.

Bir ülkede herkesin eşit koşullarda yararlanabileceği bir eğitim hakkından bahsedebilmek için eğitimin fiziksel ve ekonomik yönden erişilebilir olması gerekir. Eğitime erişim hakkını düzenleyen her türlü ulusal/uluslararası yasa/sözleşme, devletlere bu hakkın ayrım yapılmaksızın sağlanması yükümlülüğünü getirmektedir. Anayasa’nın 42.maddesine göre parasız olan zorunlu eğitimi sağlaması gereken devlet, bırakın bunları karşılamayı, kademe kademe eğitimden çekilmiştir. 2002’de özel okulların devlet okullarına oranı yüzde 2 iken, bugün bu oran yüzde 25’e yükselmiştir. Kamusal eğitim güçlendirilmesi gerekirken paran kadar eğitim anlayışına geçilmiştir. Devlet okullarına, yurtlarına ayrılmayan eğitim bütçe kaynaklarının eğitim yatırımları yerine özel okullara çeşitli adlar altında transfer edilmesi ülkenin tüm yurttaşlarının vergilerinin, emeğinin kamu yararına aykırı bir şeklide kullanılması anlamına gelmektedir. Ayrıca devletin asli sorumluluğu olan kamusal eğitim hakkının en temel ilkelerinden birisi eğitimin herkes için eşit koşullarda ulaşılabilir olmasının sağlanmasıdır.

HÜKÜMETE ÇAĞRI

Eğitimde derin yoksulluktan kaynaklı yetersiz beslenme sonucunda okul terkleri, okuduğunu anlayamayan, gelişim geriliği olan çocuklar artmış ve son dönemlerde çocuk kalp krizlerinde ve intiharlarında artış tehlikenin boyutunu gözler önüne sermiştir.

Bu noktalardan hareketle veliler olarak, Öğrenci Veli Derneği olarak devlet organlarına ve yerel yönetimlere acil çağrımızdır;

Önceliğiniz çocuklarımız olmalıdır. Kamu kaynakları çocuklarımızın sağlık, beslenme, barınma, ulaşım gibi temel ihtiyaçlarına aktarılmalıdır.

Dezavantajlı bölge okulları başta olmak üzere çocuklarımıza en az bir öğün yemek ücretsiz olarak verilmelidir. Meyve ve süt ihtiyaçları ara öğünler olarak karşılanmalıdır.

Ücretsiz sağlıklı ve erişilebilir su olanağı bütün okullarımıza sağlanmalıdır.

Ücretsiz ulaşım ve barınma gereksinimleri karşılanmalıdır.

Sağlık Bakanlığı, ilgili bölümlere bütçe ayırmalıdır. Çocuklara sene de 2 kez yaz ve kış tam kan tahlilleri yapılarak aileler bilgilendirilmeli ve sağlıklı nesiller yetiştirilmesi devlet politikası haline gelmelidir.

Gelecek nesillerin mutlu; kendine, ailesine ve topluma faydalı bireyler yetişmesi için son derece önemli olan çocuk ergen ve ruh sağlığı ile ilgili çalışmalara hızla başlanmalıdır.

Eğitim sistemini ve toplumu kendi dünya görüşleri ve ihtiyaçları doğrultusunda dönüştürmek isteyenlere karşı bizler çocuklarımız için; eşit, kamusal, laik ve bilimsel bir eğitim verilmesini savunuyor, tüm eğitim ve bilim emekçilerini, öğrencilerimizi ve velilerimizi birlikte, omuz omuza mücadele etmeye çağırıyoruz.”

PİRHA/ANTALYA

 

 

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak