PİRHA- İstanbul’da Demokratik Alevi Dernekleri Eyüp Şubesi, Maraş Katliamı’nın 40. yıldönümünde yaşamını yitirenleri andı. Dernek, anmanın ardından da basın açıklaması yaptı.
Demokratik Alevi Dernekleri Eyüp Şubesi’nde Maraş Katliamı’nda yaşamını yitirenler anıldı.
Anmadan önce serbest bırakılan Erzincan Pir Sultan Abdal Kültür Derneği yöneticilerini selamlayan Demokratik Alevi Derneği Eyüp Şube Eş Başkanı Hüseyin Özcan, duruşmaya giderken kaza geçiren ABF Genel Başkanı Hüseyin Güzelgül’e de geçmiş olsun dileklerinde bulundu.
Anma etkinliği Maraş Katliamı’nda yaşamını yitirenler için bir dakikalık saygı duruşunun ardından yakılan çıralar ve pir Mehmet Karabulut’un verdiği gülbang ile başladı.
Yazar Mehmet Kabadayı, ülkenin katliamlar tarihi ile dolu olduğunu söyleyerek, “Aralık ayında Maraş, Cezaevi ve Roboski katliamları yaşandı. Devletin göz yummasıyla, müdahale etmemesiyle gerçekleşen katliamlar. 6-7 Eylül 1955’te Maraş’ta, Çorum’da, Sivas’ta, Gazi’de öyledir. Çünkü devlet yetkilileri yıllar geçtikten sonra bütün bunları kendileri açıkladılar.” dedi. Mesela dönemin Özel Harp Dairesi Başkanı Sabri Yirmibeşoğlu 6-7 Eylül için, bir gazeteciye verdiği demeçte iyi bir operasyondu, dedi! Devletin Valisi 40 bin Kızılbaş’a kan kusturdum diyordu” diye konuştu.
“CUMHURİYET DÖNEMİ İLE YÜZLEŞİLMEK İSTENMİYOR”
Cumhuriyet dönemi ve Osmanlı dönemi katliamlarına değinen Kabadayı, “Aleviler için katliamlar tarihi 1500’lerde başlıyor. Yazılan raporlar ve verilen fetvalarla katliamlara zeminler hazırlanıyor! 1900’ler de Osmanlı’nın dağılış sürecinde dahi raporlar yazılıyor. Araştırmalarda şunu gördüm ki; Cumhuriyet kurulurken Aleviler Cumhuriyetin kuruluşuna taraf oldukları görülüyor.
Ama ne Yazık ki, Osmanlı’da yazılan raporların aynısının 1940’lara kadar devam ettiğini görüyoruz. Bu hakikatle yüzleşilmesi gerekiyor. Osmanlı’da yaşanan zulüm anlatılınca her şey normal karşılanıyor, Cumhuriyet dönemindeki zulümler anlatılınca inanmak istenmiyor! Yıllardır toplumumuz manipüle ediliyor. “Cumhuriyet dönemi ile yüzleşilmek istenmiyor” yüzleşme olmadan eşitlik olmaz, yüzleşme olmadan özgürlük olmaz” ifadelerini kullandı.
Kabadayı, Maraş, Çorum, Sivas ve Gazi katliamlarının durup dururken olmadığını, 1921 Koçgiri ve 1937-1938 Dersim Katliamlarının devamı niteliğinde olduğunu, bütün bu katliamların ekonomik sosyal, siyasal ve inançsal boyutlarının olduğunu vurguladı.
ETKİNLİĞİN ARDINDAN BASIN AÇIKLAMASI
Etkinliğin ardından dernek binasının önünde basın açıklaması yapıldı. “Maraş katliamdır. Vicdanlarımızda yaradır. Anıları önünde darda olmaktır” yazılı pankartın taşındığı açıklamayı Demokratik Alevi Dernekleri Eyüp Şube Eş Başkanı Nergiz Güzel yaptı.
Güzel, “Rêya haq Alevi Tarihi savaşlar ve katliamlar tarihidir. Aynı zamanda hakikat ve özgürlük arayışında serden geçenlerin tarihidir. Bu tarih savaştan, şiddetten, ölümden, sürgünden, tecavüzden, açlıktan, katliamdan ve gözyaşından bağımsız düşünülemez. Nehak zihniyet katliamlarını çeşitli ideolojik kılıflarla (cihat, düşman, terörist, kâfir, din düşmanı) şeklinde meşrulaştırır.” dedi.
Güzel, Maraş’ta da Alevilere yönelik planlı programlı bir katliam yaşatıldığını söyleyerek, katledilen canların takipçisi, anılarının bekçisi olacaklarını belirtti.
“BU DURUM TARİHLE DOĞRU YÜZLEŞEMEMENİN KAOSUDUR”
Her 10 yılda bir katliam, bir darbe, bir kıyım süreci yaşadıklarını vurgulayan Güzel, “Uygarlığın doğduğu bu coğrafyada barış iklimi unutulur oldu. Ve artık herkes biraz düşman, herkes bir çeteye hedef. Herkes bir denizde boğulmaya ya da Nehakça sınırları çizilmiş topraklar da köle olmaya aday. Alemde kimsenin bir garantisi yok, ülke ve dünya bir kaosa sürükleniyor. Bu durum tarihle doğru yüzleşmemenin kaosudur. İktidar dinamikleri demokratik paylaşım kültürünü geliştirmek yerine, çatışmayı, asimilasyonu ve tarihi kökleri topyekün imhayı tercih etmiştir. Nemrudi ve Yezid aklı dediğimiz durumun somut karşılığıdır.” dedi.
“MARAŞ’TA YAŞANANLARIN KATLİAM OLARAK TANINMASINDA ISRARLIYIZ”
Güzel, son olarak Maraş’ta yaşananların katliam olarak tanınması yönündeki ısrarlarından vazgeçmeyeceklerini belirterek şöyle devam etti:
“Maraş bir demografik değişim ve topyekün asimilasyon projesidir. Hakk Yol Alevi nüfuslarının tüm Ortadoğu ile ilişkisini koparmaktır.
Maraş Reya Heq/ Hakk Yol Alevi Halk dinamiğinin özgün köklerinden biridir. Maraş çevresindeki Alevi toplumundan koparılarak Adıyaman, Antep, Çorum, Malatya ile birlikte Dersim bağlantısının kesilmesi hedeflenmiştir. Bugün Terolar kasabası yerleşimi demografik katliamın son halkası olarak okunmalıdır.
Zaman sahipsiz değildir. Avrupa Maraş, Malatya, Adıyaman Reya Heq nüfusu ortak hareket edecekleri ekonomik, sosyal, politik dayanışmayı önemsemeli. Çünkü katliamlar tarihi bir bütündür. Dersim, Sivas, Çorum, Malatya, Maraş aynı zihnin operasyonlarıdır. Bu nedenle direnişte bir bütündür.
Maraş başta olmak üzere, bölgedeki Alevilere yönelik fiziki ve kültürel soykırım tehlikesi halen devam etmektedir. Katliamdan bugüne 40 yıl geçmesine rağmen, Nahak zihniyetin uzantıları canlarımızın yaşadıkları yerleşkelerde, kol gezmekte, canlarımızın haneleri işaretlenmektedir.
1970’li yılların son çeyreği ve seksenli yılların başında bölgedeki Rêya haq Alevi canlar, ulus devlet anlayışı ile ilişkisini irdelemiş, buna karşı kendi kökleri ile bütünleşme gayreti ile arayışa girmiştir. Hak aşkı, Hızır gayreti ile girilen bu Hakikat arayışı Nahak zihniyeti korkutmuştur.”
PİRHA/İSTANBUL
Yoruma kapalı.