PİRHA-Diyarbakır, İstanbul ve Mersin’de bir araya gelen gazeteciler, tutuklu bulunan 16 gazeteci için açıklama yaparak, “Gazeteciliği suç olarak gören bu zihniyet gazetecileri hapsetmekten yılmadı, biz de asıl suçluların onları hapsedenler olduğunu söylemekten yılmadık, yılmayacağız. Gazetecilik suç değildir, suçlu arayanların adresi gazetecileri hapsedenlerdir” denildi.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma kapsamında 8 Haziran’da gözaltına alınan 22 kişiden 16 gazeteci tutuklandı. Nöbetçi Sulh Mahkemesi’ne sevk edilen JİNNEWS Müdürü Safiye Alagaş, DFG Eşbaşkanı Serdar Altan, MA Editörü Aziz Oruç, Xwebûn Yazıişleri Müdürü Mehmet Ali Ertaş, Zeynel Abidin Bulut, Ömer Çelik, Mazlum Doğan Güler, İbrahim Koyuncu, Neşe Toprak, Elif Üngür, Abdurrahman Öncü, Suat Doğuhan, Remziye Temel, Ramazan Geciken, Lezgin Akdeniz ve Mehmet Şahin tutuklandı. Gazeteci Esmer Tunç, Mehmet Yalçın, Kadir Bayram, Feynaz Koçuk ve İhsan Ergülen ise adli kontrolle serbest bırakıldı.
Tutuklanmalarının birinci ayında gazeteciler ve meslek örgütleri, 16 tutuklu meslektaşları için Diyarbakır, İstanbul ve Mersin’de bir araya geldi.
İSTANBUL
İstanbul’daki gazeteciler, 16 meslektaşının tutuklanmalarının birinci ayında Kadıköy Süreyya Operası önünde bir araya geldi. Açıklamayı DİSK Basın İş Genel Başkanı Faruk Eren okurken, açıklamaya CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ile HDP İstanbul Milletvekili Musa Piroğlu destek verdi.
“GAZETECİLİK SUÇ DEĞİLDİR”
Diyarbakır’da 16 Kürt gazetecinin gerçekleri haberleştirdikleri için 1 aydır tutuklu olduğuna dikkat çeken Faruk Eren, “Gözaltılar, soruşturmalar, tutuklamalar, işsizlik, erişim engelleriyle fiili sansürler gazeteciliğin hali pür melali. İktidara yetmemiş olacak ki sansür yasası yalan haberlerin mucitleri tarafından temcit pilavı gibi önümüze getiriliyor. Dünyaca tanınan iki medya kuruluşu Deutsche Welle ve Voice Of America’nın internet sitelerine erişim engellendi. Meslektaşlarımızla birlikte mesleğimiz de haber alma hakkı da tutsak” dedi.
AKP ve MHP iktidarının sistematik baskı politikası seçim atmosferinde daha da katmerleneceğine işaret eden Faruk Eren, “16 Haziran’da 16 gazeteci arkadaşımızın tutuklanması bunun işaretlerinden biriydi. Meslektaşlarımıza sorgularında “bu haberi niye yaptın” diye soruldu. Fotoğraf makinaları, bilgisayarları ya suç deliliymiş gibi el konuldu ya da polis tarafından kullanılmaz hale getirilecek şekilde tahrip edildi. Gazetecilerden hırsını alamayan iktidar gazetecilik ekipmanlarına bile tahammül gösteremedi. Gazeteciliği suç olarak gören bu zihniyet gazetecileri hapsetmekten yılmadı, biz de asıl suçluların onları hapsedenler olduğunu söylemekten yılmadık, yılmayacağız. Gazetecilik suç değildir, suçlu arayanların adresi gazetecileri hapsedenlerdir” diye konuştu.
MERSİN
Mersin’de gazeteciler İnsan Hakları Derneği (İHD) Mersin Şubesi’nde bir araya geldi. Demokratik kitle örgütü temsilcilerinin de destek verdiği açıklamada tutuklu bulunan gazetecilerin mesajları paylaşıldı.
“HABER ALMA HAKKINIZA SAHİP ÇIKIN”
Açıklamayı okuyan Mahmut Sönmez, adliyelerin basın mensupları için bir öğütme makinası haline geldiğini, polisin de sokağı gazeteciler için gittikçe daralttığını, adeta bir mafya üyesiymiş gibi tehditler savurduğunu, darp edip, işkence uyguladığını vurgulayarak, “Gazeteci hapsetmekte mahir olan iktidarın herhangi bir üyesi, ağzını ne zaman açsa cezaevinde gazetecilerin bulunmadığını söylüyor. Hapiste tek bir gazeteci kalmayıncaya dek bu diyarlara özgürlük ve demokrasi gelmeyeceğini biliyoruz ve herkesi başta Kürt basını olmak üzere gazetecilere ve gazeteciliğe yönelik baskılara karşı oluşan sessizlik duvarını yıkmak için ses çıkarmaya davet ediyoruz. Haber alma hakkınıza sahip çıkın istiyoruz” ifadelerine yer verdi.
“GAZETECİLİĞİ VE GAZETECİLERİ SAVUNMAYA DEVAM EDECEĞİZ”
“Biz artık hapsedilen meslektaşlarımızın tutuklu kaldığı gün sayısını tutan bir sayaç olmak istemiyoruz” diyen Sönmez, “Gazetecilerin görevi haber olmak değil, yönetenlerin baskısına karşı yönetilenlerin yanında olmaktır. Gazetecilerin yeri hapishaneler değil sokaklardır. Meslektaşlarımızın bir an önce serbest bırakılmasını istiyoruz. Onlar suçlu değil, onları hapsedenler suçludur. Bizler gazeteciliği ve gazetecileri savunmaya devam edeceğiz” diye belirtti.
Tutuklu bulunan gazetecilerden Mehmet Al Ertaş, Aziz Oruç ve Serdar Altan’ın mesajları okundu.
Serdar Altan, gönderdiği mesajda hukuki hiçbir açıklaması, gerekçesi olmayan bir operasyonla alıkonulduklarını belirterek, “Özgürlüğümüzden, işimizden mahrum bırakıldık. Suçumuz ne? Elbette, sadece gazetecilik yapmak. Biz yazıp çizenler, çekip görüntüleyenler, anlatıp söyleyenler sadece kendi sesinin çıkmasını, sadece kendi sesinin duyulmasını isteyenleri rahatsız ettik. Bunun sonucunda da tutuklandık. Bunun bizi susturacağını düşünenler yanılıyor. Bizler gazetecilik yapmaya, sadece kendi sesini duymak isteyenleri rahatsız etmeye devam edeceğiz. Gazeteciliğe inanan, bizlerle dayanışma içinde olan başta meslektaşlarımız olmak üzere herkese teşekkür ederiz. Dayanışmayı büyütmek umuduyla” diye aktardı.
Aziz Oruç da, “Biz gazeteciler, hukuksuz bir şekilde tutuklandık. Bir ay içinde iki cezaevi değiştirdik. En son, yüksek güvenlikli cezaevinde olmamıza karar verildi… Biz gazeteciyiz. Bunu onlar da biliyor. Nerede olursak olalım, gazeteciliğe devam edeceğiz. Bunu da biliyorlar. Dışarıdaki dayanışma bize güç veriyor. Bu dayanışmayı dışarıdan içeriye; içeriden dışarıya büyütmeli, sürekli kılmalıyız. Özgür günlerde buluşmak dileğiyle” mesajını paylaşırken, Mehmet Ali Ertaş ise gönderdiği mesajda, “Biz özgür gazeteciler işimizi yaptığımız için, doğru haberler naklettiğimiz için tutuklandık. Kamuoyu gazeteci olduğumuzu da, tam da bu yüzden tutuklandığımızı da biliyor. İktidar sahipleri ise “sadece bir mikrofon var; bunu sadece benden olanlar, sadece benden olanlara yöneltebilir” diyor. Hayır, böyle olmayacak. O mikrofondan çıkan sesi duymak da o mikrofona konuşmak da bütün vatandaşların hakkı. Bizler bunun bilinciyle gazetecilik yapmaya, vatandaşların bilgiye ulaşmasını sağlamaya devam edeceğiz. Dayanışma gösteren herkese teşekkürler” diye ifade etti.
İHD Çukurova Temsilcisi avukat Bedri Kuran da, gazetecilerin tutuklanmasının hak ihlali olduğunu ve gazetecilerin serbest bırakılması çağrısında bulunarak, davanın takipçisi olacaklarını söyledi.
İSTANBUL-MERSİN/PİRHA
Yoruma kapalı.