PİRHA- Eğitim Sen Mersin Şube Başkanı Mahmut Sümbül okullara imamlar başta olmak üzere din görevlilerinin ‘manevi danışman’ adı altında görevlendirilmesine tepki gösterdi. Atama bekleyen rehberlik öğretmenlerinin hakkının gasp edildiğini belirten Sümbül, bu durumla mücadele edeceklerini ifade ederek, herkesi tepki göstermeye çağırdı.
‘Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum’ (ÇEDES) projesi kapsamında Eskişehir ve İzmir başta olmak üzere birçok kentteki okullara ‘manevi danışmanlık’ adı altında imam, vaiz, müezzin, Kur’an kursu öğrencisi atandı.
Söz konusu uygulamayı PİRHA’ya değerlendiren Eğitim Sen Mersin Şube Başkanı Mahmut Sümbül, manevi destek adı altında din görevlerinin görevlendirilmesiyle kadrolaşma ve istihdam alanı yaratıldığını söyledi.
“ANAYASANIN LAİKLİK İLKESİ ÇİĞNENİYOR”
Anayasanın laiklik ilkesinin çiğnendiğini kaydeden Sümbül, ÇEDES projesi adı altında kadrolaşmanın yaratıldığına dikkat çekti:
“Anayasanın gereği olarak devletin inançlara, mezheplere eşit mesafede olmalı. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bütçesi Milli Eğitim Bakanlığı da dahil olmak üzere birçok bakanlıktan daha yüksek olan, çok daha fazla kadrolaşan ve gittikçe toplumun her yerine sirayet eden bir çalışma alanı ile toplum, tek tipleştirilmeye çalışılıyor.
Milli Eğitim sistemi içerisinde adı seçmeli olan ama nerdeyse zorunlu olan din dersleriyle bu yapılmaya çalışıldı. Okulların büyük bir kısmı imam hatipleştirilerek, öğrencileri oraya yönlendirerek bu yapılmaya çalışıldı. Hala kendilerini başarısız görüyor olmalılar ki bunu katmerleştirerek böyle uygulamalarla yükseltiyorlar.”
“ATAMA BEKLEYEN MESLEKTAŞLARIMIZIN HAKKI GASP EDİLİYOR”
Mahmut Sümbül, yıllardır atama bekleyen öğretmenler varken okullara din görevlilerinin atanmasının kabul edilemez olduğunu dile getirerek, “Milli Eğitim sistemi içerisinde ücretli ve sözleşmeli çalışan arkadaşlarımız var. Yüzbinlerce meslektaşımız atama bekliyor ve onlar atama beklerken PDR alanında ihtiyaç varsa bu arkadaşların görevlendirilmesi gerekirken bu alanın gasp edilmesi kabul edilebilir bir şey değil” dedi.
TOPLUMUN TÜM KESİMİNE MÜCADELE ÇAĞRISI
Eğitim Sen olarak bu durumla mücadele edeceklerinin altını çizen Sümbül, toplumun tüm kesimlerine şu çağrıda bulundu:
“Bu yapılanlarla bir süre sonra geleceğimiz olan öğrencilerimiz bilimden uzaklaştırılmaya, bir inancın neferi haline getirilmeye çalışılıyor. Çağdaş, laik, demokratik, anadilde eğitimi savunan Eğitim Sen olarak bu duruma sessiz kalmayacağız. Konuyla ilgili itirazlarımızı, tepkilerimizi dile getireceğiz fakat sadece Eğitim ve Bilim Emekçileri olarak tepkimizi ortaya koymamız yetmiyor. Topyekün ses çıkarmak ve birlikte alanlarda olmamız gerekiyor. Öğrencilere, velilere, inanç kurumlarına, yöre derneklerine, toplumun tüm kesimlerine eşit yurttaşlık haklarına sahip çıkmaları için, bu karanlık sistemin içerisinde bir ışık yaratmak için mücadeleye çağırıyorum.”
Fatoş SARIKAYA/ MERSİN
Yoruma kapalı.