Alevi Haber Ajansi

Avukat Atalay: Gezi bu toprakların eşitlik, özgürlük ve adalet umududur

PİRHA- Avukat Can Atalay, Gezi Direnişi’nin bir dip dalga olduğunu ve hala devam ettiğini belirterek, Gezi’nin bu toprakların eşitlik, özgürlük, adalet umudu olduğunu ifade etti.

Gezi Direnişi olarak tarihe geçen ve milyonlarca insanın doğa, insan, hak ve adalet için sokağa çıkmasının 7. yılı. Eylemlerde; Mehmet Ayvalıtaş, Ethem Sarısülük, Ali İsmail Korkmaz, Medeni Yıldırım, Abdullah Cömert, Ahmet Atakan, Hasan Ferit Gedik ve Berkin Elvan yaşamını yitirirken, binlercesi de yaralandı.

Gezi Parkı’nda başlayan ve tüm ülkeye yayılan eylemleri ve bugüne yansımalarını Avukat Can Atalay’la konuştuk.

“GEZİ BİR DİP DALGA VE HALEN SÜRÜYOR”

-Gezi Parkı direnişi 7’nci yılında. Geçen 7 yılı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Gezinin üzerinden 7 yıl geçti. Ama sadece “üzerinden geçti” diye ifade etmek yanlış olacaktır. Gezi bir dip dalga. Toplumdaki etkilerinin devamlılığı açısından kanımca halen sürüyor. Bugün kapitalizmin bir salgın hastalık karşısındaki çaresizliğini, yani kamusal sağlık hizmetini tasfiye eden başlayarak dediğim tarımın olması gerekenin aksine ticarileştirilmesinin sonuçlarını sadece Türkiye’de değil, en gelişmiş kapitalist ülke olarak tanımlanan Amerika’da bile görebiliyoruz. Bir salgınla dahi başa çıkamayan bir düzen. Gezi bütün diğer özelliklerinin yanında insanın insan olmaktan kaynaklanan toplumun bir dayanışma içerisinde devam edebileceğini, insanın, insan olmaktan kaynaklı özelliklerinin geliştirilerek ve toplumun, toplum için tercihlerinin öne alınması gerektiğini ifade eden bir dayanışma hareketiydi. Bu özelliğinin kıymetini daha önce anlamayanların bu dönemde anlayabilmiş olduklarını umuyorum.

Gezi bu toprakların eşitlik özgürlük ve adalet umududur. Sıradan yurttaşların demokratik şekilde itiraz ve paranın tek değer olarak kabul edildiği bir sistemin ötesini işaret eden bir ufuk olduğunu ve bu özellikleriyle de öneminden hiçbir şey kaybetmediğini, aksine önemini bir kere daha ortaya koyduğunu düşünüyorum.

“AKP SEÇKİNLERİ GEZİ’Yİ KİRLETMEYİ BAŞARAMADILAR”

-Bu süreçte Gezi davası görüldü. Bu dava ile ne amaçlanıyordu?

Gezi davası olarak sadece geçtiğimiz yıl içerisinde İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi’nde süren davayı nitelememek gerekir. O davanın esas olarak amacın şuydu:

Bir; Erdoğan’ın kültürel hegemonyayı ele geçiremedik olarak ifade ettiği toplumsal hegemonya da AKP’nin ve onun çeşitli dönemlerde değişen koalisyon ortaklarının başarısızlığını aşma, toplumsal hegemonyayı ele geçirmesi açısından ceza yargılamasının bir araç olarak kullanılmasıydı.

İki; Gezi o kadar temiz bir tarihsel gerçekliktir ki şu ana kadar AKP seçkinleri Gezi’yi kirletmeyi başaramadılar. Bu dava üzerinden, bizler üzerinden Gezi direnişinin fikrini kirletmeyi amaçladılar ve bunun üzerinden de korku salmaya başladılar. Ben bütün bu amaçlar açısından başarılı olamadıkları kanısındayım.

“GEZİ DİRENİŞİ, BU TOPRAKLARIN EŞİTLİK, ÖZGÜRLÜK, ADALET UMUDUDUR”

-Gezi’de yaşamını yitirenlerin davalarının durumu nedir ve hangi aşamada?

Öncelikle Ahmet Atakan’ın dosyası ile başlamak isterim. Ahmet Atakan’ın ölümünün sorumluları, onun katlinden sorumlu olanlarla ilgili henüz iddianame dahi düzenlenmemiş durumda. Bunun kabul edilemez olduğu açık. Ali İsmail’in katilleri cezaevinde değiller. Katillerinden birisi Mevlüt Saldoğan isimli son tekmeyi atan şahıs, sadece cezaevinde olmamakla kalmayıp Gezi davasında Ali İsmail’in ölümüne sebep olan son tekmeyi atarken ayağının incindiğinden bahisle bizim cezalandırılmamız isteminde bulundu örneğin. Bu adaletsizliğin ne boyutta olduğunu göstermekte. Berkin’in katili bir gün cezaevi görmedi. Davası aradan geçen bunca zamana rağmen sürüyor. Emri ben verdim diyenler ve sıralı amirler ile ilgili zaten bir adım atılamadı. Bu talebin ısrarla takipçisi olmak boynumuzun borcudur. Abdullah Cömert’in katili ise bir ay kadar bir süre cezaevinde kaldı ve daha sonra fikir suçlularını düşünce suçlularını cezaevinde tutmaya devam eden ancak tecavüzcüleri katilleri cezaevinden çıkartmakta beis görmeyen kısmi af niteliğindeki adına ‘İnfaz Düzenlemesi’ denen yasayla cezaevinden çıktı. Hayatını kaybeden arkadaşlarla ilgili olarak durumu böyle özetleyebiliriz. Ama ötesi yaralılarla ilgili İstanbul Adliyesi’nde 5 binin üzerinde polis şiddeti nedeniyle yaralanmış insanla ilgili dosya var. Bu dosyaların neredeyse hiçbiri ile ilgili iddianame düzenlenmedi. Zaman aşımının dolması bekleniyor. Bu açıdan da durumu kamuoyunun dikkatine sunmak isteriz.

-Son olarak ne söylemek istersiniz?

Son olarak Gezi Direnişi’nin bu toprakların eşitlik, özgürlük, adalet umudu olduğunu, eşitlik, özgürlük ve adalet açısından bir imkâna, bir olanağa işaret ettiğini bunun sonuç nişanesi olduğunu ifade etmek isterim.

Diren KESER/MERSİN

 

 

 

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak