PİRHA – Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF), Alevi inancında olmayan ritüellere dikkat çeken yazılı bir açıklama paylaştı. Alevi inancında kurban kesmenin zorunlu olmadığına vurgu yapılan açıklamada “Kurban, başka inançlarda zorunlu bir ibadet şekli olsa da Alevi-Bektaşi yol erkânında lokma paylaşımı ve şükür lokması konusunda kendisine yer bulmuştur” denildi.
Alevi Bektaşi Federasyonu, yaptığı yazılı açıklama ile ‘Bayram Cem-i’ ve zorunlu kurban kesiminin Alevi inancında yer almadığını belirtti. Kurban kesmenin belirli bir zamanının olmadığını vurgulayan ABF açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
“Gelmişiz cananın asitanına
Sıtk ile sarıldık dost demanına
Canı baş vermişiz aşk meydanına
Hayvan kesmek gibi kurban gerekmez
Yürekte gizlidir bizim derdimiz
Taklide bağlanmaz hiçbir ferdimiz
Nefsimiz iledir daim harbimiz
Cahil-i nadanla kavga gerekmez”
Alevi-Bektaşi yol erkânı, âşıkların, sadıkların geçmişten günümüze aktardığı nefeslerle ve dizelerle gelmiştir. Kurban ve bayram kavramlarının da bu minvalde değerlendirilmesi gerekir.
Canlar, son dönemlerde inancımıza başka inançların etkisi ile eklenmeye çalışılan ‘Bayram Cem-i’ adı altında gelenekte olmayan ritüellerin ya da kurban kesmeyi zorunluluk olarak gören anlayışın Alevi-Bektaşi yol erkânında yeri yoktur. Kurban kesmenin belirli bir zamanı da yoktur. Niyete göre belirlenir. Kurbanın kanı yerlere akıtılmaz, kanı ve kemikleri toprağa sırlanır. Özü çürük ervahın kurban keserek, insan ile doğa ile rızalaşması mümkün olmaz.
“Aşinayı musahib kavlin bilmeyen
Men aref sırrına vakıf olmayan
Özünü pak edip Cem’e gelmeyen
Hakk’ın lokmasını yese ne fayda”
Kurban, başka inançlarda zorunlu bir ibadet şekli olsa da Alevi-Bektaşi yol erkânında lokma paylaşımı ve şükür lokması konusunda kendisine yer bulmuştur. Yolumuzda kurban, kişinin imkânı ve içinde bulunduğu konuma göre rızalıkla sunulan her şeydir. Bu bazen bir hayvanın tığlanarak kurban edilmesi bazen de Kırklar Cemi’nde bir üzümün kırka bölünmesi olur. Esas olan, kurbanı kendi hanende saklamak değil, canlarla paylaşmak ve gönüllerin birlenmesidir. Hünkar’ın, Kadıncık Ana’nın kara kazan düsturunda olduğu gibi, yiyene helal yedirene delildir.
Alevi-Bektaşi inancında Hakk’a ulaşmak, ak-pak olmakla, eline beline diline sahip olmakla olur. Kurban; kini, kibiri gönülden atmak ve nefsi terbiye etmektir. Bayram ise yola turab olmaktır. Zalime biat edilmediği, gönüllerin kırılmadığı, mazlumların yüzünün güldüğü her gün bayramdır.
“Kurbanlar tığlanıp gülbeng çekildi
Gaflet uykusundan uyana geldim
Dört kapı sancağı anda dikildi
Üryan büryan olup meydana geldim
Nefsini kurban, tenini tercüman eden canlara Aşkı Niyazlarımızla…”
PİRHA/ANKARA
Yoruma kapalı.