PİRHA-İstanbul Bahçelievler Hacı Bektaş Veli Derneği Başkanı Ufuk Emre Bektaş, zaman aşımı tehlikesiyle karşı karşıya olan Sivas Katliamı davası ile Musa Anter’in düşürülen davasına ilişkin yaptığı açıklamada “29 yıldır süren bu davanın her duruşması sonrası bu katliam kendisini tekrarlamaya ve canımızı yakmaya devam ediyor. Katliamın sürekliliği budur. “Sivas yanmaya devam ediyor” derken kastımız budur. Biz bu davayı o divana bırakmamalıyız. Devlet bununla yüzleşmeli” dedi.
33 kişinin yaşamını yitirdiği Sivas Katliamı’nın 3 firari sanık üzerinden devam eden davasının 29’uncu duruşması 21 Eylül Çarşamba günü Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Zaman aşımı tehlikesi ile karşı karşıya olan davanın bir sonraki duruşması 26 Ocak 2023 tarihine ertelendi. Aynı gün Ankara Adliyesi’nde görülen Musa Anter davası ise zaman aşımı gerekçesiyle düşürüldü.
Alevi Dernekleri Federasyonu (ADFE) bileşeni İstanbul Bahçelievler Hacı Bektaş Veli Derneği Başkanı Ufuk Emre Bektaş her iki davaya ilişkin PİRHA‘ya açıklamalarda bulundu.
“HER DURUŞMA SONRASI KATLİAM KENDİSİNİ TEKRARLIYOR”
Madımak davasının son duruşmasını yerinde takip eden Bektaş, şunları kaydetti:
“Sivas Madımak Katliamı davası, Türkiye’deki hukuk sistemini, adaletsizliği gözler önüne sermeye devam ediyor. Davanın avukatlarından Özgür Piroğlu, davayı uluslararası mahkemelere taşıyacaklarını beyan etti. Çünkü 29 yıldır süren Madımak, 2023 yılında 30. yılına girecek ve her ne kadar uluslararası ceza hukuku ile TCK gereğince, insanlığa karşı işlenen suçlarda zamanaşımı olmasa da zamanaşımına uğratılacak. Makul ve adil yargı süresinin çoktan aşıldığı bu davanın, iç hukuk yollarının tüketilmesine ramak kala, uluslararası mahkemelere taşınacak olması yerinde bir hamle olacak.
29 yıldır süren bu davanın her duruşması sonrası bu katliam kendisini tekrarlamaya ve canımızı yakmaya devam ediyor. Katliamın sürekliliği budur. “Sivas yanmaya devam ediyor” derken kastımız budur. Adaletin yerini bulmadığı her gün o alev harlanmış oluyor. Madımak büyük bir yaradır ve bu yara kabuk bağlamamalı. Buna müsaade etmemeliyiz. Bu yara sarılabilir, ama onun da yolu adalettir.”
“SİVAS DAVASINI DİVANA BIRAKMAMALIYIZ”
Davanın zaman aşımı tehlikesine de değinen Bektaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
“3 firari sanığın Türkiye’ye getirilmesi için görülen davada; devlet kusuru olduğuna dair rapor Devlet Denetleme Kurulu tarafından tespit edilmiş olmasına rağmen mahkemenin; dönemin başbakanı Tansu Çiller’in, dönemin Belediye Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun ve dönemin Sivas Valisi Ahmet Karabilgin’in dinlenmesi talebini reddetmesi apaçık bu davanın zamanaşımıyla düşmesini sağlama çabasıdır. Zamanaşımı gelir, hukuk bunu unutur. Ama insanlık unutmaz. Türkiye’de adalet sisteminin onuru için bir turnusoldur Madımak Katliamı.
Yargının bu davayı zaman aşımına düşürme çabası bir motivasyon gerektiriyor ve biz bu motivasyonun nereden alındığını da çok iyi biliyoruz. Bir önceki davanın zaman aşımından düşürülmüş olmasına “hayırlı olsun” diyen o dil, bugün ülkenin en yetkili ağızı. Dolayısıyla bu motivasyon doğrudan Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan alınıyor. Biz Alevi örgütleri ve Alevi yurttaşlar da motivasyonumuzu Pir Sultan’dan alıyoruz.
Pir Sultan der ki, “Kalsın benim davam divana kalsın”. Biz bu davayı o divana bırakmamalıyız. Zaman aşımı olsa da, dava düşürülecek olsa da bu dava yeniden görülmeli, bu alemde görülmeli ve devlet bununla yüzleşmeli. Niye devlet bununla yüzleşmeli diyorum; çünkü başından beri sanık sandalyesinde oturması gereken bu sistemin kendisiydi.”
“90’LARIN MOTİVASYONU DAVAYI ZAMAN AŞIMINA İTTİ”
Bektaş, son olarak Musa Anter’in zaman aşımına uğratılan davasıyla ilgili olarak da “Madımak davasının görüldüğü saatlerde, üzerinde “Adalet Sarayı” yazan aynı binanın içinde “Adalet Mülkün Temelidir” yazan bir başka duruşma salonunda bir başka adaletsizlik hâli vardı. Musa Anter davası görülmekteydi. Bu dava zaman aşımı nedeniyle düşürüldü. Aslında baktığınız zaman burada da bir motivasyon hali var. 90’ların motivasyonu. “Karanlık günler” diye adlandırdığımız o yıllarda işlenmiş olan bu cinayet davası yine bu yargı sistemince adeta zaman aşımına itildi” ifadelerini kullandı.
Barış KOP / İSTANBUL
Yoruma kapalı.