PİRHA – Eğitim emekçileri, “Yeni Maarif Modeli ve Laik Bilimsel Çağdaş Eğitimin Uygulanması” başlıklı panelde dinsel dayatmalara dikkat çekti. PSAKD Genel Başkanı Cuma Erçe konuşmasında, “Zorunlu din derslerinin kaldırılması meselesini sadece Alevilerin meselesi olarak görmek bizi yanlış bir yere götürüyor. Elbetteki ana dilinde eğitim Kürtlerin de meselesidir ama bu talepler Kürtlerin Alevilerin talebi olmaktan çıkıp toplumun bütün kesimlerini kapsamalıdır” dedi.
62. Ulusal, 36. Uluslararası Hacı Bektaş Veli Anma Törenleri ve Kültür Sanat Etkinlikleri’nin son gününde “Yeni Maarif Modeli ve Laik Bilimsel Çağdaş Eğitimin Uygulanması” başlıklı panel düzenlendi.
Hacıbektaş Kültür Merkezi’nde yapılan panelin moderatörlüğünü Ramazan Gürbüz yürüttü. Eğitimin 85 milyonun sorumluluğunda olduğunu söyleyen Gürbüz, “KESK olarak laik, parasız, ana dilinde, bilimsel eğitim için çok büyük bedeller ödedik. Sadece bizim değil, toplumun tüm kesimlerini eğitim konusunda duyarlılığa çağırmaktayız. Laik yaşam olmadan bu ülkede barış olmaz” dedi.
“AMAÇLANAN DÜŞÜNMEYEN, TARTIŞMAYAN BİR NESİL”
Panelin konuşmacılarından KESK Eş Genel Başkanı Kemal Irmak, iktidarın özellikle 2012 yılından sonra eğitim alanında ciddi değişimler yaptığına işaret etti.
‘Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nin yanlışlarına değinen Irmak, şunları söyledi:
“İktidarlar, bütün ideolojik tahakkümlerini eğitim üzerinden yapıyor. Örneğin Alevi çocukları halen zorunlu din derslerine maruz kalıyor. AKP iktidarının aslında dini imanı yok. Onların dini imanı para. FETÖ ne istediyse verildi. Şimdi Menzilciler Süleymancılar… Ancak bunlara karşı toplumsal bir itiraz oluşturamadık. Bilimsel bir eğitim yerine her şeyi bir kutsal üzerinden açıklayacak, evrimi ortadan kaldıracak gibi uygulamalar ile düşünmeyen, tartışmayan, bilimi arka plana atan bir proje bu. Ama şöyle bir handikap var, söyledikleri her şey yerini tutmuyor. Yakın zamanda bir öğretmen arkadaşla tanıştım. Bütün ailesinin AKP’li olduğunu belirtti ve genç neslin artık bunlara inanmadığını, tevazu göstermediğini söyledi. Böyle de bir gerçeklik var.
EĞİTİMDE DİYANETİN ETKİSİ!
“Diyanet, devlete hükmediyor ve milli eğitim politikalarını belirliyor. Hatta rehberlik eğitimi almış öğretmenleri devre dışı bırakıp, manevi danışmanlık olarak okullara bir takım hoca ve imam gönderilmeye çalışıyor. Bu durum Sağlık Bakanlığında da yapılıyor. O yüzden ismini net koyalım, laik bir ülkede Diyanet İşleri Başkanlığı olamaz. Kaldırılmalı! Laiklik çocuğun özgürlüğüdür. AKP iktidarı laiklik konusunda büyük gedik açtı. CHP’nin altı okundan biri laiklik ama onlar da mücadele konusunda yetersiz kalındı. Osmanlı’da Şeyhülislam neyse Diyanet İşleri Başkanlığı da bugün aynı işlevi görüyor. Laik ve bilimsel eğitim ile kamusal eğitim Eğitim Sen’in iki önemli başlığıdır.”
“İSTEDİKLERİNE ULAŞTILAR”
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Cuma Erçe de eğitimin AKP öncesinde de “gerici, ırkçı ve tekçi” olduğunu söyledi. Erçe, iktidarın “Kindar, dindar ve itaatkar nesil” yetiştirme konusunda çok planlı olduğunu söyleyerek şunları aktardı:
“Çocuklarını özel dershanelere, özel kolejlere, kreşlere göndermeyenimiz kalmadı. Bu konuda iktidar istediğine ulaştı malesef. Aleviler, bu süreçte en çok olumsuz etkilenen kesimlerin başında oldu. Laiklik, gericilik meselesi yeterince gündemleşemediği için sorunlar büyüyor.
Zorunlu din derslerinin kaldırılması meselesini sadece Alevilerin meselesi olarak görmek bizi yanlış bir yere götürüyor. Elbetteki ana dilde eğitim Kürtlerin de meselesidir ama bu talepler Kürtlerin Alevilerin talebi olmaktan çıkıp toplumun bütün kesimlerini kapsamalıdır.
TARİKATLARI DİKKATE ALMALIYIZ
‘Türkiye laiktir laik kalacak’ sloganları atıldığında Türkiye’de zorunlu din dersleri vardı. Laikliğin ne demek olduğu malesef bilinmiyor. AKP dönemi ile bu slogan eskisi kadar sık atılmaz oldu. Laik eğitimde din eğitimi olmaz. Laik eğitimden uzaklaşmanın sonuçlarını bugün görüyoruz. Tarikatları dikkate almıyoruz. Menzil örneğin, Adıyaman’da bir kent kuruyor. Aleviler laik, bilimsel, çağdaş eğitimi sadece kendi çocukları için istemiyorlar.”
“ÇOCUKLARIN GELECEK HAYALİ YOK”
KESK Nevşehir Şube Temsilcisi Tarık Kaya da eğitim üzerinde “ciddi oynamalar” yapıldığını anlatarak şunları söyledi:
“Toplumun büyük kesimi malesef bu süreçlere dahil olmuyor ve eğitim için ciddi harcamalar yapıyor. Çocuklarımıza ‘Hayata dair beklentiniz nedir?’ diye sorduğumuzda ‘Güzel bir ev, güzel bir araba’ diyorlar. Hayata, bilime dair beklentiler sıfırlanmış, teknolojik ürünlerin bol olduğu bir hayal dünyasına sahipler. Bizler okul önlerinde de taleplerimizi, eğitimdeki gidişatı dile getiriyoruz ancak ne yazık ki karşılık bulamıyoruz. Eğitim konusunda toplumun bize vereceği destek çok önemli.
OLMAZSA OLMAZIMIZ
Toplumlar tarih boyunca eğitimi yönetme aracı olarak kullanmışlardır. Dolayısıyla laiklik bizim için yaşamsaldır. Eğitim sisteminde laikliği tartıştığınız zaman karşınızda Diyanetle karşı karşıya kalıyorsunuz. Alternatif Milli Eğitim Bakanlığı durumuna gelmiş durumda. Sadece fetva vermek ile kalmıyo, bütün devlet kurumlarını yönlendiren bir konumda. Dolayısıyla biz Diyanet’i bir kurumsal yapı olarak görmeyelim. Diyanet artık bir sistem. Bu alanı iyi tanıyıp mücadele hattı geliştirmek lazım. Örneğin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin dinsel eğitim konusındaki kararları uygulanmadı. Karşılık bulunmamasının sebebi yeterince mücadele verilmiyor olmasından kaynaklı değildi; Diyanet’ti. Laiklik konusunda ödün vermeden mücadeleyi büyütmek gerekir. Olmazsa olmazlarımızdan bir tanesidir laiklik.”
PİRHA/HACIBEKTAŞ
Yoruma kapalı.