PİRHA- İHD Dersim Şubesi, 33 yıl önce işkenceyle katledilen Ayten Öztürk için bir araya geldi. Burada konuşan baba Hıdır Öztürk, yetkililere seslenerek, “Anıt mezardaki el, kızım Ayten’in elini sembolize ediyor. Gelin bu eli tutun. Failleri yakalayın ve yargı önüne çıkararak adaleti sağlayın” dedi.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Dersim Şubesi, Dersim’de işkence edilerek katledilen ve bedeni tanınmaz hale gelen Ayten Öztürk için basın açıklaması yaptı. Sanat Sokağında yapılan açıklamaya Öztürk’ün ailesi, DEM Parti Dersim Milletvekili Ayten Kordu, yerine kayyım atanan Dersim Belediye Eş Başkanları Birsen Orhan ve Cevdet Orhan ile demokratik kitle örgütleri katıldı.
İHD Dersim Şube Eş Başkanı Nurşat Yeşil, birkaç gün önce yaşamını yitiren Cumartesi Annesi Emine Ocak’ı anarak sözlerine başladı ve “Mücadelesi mücadelemizdir” dedi. Ardından basın metnini okuyan Yeşil, 33 yıl önce Ayten Öztürk’ü katleden faillerin aradan geçen onca yıla rağmen hala yargılanmadığına dikkat çekti.
“AYTEN ÖZTÜRK YEŞİL VE EKİBİ TARAFINDAN KATLEDİLDİ”
Nurşat Yeşil, Öztürk’ün katledilme sürecine dair şunları söyledi:
“Öztürk ailesi Dersim’de yaşıyordu. Tunceli İl Özel İdaresi’nde şef olarak çalışan Baba Hıdır Öztürk, 1992 yılının Mayıs ayında Tunceli İl Jandarma Alay Komutanı Mustafa Sabri Yazgankıran tarafından üç kızı ile birlikte alay komutanlığına çağrıldı. Albay, ‘aklınızı başınıza alın’ şeklindeki tehditlerin ardından onları Polis Ahmet diye bir kişi ile tanıştırdı. Albayın tanıştırdığı kişi aslında MİT ve JİTEM adına çalışan Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım’dı. Yıldırım, üç kardeşi sorguladı, telefon ve adres bilgilerini aldı. Bu olaydan kısa bir süre sonra hemşire ve mühendis olan kardeşler Dersim’den sürüldü.
Hıdır Öztürk’ün Dersim’de kalan kızı Ayten Öztürk, Mazgirt ilçesine bağlı Akpınar’daki Tunceli İl Özel İdaresi’ne ait bir fabrikada çalışıyordu. 27 Temmuz 1992 akşamı mesai çıkışı sonrasında içinde 4 kişi bulunan beyaz bir arabayla kaçırıldı. Kaçırılan Ayten, 8 Ağustos 1992 tarihinde Elazığ Karşıyaka Kartaltepe mevkiinde, bir eli dışarıda kalmış şekilde gömülü olarak bulundu. İşkenceden tanınmayacak hale gelmiş Ayten’in kimlik teşhisi giysilerinden yapılabildi. Ancak işkence bulguları otopsi raporunda yer almadı, doktorlar detaylı otopsi yapmadı. Açılan soruşturma hızla kapatıldı.
Bizzat JİTEM komutanı Cem Ersever ve JİTEM elemanı Abdülkadir Aygan, Ayten Öztürk’ün Yeşil ve ekibi tarafından OHAL Valiliği’nce, Yeşil’e tahsis edilen beyaz Land-Rover araç ile kaçırdığını, daha sonra Diyarbakır JİTEM’e götürdüğünü ve burada üç gün boyunca işkence gördükten sonra infaz edildiğini açıkladı ve bu açıklamalar basında da yer aldı.”
“İŞKENCEYLE ÖLDÜRMENİN ZAMANAŞIMI OLMAZ”
13 Aralık 2011’de Türkiye Büyük Millet Meclisi Faili Meçhul Cinayetleri Araştırma Komisyonu’nun, Elazığ ve Tunceli Cumhuriyet savcılıklarına suç duyurusunda bulunması üzerine dosya yeniden açıldığını söyleyen Nurşat yeşil, “Ancak Ayten Öztürk’ü kaçıranlar, işkence ile katledenler, bedenini kaybedenler ve insanlığa karşı bu suçu örtbas edenler biliniyor olmasına rağmen, dosyada tanıklar, deliller, itiraflar olmasına rağmen dava, 21 Eylül 2022’de zamanaşımından düşürülerek cezasızlıkla sonuçlandı” diye konuştu.
Ayten Öztürk’ün işkence ile öldürülmesinin ve bedeninin kaybedilmesinin uluslararası hukuka göre insanlığa karşı işlenmiş bir suç olduğunu ve zamanaşımına tabi olmaması gerektiğini vurgulayan Nurşat Yeşil, “Öztürk’ün katledilişinin 33. yılında siyasi ve adli makamları bir kez daha Ayten Öztürk dosyasında uluslararası hukuktan kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmeye ve ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için etkili bir giderim yolu sunmaya çağırıyoruz. Kaç yıl geçerse geçsin; Ayten Öztürk için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.
BABA ÖZTÜRK’TEN YETKİLİLERE ÇAĞRI
Açıklamasının ardından konuşan Ayten Öztürk’ün babası Hıdır Öztürk, soruşturmanın üzerine gidilmediğini söyleyerek, “Savcılık ve JİTEM bu konuda adım atmadı. Bu adaletsizlik karşısında bir anıt yaptık. Anıt mezarının üzerindeki el, kızım Ayten’in elini sembolize ediyor. Devlete seslenmek istiyorum; gelin bu eli tutun. Failleri yakalayın ve yargı önüne çıkararak adaleti sağlayın. Acılı bir aile olarak soruyorum; bu nasıl barış? Birçok kişi haksız bir şekilde cezaevlerinde, Cumartesi Anneleri hala çocuklarını arıyorken zulme uğruyor, belediye başkanlarımız ve milletvekillerimiz içeride. Gerçek bir adalet ve demokrasi istiyoruz” diye konuştu.
PİRHA/ DERSİM
Yoruma kapalı.