PİRHA – Ozan Kamber Nar, konser yasaklarının yanı sıra müzik emekçilerine dönük saldırıları kınayarak “Ozanlar gerçekleri söyleyen, her zaman haksızdan hesap soran kişilerdir. Dolayısıyla günümüzdeki yasaklamalar onların işine geliyor. Yani toplumun bir araya gelmesinden rahatsızlık duyuyorlar” yorumunda bulundu.
Anadolu Fest etkinliğinin iptal edilmesiyle başlayan konser yasakları hız kesmeden devam ediyor. Müzik emekçilerinin konserlerine getirilen yasakların yanı sıra müzisyenlere dönük saldırılar da toplumun canını yakan bir diğer konu oluyor.
Yasaklanan konserler için “kamu düzeni ve kamu güvenliğinin sağlanması, suç işlenmesinin önlenmesi” gerekçeleri öne sürülürken, müzisyenlerin şiddete uğramasını engelleyecek ciddi bir hassasiyet ise ortaya konulmuş değil.
Gerici grupların talepleri doğrultusunda, valilik kararlarıyla konser ve festivallerin iptal edilmesi ve müzik emekçilerine yönelik şiddet furyasını Halk Ozanları Kültür Derneği (Ozan Der) Başkanı Ozan Kamber Nar ile konuştuk.
“MÜZİSYENLERE SALDIRANLAR ‘YARGI BİZİ CEZALANDIRMIYOR’ CESARETİNDELER”
Pandemi sürecinde geçim sıkıntısı çekip intihar eden müzisyenlerin yaşadıkları henüz çok sıcakken, şimdi de istek eserlere karşılık verememeleri sebebiyle saldırıya uğrayan müzik emekçilerinin yaşadıkları gündemde. Ozan Kamber Nar ise “Bu şiddetin bir de öncesi var” diyerek “Ülkedeki gidişat ve kültüre bakış açısı çok iyi değil” değerlendirmesini yaptı. Ozan Nar, pandemi sürecindeki yasaklamalarla ardından kültürel faaliyetlerin büyük oranda sekteye uğradığını söyleyerek şu yorumda bulundu:
“İnsanların sosyalleşmesi onların işine gelmiyor. Özellikle ozanlar gerçekleri söyleyen, her zaman haksızdan hesap soran kişilerdir. Dolayısıyla günümüzdeki yasaklamalar kısıtlamalar onların işine geliyor. Toplumun aydınlanmasını istemiyorlar. Geçmişte Mahsuni Şerif “Amerika katil katil” derken yalan mı söyledi? Bakın bugün neredeyse onlar bu türküyü söyleyecek hale geldiler. 50 yıl önce söylenen türküler ne kadar da ufku açık ve geleceği öngören insanlar tarafından söylenmiş. Yani toplumun bir araya gelmesi gerçeklerin öğrenilmesi onları rahatsız ediyor. Dolayısıyla engellemeler festivaller ile başladı ve konserlerle sürüyor. Şimdi de fiziksel baskı ve öldürülme gibi her türlü şey var.
Müzisyenler pandemi sürecinde aç kalıp enstrümanlarını satarken bu insanlara destek verilmedi. Zaten toplumun hiçbir kesimine de destek verilmedi. Aç kalan müzisyenler intihar eder oldu. 20 yılda ekilenler bugünlerde biçilmeye başlandı. İnsanlara hakaret edilip, öldürülüp ve darp edilirken yapanların kim oldukları da meydana çıkıyor. Bu kişiler ‘Arkamızda gücümüz var. Yargı bizi cezalandırmıyor. Bir telefon edersek buradan çıkar gideriz. Yaptığımızda yanımıza kalır’ cesareti ile hareket ediyor.”
“OZANLARIMIZ SAHNEYE ÇIKARKEN TEDİRGİN OLMAYA BAŞLADI”
Sanat camiasındaki örgütlülüğün geçmiş yıllara nazaran zayıflamasındaki nedenler de Ozan Kamber Nar’ın değerlendirmeleri arasında yer aldı. “Bu konu bizim kanayan yaramız” diyen Ozan Nar, müzisyenlerin hedef haline getirilmesine karşın topyekun ses çıkarılamadığını ifade ederek şu değerlendirmeyi yaptı:
“Halk Ozanları Kültür Derneği 1974’te kurulmuş. Feyzullah Çınar, Ali Kızıltuğ, Muhlis Akarsu, Mahsuni Şerif’in ve daha birçok Hakk’a yürümüş insanın içinde olduğu bir dernek… Örgütlülüğün önemini o dönemde kavramışlar. Ozanları bir araya toplayarak güç elde etmişler. 1980 darbesinde dahi bu dernek kapatılamamış. Örgütlülükte her zaman yarar var. Bizler de kör topal bu örgütlülüğü bugünlere getirdik. Ancak pandemi iyice tuz, biber oldu ve ozanlar artık kalabalığa girmemek için derneğe de gelmiyorlar. Bu arada ekonomik sıkıntılar da başladı. Bu nedenle örgütlülük de çözülmeye başladı. Zaten büyük şehirlerde ozanlık kültürü biraz daha yozlaşma içerisine girdi. Herkes bencilleşmeye başladı.
Akşamları sahneye çıkarken tedirgin olmaya başlayan ozanlarımız söz konusu. Bu arkadaşlarımız ‘birileri istekte bulunacak ve ben karşılık veremeyeceğim’ hissiyatıyla başıma bir şey almayayım kaygısına giriyor. Bu insanlar ekonomik zorluk çektiği için ek gelir sağlamak adına buralarda müzik yapıyorlardı ama artık korkudan gitmemeye başladılar. Dolayısıyla hiç iyi bir yöne gitmiyoruz.”
“O ESKİ YÜREKLİ YİĞİT OZANLAR ŞİMDİ YOK”
Ozan Kamber Nar, sanat camiasının, ‘işimi kaybederim’ kaygısı ile hareket ettiğini belirterek “O eski yürekli yiğit ozanlar şimdi maalesef yok” diye de ekledi. Ozan Nar, sözlerini şu cümlelerle sürdürdü:
“Geçmiş yıllarda bir kurumda idarecilik yapıyordum. Televizyon ve radyolarda programlar yaparken Hacı Bektaş Veli ile ilgili bir programa çıktım. İşe başladığım gün sorumlu kişi, beni arayarak ‘senin hacı-hoca, sağcı-solcu müşterilerin var. Takımını dahi belirtmemeye çalış’ gibi uyarıda bulunmuştu. Ben de ‘tamam’ demiştim, çünkü ekmek paramı oradan kazanıyordum. Emekli oluncaya kadar da dişimi sıktım. Ya çalıştığımız işlerden ya da genel yönetimden kaynaklı sıkıntılar bütün insanları bastırdı. Açıkçası bizlerde de biraz gevşeme oldu. Ozanlık camiasında o eski yürekli yiğit ozanlar şimdi maalesef yok.”
“TEK OLURSAK GÜÇLÜ OLUR, İSTEDİĞİMİZİ YAPTIRABİLİRİZ”
Kamber Nar, geçmişte yaşam sürmüş ozanların direncine ulaşmak adına yapılması gerekenlere de değinerek “Şimdi biz, ozanları bir araya getiremiyoruz. Bir dernek altındayken başka başka derneklerin açılacağını duyuyoruz. Tek olursak güçlü olur, yumruğumuzu vurup istediğimizi yaptırabiliriz. Ayrıca kimi arkadaşlarımız tezenesini içkilere meze ediyor. Düzgün yerlerde çalıp söylemek lazım. Ozanlığı yerle bir etmemek lazım. Böyle olunca toplumun değer yargısı da değişiyor” ifadelerini kullandı.
Kamber Nar, sanatçıların konserlerinin engellendiği sürece ilişkin de değerlendirme yaptı. “Yasaklara karşı susmayacağız” vurgusunu yapan Ozan Nar sözlerine şöyle devam etti:
“Anlattıklarımdan bir umutsuzluk sonucu çıkmasın. Umudu hiçbir zaman yitirmeyip üstüne üstüne gideceğiz. Baskının üstüne ısrarla gideceğiz. Yasaklar, baskılar Pir Sultan’ların döneminden başlıyor, bu yeni değil ki. Mücadele sonucunda bugün ‘Aleviyim’ diyebilen insanlar çoğaldı. 1993 Sivas Katliamı’ndan sonra ‘Devrimciyim, solcuyum, Aleviyim’ diyenler çoğaldı. Bedel ödemeden bir yerlere gelinemiyor. Mutlaka bedel ödememiz lazım. Birlikte olup tek yumruk olmamız lazım, başka bir seçeneğimiz yok.”
“CUMHURBAŞKANI, VERİLEN O BAĞLAMAYI SADECE BİR AĞAÇ OLARAK TUTTU”
Kamber Nar, Şahkulu Sultan Dergahı yönetimi tarafından Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hediye olarak verilen bağlamaya da değinerek şunları söyledi:
“AKP, o bağlamanın değerini anlayabilecek bir siyasal iktidar değil. Sayın cumhurbaşkanı, verilen o bağlamayı sadece bir ağaç olarak tuttu. Bağlama bizde ‘Telli Kur’an’dır. Ama cumhurbaşkanımız düşünce yapısı olarak da söylemleriyle de o bağlamanın değerini anlamamıştır. Cemevlerine ‘cümbüş evi’ de demişti. Bugün ‘kötü’ dediğine yarın ‘iyi’ diyor. Dolayısıyla oturup saz da çalsa ben hiçbir şekilde tasvip edip bize yakın bir durum görmüyorum.”
Eren GÜVEN/ANKARA
İLGİLİ HABERLER
> Ahmet Özbek: İktidarın konser yasakları toplumun yaşam biçimine de müdahaledir-VİDEO
> Aşık Selahattin Dündar: Faşist darbe dönemlerinde dahi sistematik bir yasak ve şiddet hatırlamıyorum-VİDEO
> ‘Sanatçı statükoya karşı itirazını güçlendirmeli’-VİDEO
> ‘İktidarın susturma, sürgün ve yok saymasına karşı ortak tutum belirlemeyiz’-VİDEO
Yoruma kapalı.