PİRHA – Demokratik Alevi Derneği (DAD) Mamak Şube Ana Fatma Cemevi, Seyit Rıza ve arkadaşlarının idam edilişlerinin 82. yıldönümünde anma gerçekleştirdi. Anmada devletin tarihle yüzleşmesi gerektiğin altı çizildi.
Haberin Videosu
DAD, Mamak Şube Ana Fatma Cemevi, 82 yıl önce idam edilen Seyit Rıza ve arkadaşlarını yaptığı program ile andı.
Anmaya Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Mamak Şube başkan ve üyeleri, HDK, HDP ve DAD üyeleri katıldı.
Seyit Rıza ve arkadaşları için çerağı yakıp saygı duruşundan sonra DAD Mamak Şube Ana Fatma Cemevi eş başkanı Hasan Altun şu konuşmayı yaptı:
“Rêya Hakk Alevi inancında her varlık Hakk’ın bir parçası olarak kabul edilmektedir. Bu hakikatten hareketle insan Hakk’ın nurunu, ruhunu ve bilincini taşır. Elbette ki bir canı dara kaldırmak onu yok etmek değildir. Biliyoruz ki inancımızda ceza var, eza yoktur. Doğru zamanda Hakk kelamını söylemek ibadetten sayılır. Yine yol bize öğretmiş ki, sorumluluk oranına göre darınız kurulur. Burada önemli ve iyi olan şeyleri temsil etmek ve yaşamaktır. İyi düşünen, zamanında iyi kelamı ibadetten sayan, her ikisini Hakk aşkı ve Xızır gayreti ile birleştiren her can bizim için değerlidir. Arsıza, nursuza, pirsize, hırsıza, ahlaksız devlet yetkililerine karşı yolun aklını esas alan bir duruş, sorumluluk ve şeffaf ilişkiler geliştirme elbette ki istenendir.
Kefensiz yatanlarımız, dara gidenlerimiz, serden geçtikleri için pir kabul edildiler. Normal zamanlarda hükmün ertelenmesi hem inancımızda hem de ceza hukukunda mevcuttur. Toplumun darda ve zorda olduğu, olağanüstü dönemlerde, kaos ve kriz durumunda Hakk meydanında direnişin ruhuyla hareket etmek gerekir.
Alevî coğrafyası, mekanı ezilmiş durumdayken, Nemrudi zihniyet toplumsal hakikati paramparça ederken, mevcut siyasetleri ile Alevî dünyasının geleceğine ciddi bir zihniyet körlüğü yaşatılırken, inancımız kültürel ve fiziki soykırım eşiğinde yaşamaya devam ederken günceli doğru okumak boynumuzun borcudur. İlla siyaset yapılacaksa; yaşanılanlara yolun aklını esas olarak, entelektüel düzeyde müdahale etmedikçe, doğru, yanlış ortaya çıkmadıkça, travma üzerinde var olmaya çalıştıkça gaflet içerisinde kalmaktan kurtulamayız.
“XIZIR’IN DİLİ ALEVİ HAKİKATININ YAŞAM BİÇİMİDİR”
Sürekli karşıtlık üzerinden var olmaya çalışan bir Alevi siyaseti Alevileri daha büyük tehlikelerle karşı karşıya getirir. Tarih bunun örnekleri ile doludur. Bu tarz aynı zamanda ılımlı Sünni anlayışa hizmeti de beraber getirir.
Aleviler modernizmi, liberalizmin tüm yaşam tarzlarını kendileri için ilericilik olarak görüyorlar. Bugüne kadar Aleviler adına siyaset yapanların çoğu bu zihniyetten kurtulamadı. Oysa demokratik zihniyet ve Xızır’ın dili Alevi hakikatinin yaşam biçimidir. Yol önderlerimizin bizlere bıraktığı onurlu mirası korumak, gelecek kuşaklara aktarmak için siyaset yapanlar ya da ileride siyaset yapmaya aday olacaklar ‘Gönül kalsın yol kalmasın’ düsturunu ters çevirdiler.
Sorunları çözme, perspektif belirleme, zorluklarla mücadele etme, hakikati esas almayı gerektirir. Bu da Sıtkı bütün bir inanç ve yola sadakati gerektirir. Özgürlük uğruna çıkılan yol bedeller ödenerek kat edilir.
“KÜRTLÜĞÜMÜZ, ALEVİLİĞİMİZ BU TOPRAKLARIN GERÇEĞİDİR”
Dersim dağlarında katliamın izleri 38’den bugüne hiç silinmedi. 1937-38’de bu saldırılarla Dersim baştan aşağı yangın yerine dönüştürülmüştür. Kadın, yaşlı, çocuk, genç demeden 50 binin üzerinde Dersimli katledilmiştir. Dersim’de şark ıslahat planı, mecburi iskan ve İstiklal Mahkemeleri uygulandı. Bu uygulamalar ve soykırım politikaları Dersim raporlarında belgelenmiştir. Dersim kayıtlarının ve arşivlerinin açıklanması, bu topraklarda bir daha katliam ve soykırım yaşanmaması için adım atılmalı devlet geçmişiyle yüzleşmeli Dersim’in adı ve itibarı koşulsuz iade edilmelidir.
Seyit Rıza ve arkadaşlarının cenazeleri hala ailelerine teslim edilmemiştir. Yine o dönem cezaevlerine konan insanlarımızın da akıbeti öğrenilememiş, ailelerine mezar yerleri dahi gösterilmemiştir. Ailelerinden zorla koparılarak götürülen kız çocuklarının akıbeti hala bilinmemekte, halkımız ve aileleri için bu mesele de kanayan bir yara olarak kalmaya devam etmektedir. Bu toprakların kadim halklarındanız ve sığıntı değiliz. Kürtlüğümüz, Aleviliğimiz bu toprakların gerçeğidir. Kimseden lütuf beklemiyor, en insani ve doğal haklarımızın kabul ve saygı görmesini, anayasal güvence altına alınmasını talep ediyoruz. Bu toprakların tüm halklarının rızalaşacağı, eşitlikçi ve özgürlükçü bir yaşamı inşa edeceği bir geleceğe olan inancımızı koruyoruz.
“DEVLET TARİHLE YÜZLEŞMELİ”
Seyit Rıza ve arkadaşlarının idam edilişlerinin 82. yılında cümle mazlumlarımızı saygıyla anıyor, huzurlarında dara duruyor, ikrarınız ikrarımızdır diyoruz. Ve tüm insanlığın huzurunda bir kez daha devleti tarihle yüzleşmeye davet ediyoruz. Tarihsel özlemimiz Rıza Şehrini ete kemiğe büründüreceğimiz demokratik özgür bir yaşama kadar da kanayan yaramız olarak kalacak.
Rêya Heq Alevi toplumu bu doğrultuda gayret eden canları her zaman baş tacı yapmış, onların nurundan, kemaletinden ziyalanmıştır. Karanlık aydınlığa ancak böyle evrilir.”
Konuşmalar ardından Dersim Katliamı ile ilgili sinevizyon yapıldı. Sonrasında söz alan Gazeteci Hatice Çevik, “Dersim bölgesi inanç merkezi olmakla birlikte sarp kayalıklardan oluşan sayısız mağaraların olduğu bir bölgedir. Dersim halkı direniyor. Hala özüne sahip olmaya çalışıyor. Bu nedenle seyitlerine daha fazla sahip çıkıyorlar. İnsanlar artık yaşlanıyor, yaşanan katliama tanıklık edenler bir bir ortadan kalkıyor. Buradan yola çıkarak araştırmacılarımız, yazar, gazeteci canlarımız tanıklar üzerinden kültürel araştırmalar yaparak bir arşiv oluşturmaya çalışıyorlar” dedi.
Programın devamında Zakir Murat Yılmaz, Dersim için yazılan ağıtları seslendirdi. Yoldaşca türküler solisti Mustafa Ceylan da HDP Antalya Milletvekili Kemal Bülbül’ün Seyit Rıza ve arkadaşları üzerine yazmış olduğu şiir ile Dersim üzerine yazılmış ağıtı okudu.
Ardından PSAKD Mamak Şube eski başkanı Mustafa Demirtaş, lokma gülbengi okundu. Lokmaların katılımcılara pay edilmesiyle anma son buldu.
PİRHA / ANKARA
Yoruma kapalı.