PİRHA – TÜM BEL-SEN, kayyum atanan belediyelerdeki politikalar ile 31 Mart seçimlerine sayılı günler kala yapılan kadrolaşma girişimlerine karşı açıklama yaptı. “Belediyelerin içleri boşaltılıp enkaz haline getirilmesine sessiz kalınmayacaktır” denilen açıklamada AKP’nin bölge illerinde kaybedip ‘yağma ve talan’ politikasına başvurduğu da ifade edildi.
Tüm Belediye ve Yerel Yönetim Hizmetleri Emekçileri Sendikası (TÜM BEL-SEN) belediyelere atanan kayyumlar ile ihraçlara yönelik genel merkez binasında açıklama yaptı. Basın metnini okuyan TÜM BEL-SEN Genel Başkanı Erdal Bozkurt, “Kentlerimiz seçilmişler eliyle değil, atanmışlar eliyle yönetilir hale getirilmiş, zaten yetersiz olan Yerel Demokrasi böylece tamamen ortadan kaldırılmıştır” dedi.
Bozkurt, son iki yılda belediyeler üzerinde yaşananlara dikkat çekerek sözlerini şu cümlelerle sürdürdü:
“OHAL rejimi ile, halkın iradesiyle seçilmiş belediye başkanlarının görevden alınıp kayyum atanması, yine farklı gerekçelerle büyük metropol illerin de içinde olduğu yerlerde belediye başkanlarının görevden istifa ettirilerek yerlerine atama yapılması, belediye meclislerinin rutin toplantılarının kayyumun çağrısı keyfiliğine bırakılarak fiilen devre dışı bırakılması, Dolayısıyla ülkemizin nüfus yoğunluğu bakımından %60’ına yakının yaşadığı kentlerimiz seçilmişler eliyle değil, atanmışlar eliyle yönetilir hale getirilmiş, zaten yetersiz olan yerel demokrasi böylece tamamen ortadan kaldırılmıştır. Bu Anti-Demokratik ve hukuksuz uygulamanın gölgesinde atanan kayyumlar, hukuk tanımaz uygulamalarını da geldikleri günden bu yana hem emekçilere, hem de bölge halkına yaşatır olmuşlardır.”
“13 BELEDİYEDE 196 USULSÜZLÜK TESPİT EDİLDİ”
Bozkurt, kayyumların atanması ile belediyelerdeki mali kaynakların yandaş müteahhit, vakıf ve derneklere aktarıldığını söyleyerek sözlerine şöyle devam etti:
“Her adımı uygulaması ilgililerce denetim altında olan belediyelerin kasalarındaki milyonlarca liralık bütçeleri, kayyumların bu uygulamaları ile talan edilmiş, kurumların milyarlara yaklaşan düzeyde borçlandırılmasıyla adeta enkaza dönüştürülmüştür. Sayıştay raporlarıyla birçok belediyede yaşanan bu durum resmi olarak da ortaya çıkarılmıştır. Sayıştay, kayyum atanan üçü büyükşehir başta olmak üzere 13 belediyede 196 usulsüzlük tespit etmiştir. Diğer birçok AKP’li yönetimlerin iş başında olduğu belediyelerde de Sayıştay tarafından benzer usulsüzlük ve yolsuzluklar tespit edilmiş olmasına rağmen şu ana kadar herhangi bir hukuki işlem ne yazık ki başlatılmamıştır. Yine bölgede kayyum atanan bazı belediyelerde bir yıl önce Sayıştay raporlarına ek olarak İçişleri Bakanlığı müfettişlerince “yolsuzluk, iltimas, ihaleye fesat karıştırma, ranta” dair şikâyetler sonucunda belediyeye atadıkları 9 kayyum daha önce görevden alınmıştı. Seçimle iş başına gelen belediye yönetimleri, kadın dayanışma merkezleri ile kadın sığınma evleri başta olmak üzere, kadının çalışma yaşamı dışında bırakılması, kadına yönelik şiddet ve benzer kötü uygulamalara karşı geliştirilen projeleri, yok sayılarak kapatılması Kayyumların ilk icraatları arasında olmuştur. Kamusal hizmet birimi olan belediyeleri, Halk için hizmet üreten kurumlar olmaktan çıkarmaya dönük uygulamaları bununla kalmamış, çok dilli ve çok kültürlü belediyecilik anlayışıyla hizmet üretmeye çalışan, kültür merkezleri, tiyatrolar, halk eğitim merkezleri, kreşler, kütüphaneler ve hatta taziye evleri dahi kapatılmış, buralarda çalışanlar, sanatçılar ve eğitimciler işten atılmıştır.”
“BİN 567 ÜYEMİZ KHK’LERLE İŞTEN ATILDI”
Erdal Bozkurt’un dikkat çektiği bir diğer nokta da kayyum atanan belediyelerde sendika üyelerinin hedef gösterilip istifaya zorlanmaları konusu oldu. Bozkurt, şunları aktardı:
“Bu baskı ve tehditlere boyun eğmeyen üyelerimiz önce sürgüne gönderilmiş, sonrasında OHAL kapsamında yargı yolu kapatılarak açığa alınmış, daha sonra ise genel merkez ve şube yürütme kurullarından arkadaşlarımızın da içinde olduğu 1.567 üyemizin birçoğu kayyumla yönetilen belediyelerde, kadrolaşmayı tamamlamak mantığı ile bir gecede KHK’lerle işten atılmıştır. Diyarbakır, Mardin, Batman, Siirt, Van, Derik gibi belediyelerde sendikamızın geçmişte imzaladığı ve halen yürürlükte olan toplu sözleşmeleri tek taraflı olarak feshederek, emekçilerin hakları da gasp edilmekte ve yetkisiz yandaş sendikayla geçerliliği olmayan sözleşmeler imzalanmaktadır.”
“SEÇİME BEŞ KALA HUKUKSUZ BİR SÜREÇ BAŞLATILDI”
Bozkurt, yerel seçimlere günler kala kayyum atanan belediyelerin etik olmayan uygulamalara hız verdiğini söyleyerek şunları kaydetti:
“Toplu sözleşmelerimizi feshederek kazanılmış haklarımızı gasp etmek isterken, ihraçlar yoluyla belediye kadrolarını boşaltan kayyumlar, şimdi de buraları kendi yandaşlarıyla doldurmak için alelacele mülakatla personel alımlarına girişmeye başladılar. Van Büyükşehir Belediyesine 127 sözleşmeli, 75 naklen, sınav ile 140 memur, İpekyolu Belediyesine 37 sözleşmeli memur, VASKİ’ye 40 ve Gürpınar Belediyesine 4 sözleşmeli memur açıktan atama ve nakiller yoluyla liyakatına bakılmaksızın alındığını tespit etmiştik. Geçtiğimiz günlerde de Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi seçime beş kala benzer hukuksuz bir süreci başlatmıştır. İhraç ettikleri kamu emekçilerinden boşalan kadroları doldurmak için 387 kişilik personel alım ilanı yayınladı. İhraç edilen ve sözleşmeleri feshedilen kamu emekçilerinin yaşadıkları hukuksuzluklara karşı fiili ve hukuki alanda hak mücadelesi sürerken, üyelerimizin dosyaları OHAL İnceleme komisyonunda karara bağlanmamış ve yargı yolu henüz tüketilmemişken onlardan gasp edilen kadroların seçimlerin hemen öncesinde mülakatlara dayalı personel alımlarıyla doldurulması girişimi AKP’nin kadrolaşmada geldiği hukuk tanımaz tutumunu açıkça ortaya koymaktadır. Bununla birlikte; kayyumların gelmesiyle halkla arasında bağı kopartılan, hem bütçe hem de mal varlıkları olarak içi boşaltılıp borçlandırılan belediyelerin bugüne kadar yapılan açıktan atamalar ve nakiller aracılığıyla değiştirilen personel yapısının, yandaş kadroların doldurularak 31 Martta halkoyuyla seçilerek işbaşına gelecek belediye başkanlarının, çalışmalarında da iş yapamaz, hizmet üretemez hale getirilmesi, işlerin kilitlenmesi de amaçlanmaktadır.”
Erdal Bozkurt ayrıca “TÜM BEL-SEN, belediyelerin içlerinin boşaltılıp enkaz haline getirilmesine sessiz kalmayacaktır” ifadelerini kullanarak “Yerel seçimlerde belediyeleri halkçı, demokratik katılımcı ve özgürlükçü kamusal hizmet üreten, çevreye saygılı toplumcu bir anlayışla yönetilen demokratik değerlerin yeşerdiği ve filizlendiği kurumlar olması için mücadelemizi sürdüreceğiz” dedi.
“AKP YAĞMA VE TALAN POLİTİKASINA BAŞLADI”
Basın açıklaması ardından söz alan KESK Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik ise kayyum atanan belediyelerdeki mal varlıklarının TÜRGEV ve benzeri kurumlara peşkeş çekildiğini söyledi. Bozgeyik “AKP iktidarı belediyeleri yeniden kaybedeceklerini anlayınca yoğun bir yağma ve talan politikasını hayata geçirmeye başladı” diyen Bozgeyik sözlerini şöyle sürdürdü:
“Üsküdar belediyesinde Bilal Erdoğan’a ait bir vakıfa 49 yıllığına belediyenin taşınmaz gayri menkulleri kiraya verilip talan politikası hayata geçirilmiş. Yine yakın zamanda Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin su arıtma tesisleri ile ilgili Sayıştay raporunda açıkça ifade edilen yolsuzluk raporlarına rağmen maalesef hem İçişleri Bakanı hem de hükümet bu konuda bir soruşturma, açmayarak yolsuzluğu yapanlarla ilgili herhangi bir yasal işlem başlatmamıştır. Kamu emekçileri, 31 Mart Yerel Seçimleri’nde AKP’nin, halkın öz kaynaklarını talan ederek kendi yandaşlarına peşkeş çekme politikalarına artık dur diyecektir.”
PİRHA/ANKARA
Yoruma kapalı.