Alevi Haber Ajansi

Yazar Hardal: Alevilerin Sosyalist harekete yönelimini kesmek istediler-VİDEO

PİRHA DAD Ankara Şubesi’nin Çorum Katliamı ile ilgili düzenlediği panelde konuşan katliamın tanıklarından Yazar İsmail Hardal, “Aleviler ağırlıklı olarak sosyalist harekete doğru ciddi bir yönelim içerisindeydi. Bu yönelime de bir müdahale gerekiyordu.” dedi.

Bu yıl Çorum Katliamı’nın 39. yıl dönümü. 28 Mayıs 1980 günü ırkçıların faşist saldırılarda “Kana Kan İntikam-Kanımız aksa da zafer İslamın” haykırışlarıyla başlayan Çorum Katliamı 10 Temmuz 1980’e (yaklaşık 1 buçuk ay) kadar devam etti. Saldırılarda 57 Alevi yurttaş öldürülürken; 300’e yakın yurttaş yaralandı. 300’e yakın ev ve işyeri ise tahrip edilerek yıkıldı.

Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Ankara Şubesi tarafından organize edilen Çorum Katliamı ile ilgili panel düzenledi. Dedesti Ovası Bizim Köyler Kültür ve Dayanışma Derneği’nde yapılan panele Çorum Katliamı tanıkları yazar İsmail Hardal, yazar Gazi Eke panelist olarak katıldı. Moderatörlüğünü sosyolog Veli Saçılık’ın yaptığı panelde açılış konuşmasını DAD Ankara Şube Eş Başkanı Mustafa Karabudak yaptı.

“UNUTURSAK DEVLET BİZE YENİ KATLİAMLARLA HATIRLATIYOR”

Amaçlarının inanç anlamında kaybolan Aleviliği yeniden ayağa kaldırmak, talipleri ocaklarla buluşturmak olduğunu dile getiren Karabudak, şunları belirtti:

“Tarihimize baktığımızda ülkemiz katliamlar tarihi. Biz isterdik ki Çorum Dernekler Federasyonu veya herhangi bir Çorum derneği bu çalışmayı aylar öncesinden başlatsın biz de gelip katılalım. Ama bir bakıyoruz ki 39 yıl olmuş şu ana kadar Çorumlulardan doğru bir çalışma olmamış. Madımak 26.yılında. Madımak her gün ayakta. Kitlesel anmalar oluyor. Ankara’da diğer tüm illerde özellikle Sivas’ta keşke bunu Çorumlular da yapabilse biz de onlara destek ve yardımcı olsaydık. Çünkü biz unutursak devlet bize yeni katliamlarla hatırlatıyor. Belki Çorum’u anmış olsaydık, Madımak olmayacaktı, Gazi olmayacaktı, Ümraniye olmayacaktı.

Karabudak’ın konuşmasının ardından tüm katliamlarda yaşamını yitirenler için bir dakikalık saygı duruşunda duruldu.

PSAKD Yenimahalle Şube Cemevi dedesi Cemal Şahin’in çerağ yakıp açılış gülbengi vermesiyle panel başladı.

Panelin moderatörlüğünü üstlenen sosyolog Veli Saçılık, Gezi direnişi sırasında öldürülen Ethem Sarısülük’ün ölüm yıl dönümü olduğunu hatırlattı. Bugün AKP’nin Alevi inancını açıkça asimile etmeye çalıştığını belirten Saçılık, geçmişte Alevilere yönelik yapılan saldırıları ve bu saldırıları yapan zihniyetleri teşhir etmenin önemine vurgu yaptı.

“ALEVİLERİN SOSYALİST HAREKETE YÖNELİMİNE MÜDAHALE GEREKİYORDU”

Panelistlerden ilk olarak Çorum Katlimaı’nın tanıklarından olan yazar İsmail Hardal oldu. Çorum Katliamı’nı anlamak için öncesini ve dönemin ekonomik, siyasal atmosferini bilmek gerektiğini belirten Hardal, 1970’li yılların Türkiye tekelci sermayesi ve kapitalizminin krizli yılları olduğunu ve bu krizi atlatabilmek için darbelere başvurduğunu hatırlattı. O dönemde toplumsal muhalefet direnişlerinin ayakta olduğunu ve bu direnişlere sol, sosyalist hareketlerin aktif katıldığını dile getiren Hardal, “Dolayısıyla toplumsal muhalefet dinamikleriyle sosyalist hareketin buluşma noktaları oluşmaya başladı. Bu buluşma noktalarını kesmeleri gerekiyordu. Aleviler ağırlıklı olarak sosyalist harekete doğru ciddi bir yönelim içerisindeydi. Bu yönelime de bir müdahale gerekiyordu.” dedi.

“ALEVİLİK HİÇBİR SINIFLI TOPLUMUN İÇERİSİNE SIĞMIYOR”

Alevilerin 7. yüzyıldan başlayarak geçirdiği tarihsel süreçlerde komünal bir yaşam örneği olarak rıza şehirleri kurma girişimleri olduğunu kaydeden Hardal, sözlerini şöyle sürdürdü:

“75 yıl, 50 yıl, 150 yıl yaşayan rızalık şehirleri var. Aleviler tarihsel olarak komün geleneğinde geçirdikleri sınıfsız toplum tasarımı, modern sınıfsız toplum tasarımıyla yan yana gelmeye başladı. İşte bu çok tehlikeli bir olaydı. Modern bir sınıfsız toplum tasarımı bu ikisi yan yana gelmeye başladı. Bu ikisinin yan yana gelmesini engellemek gerekiyordu. Alevilik hiçbir sınıflı toplumun içerisine sığamıyor, oradan taşıyor. Yani köleci sisteme de sığmıyor, feodal sisteme de sığmıyor, kapitalizme de sığmıyor. Ama cumhuriyet paradigması üzerinden inşa edildiği için dolayısıyla Alevilik cumhuriyetin içine de sığmıyor. Yani o sınıflı toplumun içerisine de sığmıyor. İşte bunun bir biçimi ile yok edilmesi, tasfiye edilmesi gerekiyor. O modern toplum düşüncesiyle o tarihsel komünün buluşmasının engellenmesi gerekiyordu. İşte bu durum Çorum’da da gündeme geldi. Tabii öncesi var öncesinin unutmaması  gerekiyor. Hatay, Muğla, Kırıkhan, Maraş yani bunları sıralayabiliriz. Yani çoğaltabiliriz, bu süreç işliyor, bu katliamlar süreci.”

“DEVLET KARŞI DEVRİMCİ BİÇİMDE BU SALDIRIYI ÖRGÜTLEDİ”

Hardal’ın ardından yine Çorum Katliamı’nın tanıklarından yazar Gazi Eke söz aldı. Toplumsal olaylar ver sosyalist hareketin buluşmasının Çorum Katliamı’nın olduğu tarihte doruk noktasına ulaşmış olduğunu kaydeden Eke, “Bu süreç burjuva devlet yapısının ideolojik olarak bir bağımsızlaşmayı da içeriyordu. Devlet kendisine gelen tehdidi burada gördü” dedi.

MHP’li bakanlardan Gün Sazak’ın öldürülmesinin ardından sivil ve paramiliter güçlerin Kur’an kurus, okul, cami, hastane gibi kamuya ait yerleri ayaklanma biçimine dönüştürdüklerini aktaran Eke, “Devlet karşı devrimci ayaklanma biçiminde bu saldırıyı örgütledi. ‘Toplumsal olaylar ne yapalım, engelleyemedik’ diyeceklerdi. Plan buydu ilk saldırıda. 3 Temmuz’a kadar olan saldırıda çok ayrıntılı bir plan yok genel bir saldırı. 2 Haziran’da genelkurmay Başkanlığı Kenan evrenin imzasıyla ‘Aleviler bölücüdür’ diye bir tamim yayınladı. Bu şu anlama geliyordu. Paramiliter birlikler de dahil özellikle 1940’lı yıllarda 4854 sayılı memleket içi düşmana karşı silahlı mukavemet mükellefiyeti yasası var. Bu yasayı kullandılar Çorum’da.” diye konuştu.

“HER KATLİAMDAN SONRA SERMAYE VE İKTİDAR EL DEĞİŞTİRİYOR”

Yaşanan katliamda önce ateş edip bombalama, ardından bir grubun gelerek yağmalama yapması ve ardından bir grubun daha gelerek kundaklama ve bu yeri yakma şeklinde bir planlama olduğunu dile getiren Eke, demokratların ve Alevilerin yoğun yaşadıkları mahallelerin hepsinde bu planla saldırıların yürütüldüğünü ifade etti.

Selçuklu ve Osmanlı dönemleri de dahil olmak üzere tarihte sürekli Alevilerin ve demokratların yoğun oldukları yerleri onlardan arındırmak için çeşitli saldırı ve katliamların olduğunu kaydeden Eke, “Bunu Maraş’ta başardılar. Maraş merkeze baktığımızda esnafların büyük bir bölümü Aleviydi şimdi gittiğimizde Alevi insanı az görürsün veya görmezsin bile.” dedi.

Eke, her katliamın ardından sermayenin el değiştirdiğini ve böylece iktidarın da el değiştirdiği belirtti.

PİRHA/ANKARA

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak