Alevi Haber Ajansi

GÜNCELLENDİ-Gazeteci Ercüment Akdeniz’in tutukluluğuna devam kararı verildi!-VİDEO

PİRHA – Gazeteci Ercüment Akdeniz, 160 günlük tutukluluk ardından ilk kez mahkemede ifade verdi. Akdeniz, suçlamaların asılsız olduğunu vurgulayarak, “Bir gazeteci ve yazar olarak basın özgürlüğüm ortadan kaldırılmıştır. Hakikat ve adalet talebiyle beraatimi talep ediyorum” dedi. Mahkeme heyeti, Ercüment Akdeniz’in tutukluluğunun devamı yönünde karar verdi. Bir sonraki duruşma 23 Ekim’de.

Halkların Demokratik Kongresi’ne (HDK) yönelik operasyon ardından tutuklanan Ercüment Akdeniz, ilk duruşma için Çağlayan Adliyesi’nde getirildi. Duruşmanın yapılacağı salonun küçük olması sebebiyle uzun süreli gecikme oldu. 22 Şubat’tan beri tutuklu olan Akdeniz’in duruşmasına basın meslek örgütlerinin temsilcileri, DEM Parti, CHP, TİP, EHP, HDK Eş Sözcüsü Meral Danış Beştaş ve yöneticileri, Avrupa Birliği delegasyonu, sanat ve edebiyat camiasından bir çok isim katıldı.

26. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmada ilk olarak Av. Özcan Karakoç söz aldı. Büyük salon konusunda önceki günlerde talapte bulunduklarını belirten Karakoç, “Çok sayıda avukat, milletvekili, Avrupa Birliği delegasyonu ve yurttaş, salona giremedi. Mevcutta büyük salon olduğunu biliyoruz. Duruşmanın şeffaflığı açısından talebimizi göz önünde bulundurmanızı talep ediyoruz” dedi.

Mahkeme başkanı, söz konusu taleplere olumsuz yanıt verdi.

“2013 YILINDA GÖZALTINA ALINIP BERAAT ETTİM”

Ercümet Akdeniz, yaptığı savunmada 2010 yılında gazeteciliğe başladığını ve halen İLKE TV’de çalışmakta olduğunu belirtti.

“Hakkımda hazırlanan iddianame yanlış ifadelerle dolu” diyen Akdeniz, şunları söyledi:

“Bütün suçlamaları reddediyorum. Gazeteciler hakkaniyet neyse onu dile getirirler. Suçlama dosyası gayet şişkin ama içeriği boş. İddianamenin ana omurgası HDK üzerinden oluşturulmuş. Ben HDK’nin hiçbir yönetim kadrosunda yoktum. 10 civarında kongre yapmış, yasal çerçevede faaliyet yürüten bir HDK var; burada bir çelişki söz konusu. 18 Şubat operasyonu için neden 14 yıl bekletildi?

18 Şubat’ta biz neden alındık? 1 Ekim’de Bahçeli, DEM Partililerle el sıkıştı ve sonrasında 27 Şubat’ta İmralı’dan bir mesaj geldi ve süreç başlatıldı. 12 Mayıs’ta PKK kendisini fesetti. PKK’nin silah yakma törenine HDK Eş Sözcüsü Meral Danış Beştaş da katıldı. Böylece HDK’nin varlığı da devlet nezdinde kabul gördü. Meclis’te kurulan komisyon içerisinde de HDK’nin Eş Sözcüsü Meral Danış Beştaş var. Yani devletin en üst makamında da HDK var. Biz ise bu çelişkinin mağdurlarıyız. Suçlamaların zemini siyasi olduğu için bu arka planı yaptım. İddianamede hakkımda dört suçlama var. Gezi’de herhangi bir yönlendirmem yoktur. 2013 yılında gözaltına alınıp beraat ettim. 12 yıl sonrasında bir daha bunların gündeme gelmesi doğru değil.

Barış ve Demokrasi Partisi’nin bir çadır eylemine katılıp, konuşma yaptığım iddi ediliyor. Ben bunları hatırlamıyorum.
2012 yılında ESP kongresinde bir konuşmamda suç unsuru ifadeler olduğu iddia ediliyor. Konuşma yaptığımı hatırlamıyorum.
Evrensel gazetesinde bir demecimde ise politik sanat üzerine bir sözüm var. Kesinlikle kimseye hakaret içerikli bir sözüm olmadığını hatırlıyorum. 14 yıl sonra saklanan bir dosyayı çıkarmak bizde bir mağduriyet oluşturuyor. Çünkü bu kadar yıl ardından ne konuştuğumuzu hatırlamamız mümkün değil.
Örgütün üst düzeyine yönelik eğitim verdiğim ifade ediliyor. Böyle birşey mümkün değil. KCK’nin finansmanını sağladığım gibi tuhaf iddialar var. Kürt vatandaşları vergilendirdiğim söyleniyor. Şaka gibi. Miting tertiplemeyle ilgili suçlamalar var. Miting yasağının ne olduğuna dair de birşey yazılmamış. Afişlerle ilgili suçlama var ancak bu afişler, nedir, ne yazıyordu bilemiyorum. İddia makamı bunları açıklamalı. MLKP faaliyetlerim olduğu yönünde maddi hatalar var. Açlık grevlerinin bitmesi Kürt sorununun çözülmesi için bir açıklamaya katılmam da iddianameye eklenmiş. Şiddetin her zaman karşısında oldum.”

“HAKİKAT VE ADALET TALEBİYLE BERAATİMİ TALEP EDİYORUM”

Ercüment Akdeniz, savunmasının devamında iddianamede yer alan tapelere ilişkin açıklama yaptı. 2012 yılına ait bir tapede ismi belirtilmemiş bir kişinin olduğunu söyleyen Akdeniz, şöyle devam etti:

“Dinlemeyle ilgili maddi hatalarda ciddiyet yoksunluğu var. Ve onca tapede sadece bir tane HDK faaliyeti var. HDK’nin bir tek 2020 yılından sonra göç konulu bir programına katıldım. Nasıl böyle bir suçlama olur düşünemiyorum. EMEP’e ait eylem ve programlar YDGH ile ilişkilendirilmiş. Alakası yok. 2013 tarihinde Hayat Televizyonu’ndan bir arkadaşımla telefon görüşmem de dinlenilmiş. Bu durumun basın özgürlüğü açısından etik olmadığını düşünüyorum. İddianamede tarafıma yönelik suçlamalar yanlıştır. Çok fazla maddi hatalar mevcut. Suçlamalar asılsızdır. Bir gazeteci ve yazar olarak basın özgürlüğüm ortadan kaldırılmıştır. Hakikat ve adalet talebiyle beraatimi talep ediyorum.”

Duruşmada Tanık Abdulkadir Akdağ, mahkeme başkanının okuduğu ifadenin kendisine ait olmadığını belirterek “Ercüment Akdeniz’e ilişkin suçlamalarla ilgili bilgim yok. Okuduğunuz ifadeler bana ait değil ancak imza benimdir” dedi. Tanık Kubbet Kaymaz da mahkeme başkanının okuduğu ifadeye dair “Aradan 14 yıl geçti. Bunları hatırlamam mümkün değil” dedi.

Ercüment Akdeniz’in oğlu Avukat Umut Akdeniz, ilk savunma yapan isim oldu. Müvekkili hakkında basit bir kanıt dahi bulunmadığını söyleyen Akdeniz, şöyle devam etti:

“30 Ocak 2014’te söz konusu tüm ses kayıtları imha edilmiş. Yani bu kayıtlar delil hükmünde değildir. 11 yıl boyunca soruşturma sonuçlandırılmadı? 14 yıl boyunca da dosya öylece tutulmuş. Demokratik Çözüm Çadırı eylemine gelelim. Konuyla ilgili burada tanıkların dinlenmesi de doğru değil. Tanıklar, müvekkille ilgili tek bir beyanda bulunmamış. Kuru iddialarla müvekkil 5,5 aydır tutuklu. Beraat ve tahliye talep ediyorum.”

Av. Şerif Özgür Urfa ise “silahlı örgüt üyeliği” suçlamasına dönük delil sunulması gerektiğini savundu. Urfa, şu savunmayı yaptı:

“Örgüt ile sanığın bağı belirtilmeli. Suçlama konusunda HDK’nin bir terör örgütü olduğu ve müvekkilin de buraya bağlı olduğu söyleniyor. HDK halen siyasi faaliyetler gösteriyor. İstanbul’un göbeğinde tabelası var. Ancak bizler, bir örgüt şeması göremedik. Ortaya delilleri konulamayan suçlamalar nedeniyle müvekkil, 5,5 aydır tutuklu bulunuyor. Adil yargılanma halinin ihlali söz konusudur. Dosyada toplanacak bir delil de bulunmuyor. Dosyada 60 kişi mevcuttu, şu an 2 kişi yer alıyor. Tahliye talep ediyoruz.”

Av. Özcan Karakoç, konuşmasına üç kişilik avukat sınırlamasının hukuki olmadığını belirterek başladı. Karakoç, “Neden EMEK Partisi faaliyetleri suç unsuru sayılsın ki? 14 sene uyuyan bir dosyadan bahsediyoruz. 11 yıl işlem yapmayan savcılar, görevi kötüye kullanma konusunda suç mu işlediler? 11 yıl sonra bu dosyanın neden açıldığını hepimiz biliyoruz. Siyasi ihtiyacı var mı onu bilemem! 18 Şubat’ta 60 kişi tutuklandı ama gelinen süreçte tutuklu kalmadı. Ortada bir suç örgütü yoksa 5,5 ay neden tutuklu kalınıyor? Altını çiziyorum; somut bir delil yok. Dolayısıyla derhal tahliye talep ediyoruz.”

Savunmaların ardından savcı tutukluluğunun devamı yerinde mütala verdi. Verilen ara ardından mahkeme başkanı kararını açıkladı. Mahkeme heyeti, bir tanığın dinlenmemesi nedeniyle Ercüment Akdeniz’in tutukluluğunun devamı yönünde karar vererek, bir sonraki duruşmanın 23 Ekim’de görüleceğini açıkladı.

PİRHA/İSTANBUL

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.