PİRHA – ‘Alevi Bektaşilikte Kadın ve Doğa’ panelinde bir araya gelen kadınlar, kurumlardaki kadın temsiliyetini yorumladı. Yönetimlerde kadınlara fırsat verilmesi gerektiğini belirten kadınlar, “Kadın bedenleri erkek egemen zihniyetin savaşı yapılırken topraklarımız ranta kurban ediliyor” dedi.
62. Ulusal, 36. Uluslararası Hacı Bektaş Veli Anma Törenleri ve Kültür Sanat Etkinlikleri, panellerle devam ediyor.
‘Alevi Bektaşilikte Kadın ve Doğa’ konusunun değerlendirildiği panel, Hacıbektaş Kültür Merkezi’nde yapıldı.
Panelin açılışında Ana Sevim Yalıncakoğlu gülbeng okurken Zakir Yaprak Dengiz de deyişler seslendirdi.
Panelin moderatörlüğünü Ümit Günaltay yürüttü.
“SÖMÜRÜYE KARŞI DİRENEN BİR ALEVİ SİYASETİ”
Panelin ilk konuşmacısı Almanya Alevi Kadın Birliği Başkanı Özgür Demir oldu. “Dün Pir Sultan’ı asanlarla bugün doğayı katleden aynı zihniyettir” diyen Demir, şu sunumu yaptı:
“Yol kadınsız yürümez. Biz Alevi kadınlar, geçmişin inanç mirasını bugünün adalet anlayışı ile birlikte ilerletmek zorundayız. Bugünün Aleviliği kadınlarla birlikte yürüyen doğa ile birlikte nefes alan halklarla birlikte direnen bir Aleviliktir. Bizler bir Yol’un değil, aynı zamanda bir dönüşümün öncüsüyüz. Bu dönüşüm kadının kendi sözünü söylemesiyle, kadının özne olmasının kabul edilmesiyle mümkündür. Hakikat Yolunu bugün yeniden kurmak zorundayız. Doğayı koruyan, kadını yücelten, sömürüye karşı direnen bir Alevi siyaseti mümkündür. Bu siyaseti kadınlar kuracak ve sürdürecektir.”
“ÖRGÜTLERDE KADIN ALERJİSİ VAR”
Alevi Kültür Derneği (AKD) Genel Başkanı Seher Şengünlü Yılmaz ise konuşmasında kadınsız hiçbir kurumun Alevileri temsil edemeyeceğini söyledi. Yılmaz, kurumlarda yöneticilik yapan erkeklerin daha adaletli olması gerektiğini ifade ederek şunları söyledi:
“Eril bir toplumda yaşadığımız için kadının belli başlı sorunları var. Örgütlerde sorumluluk almak isteyenlere de ‘Sen git evinde çoluğunla çocuğunla uğraş, yapamazsın’ gibi bakılıyor. Alevi kurumları içerisinde kadınları çekseniz o kurumlarda hiçbir şey kalmaz. Kadın olmayan Yol eksiktir. Kadının özgürlüğü olmadan Alevilik özgür olmaz. Alevilikte ‘kadın’ başlığını sadece kadınlar konuşmamalı. Erkekler gelip buraya çıksın, konuşsunlar ki bizler de bu konuda neler düşündüklerini bilelim. Bizim örgütlerin hepsinde bir kadın alerjisi var. Kadınlara, gençlere fırsat vermek lazım. İnancın içerisinde bizi eritmenize, yok etmenize izin vermeyeceğiz. Alevilik inancının kadınla hiçbir derdi yok ama bu eril dünyadan etkilenen Alevilerin, kadınla derdi var.”
“ALEVİ KURUMLARI OLARAK SURİYE’DEKİ KATLİAMA DAHA FAZLA SES ÇIKARMALIYIZ”
PSAKD Kadın Sekreteri Nil Sıla Aslan, “Kadın bizde yarım değildir, yan yanadır, can canadır. Doğa da bizim için yaşamın kendisidir. İnsan, doğanın sahibi değil bir parçasıdır. Kadın bedenleri erkek egemen zihniyetin savaşı yapılırken topraklarımız ranta kurban ediliyor. Munzur’u kurutmak isteyen de kadınları susturmak isteyen aslında aynı zihniyettir. Doğa özgürleşmeden kadın özgürleşmez, kadın özgürleşmeden bu toplum asla özgürleşmez. Hayatın her alanında erkeğin gölgesi yer alır. Sizlere Samandağ’dan selamlar getirdim. Oradaki kadın sesi örgütsüz kaldığı için kalıcı olamadı. Birlikte olduğumuzda yıkılmayız susturulamayız. Gitmedik, buradayız ve kalmaya da devam edeceğiz. Suyumuzu, toprağımızı, ormanımızı, dağlarımızı, emeğimizi, bedenimizi, yaşam alanlarımızı, inancımızı, kültürümüzü, yoldaşlığımızı hep birlikte savunacağız. Mücadeleden vazgeçmeyeceğiz. Sözümüz Hakk olsun, aşk ile…”
Suriye’deki Alevi kadınlarına yönelik katliam ve kaçırılmalara da dikkat çeken Aslan, “Alevi kurumları olarak daha fazla ses çıkarmalıyız. Avrupa’nın desteğiyle bunu dünyaya duyurmak lazım. Şu anki işkence, akıl almaz hale geldi.”
Panelin son bölümünde açık kürsü oluşturularak sohbet yürütüldü. Zakir İlke Yıldız da nefesler seslendirdi.
PİRHA/HACIBEKTAŞ
Yoruma kapalı.