PİRHA- CHP Kadın Kolları Genel Başkan Yardımcısı Hatice Us, kadın cinayetlerinin artmasında iktidarın politikalarının sorumlu olduğunu belirterek, “Kadın cinayetlerine karşı hiçbir adım atılmıyor” dedi. Hatice Us, barış sürecinin, kadınların katılımı olmadan gerçek anlamda sağlanamayacağına dikkat çekerek, “Barış masasında kadınlar olmalı, eksik olan bu” ifadelerini kullandı.
Toplumsal cinsiyet eşitsizliği ve patriyarkal sistemin derinleşmesiyle birlikte kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri de artış göstermeye devam ediyor. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun açıkladığı verilere göre, sadece geçen ay 26 kadın, erkek şiddeti sonucu hayatını kaybetti.
CHP Kadın Kolları Genel Başkan Yardımcısı Av. Hatice Us; kadın cinayetlerine, iktidarın kadın politikalarına, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kadın haklarının hedef alan hutbesine ve barış sürecine ilişkin PİRHA’ya konuştu.
İKTİDARA ‘KADIN CİNAYETLERİNE KAYITSIZ KALMA’ ELEŞTİRİSİ
Kadına yönelik şiddetle mücadelede iktidarın duyarsız kalmasının sebeplerine değinen Hatice Us, hükümetin kadın cinayetleriyle ilgili herhangi bir destekleyici söylem üretmediğini ve şiddet mağdurlarını korumak adına somut adımlar atmadığını söyledi. Us, “Biz toplumsal kadın örgütleriyle, hukuk alanında barolarla, hükümetin kadın üzerindeki politikalarıyla ilgili binlerce mecrada sesimizi duyurmaya çalışıyoruz. Ama bizim sesimizi duyan, buna kulak veren bir iktidar olmadığı için kadın cinayetleri sadece sayılarla anlatılır hale geldi. Yani sadece raporlara bakıldığında, istatistiklerin artışı gözlemleniyor. Ancak kadın cinayetlerinin gerçek boyutunu, sosyal ve psikolojik etkilerini kimse sorgulamıyor. Kadın cinayetlerine dair hiçbir ciddi söylem, demeç veya destekleyici bir adım atılmadı. Hükümetin bu konudaki politikaları, kadının yaşam hakkına dair bir çözüm üretmiyor, aksine bu meseleye karşı duyarsız kalıyor” diye konuştu.
Hatice Us, kadın cinayetlerinin yalnızca sayılarla sınırlı kalmaması gerektiğini ve kadınların korunması için devletin daha fazla önlem alması gerektiğini belirtti.
“DİYANET KADINLARIN HAKLARINI HİÇE SAYIYOR”
Hatice Us, Diyanet’in kadın hakları ile ilgili tutumunun, toplumsal cinsiyet eşitliği ve laiklik ilkeleriyle çeliştiğine vurgu yaptı. Diyanet’in kadın haklarına dair açıklamalarını eleştiren Us, “Diyanet, bir kadının hukuken düzenlenmiş miras hakkını, nafaka hakkını sanki bir siyasi gündemmiş gibi sunuyor. Bu durum, kadının haklarıyla ilgili doğrudan bir müdahale anlamına gelir. Diyanet, bu konuda bir ‘Tanrı emri’ gibi açıklamalar yaparak, kadının haklarını hiçe saymaktadır. Kadınların miras hakkı, nafaka hakkı gibi temel insan hakları, dinin veya siyasi gündemlerin bir aracı haline getirilmemelidir. Laiklik, her kadının bu haklara saygı duyulmasını güvence altına alır. Diyanet’in böyle bir tutumu, sadece kadınların haklarını ihlal etmekle kalmaz, aynı zamanda toplumsal düzeni de tehlikeye atar” diyerek, bu tür müdahalelerin kadın hakları konusunda büyük bir tehdit oluşturduğunu ve laiklik ilkesinin bu tür durumlardan korunması gerektiğini kaydetti.
“KADINLAR BARIŞ MASASINDA OLMALI”
Hatice Us, barış sürecinin, kadınların katılımı olmadan gerçek anlamda sağlanamayacağına dikkat çekerek, şunları söyledi:
“Barış süreci en çok kadın için önemlidir. Ekonomik sıkıntılar, yoksulluk en çok kadını vuruyor. Erişememek, eğitim alamamak, sağlık hizmetlerinden yeterince yararlanamamak… Bütün bu sorunlar kadınları daha da derinden etkiliyor. Ancak buna rağmen, barış masalarında kadınların sesine pek yer verilmiyor. Kadınlar, barışın en çok etkilenen tarafıdır. Çünkü kadınlar savaşın ve şiddetin doğrudan mağdurlarından birini oluşturur. Eğer barış gerçek anlamda sağlanacaksa, o masada kadınların da sesi olmalı. Erkekler oturuyorsa, kadınlar da oturmalı. Kadınlar, barışın mutfağında en büyük rolü oynar. Barış süreci sadece masalarda alınan kararlarla değil, halkın içinde özellikle de kadınların yaşadığı zorluklarla şekillenen bir süreç olmalıdır. Barış, sadece siyasilerin değil, savaşın yıkımını en çok yaşayanların sesiyle yapılmalıdır.”
Hatice Us, kadınların sosyal ve siyasal hayatta daha fazla yer almasının, hem barışın hem de toplumsal adaletin sağlanmasında temel bir rol oynadığını dile getirdi.
Fatoş SARIKAYA/ MERSİN
Yoruma kapalı.