PİRHA-Güvenç Abdal Ocağı’ndan Sefa Öztürk Dede, Alevilikte inanç önderinin nasıl olması gerektiğine dair düşüncelerini sosyal medya hesabından paylaşarak, “Devri daimi ve varlığın birliğini savunan bir inanca bir yargıyla yaklaşıldığında zamanla dayatılan tanımlama önyargıya ve dogmatizme dönüşür. Böyle bir keskin tavır daha fazla asimilasyona hizmet eder. Alevilik, inançlar içerisinde en farklı özelliği demokratik ve bilimsel olmasıdır” dedi.
Güvenç Abdal Ocağı evlatlarından Sefa Öztürk Dede, Alevilikte inanç önderinin nasıl olması gerektiğine dair düşüncelerini sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla anlattı. Öztürk, konuyla ilgili birkaç yazı okuduğunu ve bazı konulara açıklık getirmek istediğini belirterek tek başına bilginin yeterli olmayacağını, yolun ahlâkının ve terbiyesinin çok daha fazla gerekli olduğunu vurguladı.
“KESİN YARGILAR, ALEVİLİĞİ KONUMUNUN GERİSİNE DÜŞÜRÜR”
Öztürk, yaptığı paylaşımda Alevilikte inanç önderinin nasıl olması gerektiğine dair birkaç konuya açıklık getirmek istediğini ifade ederek şunları dile getirdi:
“Son dönemlerde Alevi inanç önderlerinin nasıl olması gerektiğini belirten bir kaç yazı okudum. Kuşkusuz yazan insanların haklılık payı vardır. Fakat kendimce önemli gördüğüm bir kaç konuya açıklık getirmek istiyorum. Kesin yargılar, Aleviliği konumunun gerisine düşürür. Devri daimi ve varlığın birliğini savunan bir inanca bir yargıyla yaklaşıldığında zamanla dayatılan tanımlama önyargıya ve dogmatizme dönüşür. Böyle bir keskin tavır daha fazla asimilasyona hizmet eder. Alevilik, inançlar içerisinde en farklı özelliği demokratik ve bilimsel olmasıdır. Özelikle semavi dinlerden keskin farkı, her inancın dini -ruhani önderleri atama (kayyum) yöntemiyle belirlenirken, Alevilikte belirleyici unsur taliplerdir.”
“TEK BAŞINA BİLGİ YETERLİ DEĞİLDİR; YOLUN AHLÂKI VE TERBİYESİ ÇOK DAHA FAZLA GEREKLİDİR”
‘Talip kendi mürşidini seçme hakkına sahiptir’ diyen Öztürk sözlerine şu şekilde devam etti:
“Son zamanlarda kurumlar kendi anlayışlarına uygun inanç önderlerini belirlemeye çalışsa da sonuç olarak yılların gerçekliği değişmez. Her inancın yarattığı toplumsal değerler vardır. Alevi değerleri incelediğinizde hepsi de yaşamla ve yaşanmışlıkla ilgilidir. Varlığın birliği felsefesi Alevi hakikatinin en somut ifadesidir. Semavi dinlerin böyle bir sorunu yoktur. Onların savunduğu inanç daha çok efsanelere dayanmaktadır.
Kısaca bir kaç konuyu alt alta yazalım; -Müsahiplik, -Görgü, -Bağlamayla ibadet, -Semah, -On iki hizmet, -Hızır, -Nevruz, -Hıdrellez gibi…Birde cemde cinsiyet, ırk ve sınıf farkının olmaması başlı başına önemli bir farktır. Alevi inanç önderi bu bağlamda, hiç bir din insanıyla kıyaslanamayacak bir boyutta farklılık arz etmektedir. Tek başına bilgi yeterli değildir; yolun ahlâkı ve terbiyesi çok daha fazla gereklidir.”
(HABER MERKEZİ)
Yoruma kapalı.