PİRHA-AABK Kurucu Genel Başkanı Turgut Öker, yarın (20 Ocak) görülecek Sivas Katliamı davasına ilişkin “Alevi toplumu, yeni bir Madımak Katliamı yaşamak istemiyorsa o katliamla yüzleşmesi lazım. Katliamın sorumlularının hesabını vermesini sağlamak lazım” dedi.
Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu (AABK) Kurucu Genel Başkanı Turgut Öker, 20 Ocak’ta Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde üç firari sanık Eren Ceylan, Murat Sonkur ve Murat Karataş’ın yargılandığı Sivas Katliamı davasının duruşmasına katılım çağrısı yaptı.
“Katliamı şu ya da bu yaptı çarpıtmasına gidilmemeli” diyen Turgut Öker, “Bütün belgeleri ortada olan bir katliamdır” dedi.
Sivas Katliamı’nın önemine dikkat çeken Öker, şu açıklamayı yaptı:
“İlk kez araştıran, inceleyen, anlatımlardan öğrenen kuşaklar açısından Sivas Katliamı’nın farkı; insanların evlerinde katliamı canlı izlediği bir katliam olmasıdır. Geriye dönüp ‘2 Temmuz 1993’te ne olmuş denildiğinde’ otelin nasıl yakıldığını ve o katil sürüsünün nasıl elini kolunu sallayarak otelin önünde saatlerce beklediğini, güvenlik güçlerinin onlara yardımcı olduğunu, müdahale etmediğini, dolayısıyla devlet nezdinde Alevilerin karşılığının ne olduğunun açık seçik görüldüğü bir katliamdır.”
“MÜCADELEMİZ YENİ KATLİAMLARIN ÖNLENMESİ ÇABASIDIR”
“Sivas Katliamı sadece dünde kalmış değildir” diyen Turgut Öker, katliamdan gerekli dersin çıkarılmadığının da altını çizdi. Öker, Türkiye’de katliamlarla ilgili caydırıcı cezaların verilmediğini söyleyerek şöyle devam etti:
“İktidar, elinde bulundurduğu güç ile istediği an aynı katliamı yapabilecek potansiyele bugün de sahiptir. Gerçek katiller yargılanmadılar. O nedenle bugün başta Alevi toplumu, yeni bir Madımak Katliamı yaşamak istemiyorsa o katliamla yüzleşmesi lazım. Katliamın sorumlularının hesabını vermesini sağlamak lazım. O nedenle de Madımak ya da benzer katliamlarla ilgili duyarlılık göstermek sadece nostaljik takılmak anlamına gelmiyor. Yeni katliamların önlenmesi çabasıdır bu.”
“ÖRGÜTSÜZ BİR TOPLUM MÜCADELE YÜRÜTEMEZ”
Turgut Öker, 2 Temmuz 1993’te yapılan katliam sonrasında Meclis’te olan Alevi parlamenterlerin, yeterli mücadeleyi sergileyemediklerini de ifade ederek şunları aktardı:
“Katliamın olduğu dönemde bildiğim kadarıyla 6 ‘Alevi kökenli’ bakan vardı. ‘Kökenli’ olmak başka, doğrudan bir topluma ait olmak ise başka bir durum. ‘Aleviler’ diye başlayan cümleler kurmak yerine ‘Biz Alevilere yönelik bu katliam gerçekleşti. Biz Aleviler katlediliyoruz’ ifadeleri arasında ciddi farklılıklar var. O anlamda o günün koşullarında katliama maruz kalan Pir Sultan Abdal Kültür Derneklerinin ülke genelinde sadece 3 şubesi vardı. Genel anlamda bir Alevi örgütlenmesi yoktu. Bu nedenle örgütsüz bir toplumun çok da mücadele yapmasını beklememek gerek. Ama aileler kendi acısına sahip çıktılar.”
“KATİLLERİN İADESİNİ TALEP ETMEDİLER”
Turgut Öker, Sivas Katliamı’nda parmağı olan kimi isimlerin özel olarak Almanya’ya yerleştirildiğini de hatırlattı. “Katillere camilerde imam olarak görev verildi. Milli Görüş örgütü doğrudan bu katillerin savunucusu oldu” diyen Öker, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
“Adalet Bakanlığı, o katillerin Türkiye’ye iade edilmesi için kırmızı bültenle hiçbir şekilde ‘Bunlar Madımak’ı ateşe veren, 35 kişinin yakılmasına sebep olan katillerdir’ diyerek geri istemedi. Son 5 yıldır yapılan duruşmalara katılıyorum. Resmen Alevi toplumu ile alay ediliyor. Almanya’da olan katillerin Türkiye’ye iade edilmemesi için yargıyı elinde bulunduran güçler, sırf zamanaşımı uğruna oyun oynuyorlar. Almanya’daki katiller neredeyse her 3 haftada bir ikamet adreslerini değiştiriyorlar. O nedenle de ‘şahıslara ulaşılmadı’ deniliyor.”
Eren GÜVEN/ANKARA
Yoruma kapalı.