PİRHA- Muharrem Orucunun bugün başlamasıyla birlikte Demokratik Alevi Federasyonu yazılı bir açıklama yaparak, Muharrem ayının Aleviler için oldukça önemli olduğunu vurguladı. FEDA, “Tüm Alevileri, ‘zulüm varsa her zaman Hüseyinler de olacaktır” umudunu büyütmeye; hak, adalet, eşitlik, özgürlük ve hakikat arayışçılığında bir olmaya, birlikte mücadeleye çağırıyoruz” ifadelerini kullandı.
Demokratik Alevi Federasyonu (FEDA), Muharrem ayına ilişkin yazılı bir açıklama yaptı.
Muharrem ayının Aleviler için oldukça önemli bir ay olduğunu belirten FEDA, “Muharrem ayı, birçok insani değer ve toplumsallığı bir arada barındırdığından, Aleviler için oldukça önemli bir aydır. Kerbela; iktidar İslam ile hak, adalet ve eşitlik isteyenler arasındaki mücadelenin adıdır. Bu mücadelede, Masum-u Pak, mazlum ve mağdurların katledilmiş olması nedeni ile Aleviler için aynı zamanda haksızlığa, zulme karşı da itiraz ayıdır” dedi.
“KATLİAMLARDA, SOYKIRIMLARDA HAYATINI KAYBETMİŞ CÜMLE CANLARA ADANAN YAS ORUCUDUR”
“Aleviler, her haksızlığa karşı, haklıdan yana olmak adına kendilerine Hüseyin’i duruşu görev bilmişlerdir. Bu anlamda Hz. Hüseyin ve Yol arkadaşlarının M.S 680’ de Kerbela’da Yezit tarafından katledilmeleri için tutulan oruç, Hz. Hüseyin şahsında bütün mazlumlara adanır” denilen açıklamada FEDA şunları kaydetti:
“Alevi hakikati insanların bir arada yaşamaya başladıkları günden bu yana, her kim ki dilinden, dininden, inancından, kültüründen ve düşüncesinden dolayı katledilmiş ise Muharrem Orucu onların anısına tutulan tarihi hafıza konumundadır. Bu anlamda Kerbela öncesi ve Kerbela sonrasında yaşanmış katliam ve soykırımlarda hayatını kaybetmiş cümle canlara adanan bir yas orucudur Muharrem Orucu. Zulme ve katliamlara uğramışlara duyulan saygıdan dolayı, bu ayda, bütün Alevi evlerinde yas tutulur.”
Açıklamada Muharrem ayında Alevilerin neler yapıpı neler yapmadığı da şöyle ifade edildi:
“Muharrem ayında düğün yapmaz, saçını taramaz, banyo yapmaz, aynaya bakmaz, tırnak kesmezler. Et yemez, Kerbela Şehitleri’nin susuzluğunu içten hissetmek için su içmezler. Vücudun su ihtiyacını karşılamak için çay, hoşaf ve ayran gibi sıvı içeceklerle yetinirler. Aleviler, Kerbela Katliamı’nın yası nedeni ile matem süresince bıçağa ve kesici aletlere el sürmez, kurban kesmez ve et yemezler. Matem boyunca hiçbir canlıya eziyet etmez, eğlence ve zevk verici şeylerden uzak durulur. Muharrem ayında Aleviler; nefsin, biyolojik ve fizyolojik ihtiyaçlarının terbiyesi için katı bir perhizle kendisini şehit düşenlerle özdeşleştirmeye, onların çektikleri acıyı yürekten hissetmeye çalışırlar. Bundaki amaç iktidar, ikbal ve çıkara dayalı devletli sistemin bencil ve bireyci ilişkilerini red etmektir. Buna karşın inancın tarihsel ahlaki değerleri olan paylaşma, dayanışma ve ortaklaşma ile insana ve cümle varlığa yaklaşmayı esas alırlar. Muharrem Orucu’nun sofrası, sade ve temel gıdalarla sınırlıdır. Zengin sofradan uzak durulur.”
“ALEVİLER BUGÜN DE TEHLİKELERLE KARŞI KARŞIYA”
FEDA, “Alevi inancının doğal, demokratik ve ekolojist bu özellikleri nedeni ile Aleviler tarih boyunca katliam ve soykırımlardan geçirilmişlerdir” diyerek, Alevilerin bugün de benzer tehlikelerle karşı karşıya olduklarına işaret etti.
“”Bu tehlike ve riskleri Hüseyin’i duruşla boşa çıkarabiliriz” diyen FEDA şöyle devam etti:
“FEDA olarak tüm Alevileri; ‘Zulüm varsa her zaman Hüseyinler de olacaktır” umudunu büyütmeye çağırıyoruz. Kerbela öncesi ve sonrasındaki Alevi direniş geleneği; her zaman hak, adalet, eşitlik ve özgürlük mücadelesi ile vücut bulmuştur. Bu temelde tüm Alevi canları hak, adalet, eşitlik, özgürlük ve hakikat arayışçılığında bir olmaya, birlikte mücadeleye çağırıyoruz. Masum-u Pak ve mazlumlara adanmış Muharrem Orucu’nu tutan tüm canlara aşkı niyazlarımızı sunarız.”
PİRHA/ İSTANBUL
Yoruma kapalı.