PİRHA-OHAL’in ardından çıkarılan KHK ile Çankaya Toplum Sağlık Merkezi’nde 40 yıldır sağlık memuru olarak çalışan Mahmut Konuk ihraç edildi. Sağlık ve Sosyal Hizmet emekçileri sendikası (SES) eski MYK üyesi, şube yöneticisi ve işyeri temsilcisi olan Mahmut Konuk yaşadıklarını PİRHA’ya anlattı.
Sağlık memuru Mahmut Konuk, 23 Aralık 1993’te İstanbul’da yaptığı bir konuşmadan dolayı 1 yıl hapis ve para cezası aldığını, hapis cezasından sonra ise kamudaki işine 22 Kasım 2016’da son verildiğini belirtti. Konuk, işten atıldığından bu yana direnişte.
“KÖYLERİN YAKILIP YIKILDIĞI SÜREÇLERDEN GEÇTİK”
Konuk, “Ben 40 yıl hizmeti olan sağlık emekçisiyim. Daha öncede 93 konseptinde köylerin yakılıp yıkıldığı, Kürt göçünün yapıldığı bir süreçten geçtik. Çoğunlukla buna itiraz eden aydınlar sorgusuz sualsiz gözaltına alınıyor, tutuklanıyor, göstermelik yargılamalarla işlerinden atılıyordu” dedi.
15 TEMMUZ DARBESİ KONTROLLÜ DARBEDİR
Konuk, “Bugün yapılan referandum ile Recep Tayip Erdoğan’a diktatör olma yolu açılıyor. Genel Kurmay Başkanı 3 defa resmi ifadesini değiştirip hala görevde duruyorsa burada bir problem var. Yüzlerce, binlerce kişi tutuklandı. Şimdi bunu yasallaştıracak bir süreç geliştirmek istiyorlar” diye konuştu. Konuk KHK ile birçok insan gibi kendisinin de 22 Kasım 2016 tarihinde ihraç edildiğini vurguladı.
“12 EYLÜL DARBECİLERi BİLE YAPMADI”
“İhraç edilmem için hiçbir gerekçe yoktu. Bugün yapılanları 12 Eylül darbecilerinin bile yapmadı. 12 Eylül darbecileri kişiye özel sarı zarfların içerisinde tebligatta bulunurken bunlar KHK ek bir listede adımızı geçirerek sorgusuz sualsiz ve hukuksuz bir şekilde bizleri ihraç ettiler” diyen Konuk, şöyle konuştu:
“Bugünkü yapılan hukuksuzlukları Amasya İstiklal Mahkemesi kararına Orta çağ Avrupasında Josef kanın durumuna ve Franz Kafka’nın dava romanında söz ettiği duruma benzetebiliriz. Ne için tutuklandığını o bile bilmiyor. Mahkemeye gittiğinde bankacıyım diyor. Meğer bir badanacıyı arıyorlarmış bankacıyı tutuklamışlar. Böyle trajik komik bir biçimde ihraç edildik.”
BU YAŞANAN HUKUKİ BİR SOYKIRIMDIR
Konuk, “Bu yaşananlar bir soykırım ve bir gasptır. 40 yıllık emeğimiz gasp edildi. Çıkarılan bu yasaların ve KHK’ların hiçbir meşruiyeti yoktur. Eğer temel haklarla ilgili yasaların hepsi geçersizse bu yasaları bize dayatanların o makamlarda bulunmasını sağlayan yasalar da geçersizdir. Temel hakları ortadan kaldıran ve gasp edilen emeğimin hiçbir gerekçesi olamaz. Ben bu amaçla direnişe başladım ve başlatmış olduğum bu direnişin büyüyeceğini biliyorum” dedi.
5 YILDA 10 YILDA SÜRSE DİRENMEYE DEVAM EDECEĞİM
Başlatmış olduğum bu mücadele 5 yıl, 6 yıl ve 10 yıl da sürse direnmeye devam edeceğim. Benim gibi birçok arkadaşta farklı alanlarda yapılan bu hukuksuzluklara ve emek gasbına karşı birlikte direnmekte ve mücadele vermekteler. Nuriye Gülmen ve Semih Özakça Yüksel Caddesi’nde 153 gündür direniyorlar. Malatya’da dostlarımız 70 küsur gündür her gün gözaltına alındıkları halde direnmeye devam ediyorlar. Bodrum’da, Aydın’ da, İstanbul’ da Düzce’de aynı şekilde bu hukuksuzluklara karşı gelinmekte ve direniş sağlanmaktadır. Ben bu direnişin dalga, dalga büyüyeceğini biliyorum. Diyarbakır’ da, Urfa’da, Batman’da, Siirt’te, direnmek için can attıklarını biliyorum. Ben direniş tohumlarının öfkeyi büyüttüğünü biliyorum. Nilüfer çiçekleri gibi her yeri kaplayacağını biliyorum, çünkü biz haklıyız, biz kazanacağız” diyerek sözlerini tamamladı.
Cebrail ARSLAN/ANKARA
HABERİN VİDEOSU
Yoruma kapalı.