PİRHA- İhraç edilen kamu emekçileri her hafta olduğu gibi bu hafta da Kızılay Sakarya Caddesinde bir araya gelerek OHAL yasasını, işten atılmaları protesto etti. OHAL ve KHK ile görevlerinden ihraç edilen kamu emekçilerinin basın açıklamasında Açlık grevlerinin 101. gününe giren Gülmen ve Özakça’nın durumlarına da dikkat çekildi.
Her Cumartesi günü Kızılay Sakarya Caddesinde saat: 14.00-16.00 arasında oturma eylemi olarak gerçekleştirilen OHAL ve KHK ile görevlerinden ihraç edilen kamu emekçilerinin basın açıklaması KESK Ankara Şubeler Platformu dönem sözcüsü Devrim Kahraman tarafından okundu.
“OHAL’İ SONSUZA KADAR UZATAMAZSINIZ”
Açıklamada “Siyasal iktidar 20 Temmuz 2016’da darbe girişi gerekçesiyle OHAL’i 3 defa uzatmıştır. 332 gündür olağan hukuku askıya almıştır. 332 gündür olağan hukukun uygulanması ertelenmiştir. OHAL kapsamında gelinen aşamada başta emekçiler olmak üzere tüm toplum kesimleri OHAL’in mağduru konumunda olduğu için OHAL’in sonlandırılmasını talep etmektedir” denildi.
Siyasi iktidarlarının başında OHAL’i kaldırdık diye böbürlenenler şimdi daha karanlık ve milyonlara varan mağduru olan bir OHAL’e sığınmış durumdalar ve OHAL dışında bir yolumuz yok diyorlar. Buradan her hafta uyarıyoruz denilen açıklamada “OHAL’in toplumsal maliyeti her geçen gün artmaktadır. Uğranılan haksızlıklar nedeniyle başta intiharlar olmak üzere, boşanmalar, aile içi şiddet, beyin göçü, işsizlik gibi çok temel kitlesel sorunlar devlet eliyle ortaya çıkarılmıştır ve her geçen gün derinleşmektedir. OHAL uygulaması nedeniyle yüz binlerce kamu emekçisini hukuk dışı şekilde işten attığınızı bildiğiniz için hukuktan, kanundan, mahkemeden OHAL’e sığınarak kaçıyorsunuz. OHAL’i sonsuza kadar uzatamazsınız. Olağan hukukun dışında kalarak emekçilere uyguladığınız zulmü sonsuza kadar sürdüremezsiniz. Emekçiler bunun hesabını sizden soracak” ifadeleri kullanıldı.
“NE DARBE NE OHAL DEMOKRASİ DERHAL”
Darbe girişiminden aylar sonra yapılan ihraçların ve işten atmaların, OHAL fırsatçılığına dönüştürüldüğüne dikkat çeken açıklamada “Allah’ın lütfu OHAL uzadıkça muhalif ne/kim varsa hedef olmuştur. En son, darbeden 288 gün sonra 29 Nisan tarihinde yaklaşık 4.000 insan işten atıldı. 16 Temmuz akşamı “darbe girişimi” bitti ama kendisi gelişerek devam ediyor.
Toplam işten atılan KHK’li sayısı 110.000’i geçti. TÜİK’in 15 Haziranda açıkladığı yeni işsiz sayısı 619.000’dir. Çoğunluğu üniversite mezunu, hakkında herhangi bir soruşturma açılmayan, savunma hakkı kullanamayan binlerce kişi işsiz kalmıştır” verilerine yer verildi.
“EMEKÇİYİZ HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ, İŞİMİZİ GERİ ALACAĞIZ”
Yapılan ihraçların ulusal ve uluslararası hukuka aykırı olduğunun ve bu hukuksuzluğun altına imza atanların bir gün mutlaka hesap vereceğinin altını çizen açıklamada “Masumiyet karinesi gözetilmeden, kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesine aykırı bir şekilde Suç ve cezanın şahsiliğini de bozmuştur. İdari kararla suç ve ceza inşa edilemeyeceğini, ihlal edilen hakların“KHK ile düzenlemeyeceğini” “Kanunların dahi geriye yürütülemeyeceğini” bilmeyenler bu ihraçların altına imza atmıştır.
İhraçlar, olağan hukuk kapsamında,1) AİHM İçtihatlarına,2) Anayasa Mahkemesi içtihatlarına ve kararlarına, 3) Birçok uluslararası sözleşmeye,4) Cari anayasaya,5) Yüzlerce temel kanuna (Medeni, Ceza, DMK, 4688, İYUK, vb.), ve 6) OHAL Hukukunun kendisine Aykırıdır. Hukuk dışına çıkanlar bir gün hesap verecektir” denildi.
“GÜN GELECEK DEVRAN DÖNECEK AKP HALKA HESAP VERECEK”
OHAL ve KHK ihraçları karşısında tamamen demokratik yollarla hakkını arayan başta ihraç edilenler olmak üzere tüm yurttaşlara yönelen polis şiddeti yine bir OHAL hukuksuzluğudur denilen açıklamada “Anayasal bir haklar olan “düşünce ve kanaat hürriyeti (m 25)” “düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti (m 26)” “toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı (m 34)” başta olmak üzere temel hak ve hürriyetlerini kullanan yurttaşlara karşı orantısız ve tamamen hukuka aykırı bir şekilde saldırı olmaktadır” denildi.
Demokratik ve meşru haklarının kullanırken uğradıkları saldırılara da değinen açıklamada “Türkiye genelinde birçok ilde yapılabilen eylem ve etkinlikler başta Ankara olmak üzere birçok ilde keyfi bir şekilde engellenmektedir. Ankara’da hukuksuz bir şekilde işten atılan arkadaşlarımızın; en temel hakları olan, şiddet içermeyen tamamen yasal ve demokratik hak arama girişimleri her gün en hafif ifadeyle tamamen hukuk dışı, kanunsuz saldırılara maruz kalmaktadır. Buradan Yüksel Caddesinde temel demokratik, meşru haklarını kullanırken saldırıya uğrayan arkadaşlarımıza yönelik saldırıları kınadığımızı bildiriyoruz. OHAL’in hukuksuzluğuna sığınan kamu görevlilerine dönün hukuksuzluk uygulayıcılarının durumunu hatırlatmak durumundayız” vurgusu yapıldı.
“101 GÜNDÜR AÇLIK GREVİNDE OLAN ARKADAŞLARIMIZ DERHAL SERBEST BIRAKILSIN”
221 gün önce haksız bir şekilde gasp edilen işlerini talep eden Nuriye Gülmen ve Semih Özakça arkadaşlarımıza yönelik süreç boyunca yapılan haksız hukuksuz göz altılara şimdi tutuklama süreci eklenmiştir denilen açıklamada “Bu tutuklamanın altına imza atanlar tarihin, toplumu hukukun önünde hesap vereceklerdir. 101 gündür açlık grevinde olan arkadaşlarımız derhal serbest bırakılmalıdır.
Yaşam haklarının tehdit eden her unsurdan siyasal iktidar ve bu işlemde rol alan kamu görevlileri sorumludur. Başta açlık grevinde 4. Ayın içerisinde olan ve 7 aydır Yüksel’de direnen Nuriye Gülmen ve Semih Özakça olmak üzere ihraç edilen tüm üyelerimizin işlerine döndürülmesi ” talebinde bulunuldu.
“NURİYE-SEMİH YALNIZ DEĞİLDİR, YAŞAMAK YAŞATMAK İSTİYORUZ”
Açıklamada son olarak şunlar belirtildi “AİHM’in geçen hafta Komisyon’a ilişkin aldığı vahim kararı Biz KESK’liler kabul etmiyoruz. Hem AİHM, Hem de Komisyon 2 milyon mağduru ilgilendiren bir hukuksuzlukta bu kadar keyfi ve yavaş davranamaz. İşinden yaklaşık 10 aydır ihraç edilen emekçilerin dahi başvuruları henüz alınmamış veya komisyonun nasıl işleyeceği netleştirilmemiştir. Böyle hukuk yolu olmaz. Bu hukuk değildir.
Bitirirken; Bugün 17 Haziran 2017. Biz KESK’li ihraçlar her hafta, her gün, her an, her yerde, burada size mağdur ettiğiniz milyonların durumunu hatırlatacağız. Gasp ettiğiniz işimizi geri alacağız. Buradan, Ankara Güvenpark’tan başlayan Adalet Yürüyüşü’nü, Nuriye ve Semih’in Adalet Açlığıyla selamlıyoruz. Diyerek sözlerin tamamladı.”
Cebrail ARSLAN/ANKARA
Yoruma kapalı.