Alevi Haber Ajansi

Pir Celal Fırat: Sözümüz, gönüllü asimilasyonun aktörlerine

PİRHA-İstanbul’da bulunan Garip Dede Dergahı Başkanı Pir Celal Fırat, Aleviliğin asırlardır şiddet kullanarak yolundan saptırılma çalışmalarının sonuç vermediğini, günümüzde ise ince bir politika uygulandığını belirtti.  Pir Fırat sosyal medya sayfasında yazdığı yazısında  ‘Aleviliği yok edemiyorsak özünü değiştirelim, kalan sadece biçimi olsun’ yönündeki asimilasyonist yaklaşım olduğuna vurgu yaparak “Bu çok yönlü asimilasyonun en zarar verici aktörlerinin, ‘Alevilerin içindeki gönüllü asimilasyoncular’ tespitini yapıyor.   

Alevi inancının yaşamasında önemli katkıları olan Garip Dede Dergahı, Alevi kültürünü, dayanışmasını ve ritüellerini yaşatan önemli bir yer. Garip Dede Dergahı’nın gelişmesine ve Alevi kurumlarının içinde bütünleştirici ve yol gösterici olması ile dikkati çeken Dergahın Başkanı Pir Celal Fırat ise,  Alevi inancının doğru anlaşılması, doğru yaşatılması ve bu inanca yönelik tehlikelere karşı yazılarına da devam ediyor.

Pir Celal Fırat, Aleviliğin asırlardır şiddet kullanarak yolundan saptırılma çalışmalarının sonuç vermediğini, günümüzde ise ince bir politika uygulandığını belirtti. Pir Fırat bu oyunu ‘Aleviliği yok edemiyorsak özünü değiştirelim, kalan sadece biçimi olsun’ yönündeki asimilasyonist yaklaşım olduğuna vurgu yaptığı yazısında “Bu çok yönlü asimilasyonun en zarar verici aktörlerinin, ‘Alevilerin içindeki gönüllü asimilasyoncular’ tespitini yapıyor.

Garip Dede Dergahı Başkanı Pir Celal Fırat’ın yazısı şöyle:

SÖZÜMÜZ ASİMİLASYONU GÖNÜLLÜ ÜSTLENEN ALEVİLERE

Aleviler; her süreçte azınlık gibi görüldüler. İnançsal farklılıkları, kültürel çeşitlilikleri ve yaşama dair sosyal tercihleri yüzünden asimilasyona zorlandılar ve direnç gösterme eğilimlerinin bedelini de kanlarıyla ödediler.

Bunları hatırlamak için en yakın tarihsel kayıtlara bakmak yeterlidir.

Peki, amaç neydi?

Alevileri bir dönüşüm çarkı içinde inandıkları yoldan çevirmek değil miydi?

Tüm bu çabalar bugüne kadar işe yaramadı belki inadımız, bekli de isyanımız buna engeldi.

“ALEVİLİĞİN BİÇİMİ KALSIN ÖZÜNÜ BİZE UYDURALIM”

Ancak yeni süreçte Alevileri bir dönüştürme metoduna yerleştirme çabaları “Gönüllü asimilasyon formülüne dönüştü.” Peki bu formülün en belirgin özellikleri nelerdir?

– Sünni veya Şia ahlak ilklerini popüler düşünceye çevirerek asimilasyon şiddetini azaltmak.

– Alevilerin tarihsel gerçekliklerini kabul etmiş gibi görünüp kültürel değişim nüansları çoğulcu bir görüş etrafında toplayıp “Aslında aynıyız ama… “bizim gibi olun” bilinci yaratmak.

– Başta ekonomik ve demografik değişikliklerle Alevilerin ekonomik hareketliliğini azaltarak kendi din kurallarını kendi sermayeleri ile dayatıp Alevileri yaşadıkları topraklarda fiili tıkanıklığa zorlamak ve dönüşümü halk bilincine çevirmek.

– İki toplumun düzensiz uyuşma noktalarını bulup bu noktalar üzerinde etüt yapmak. Örneğin namazı reddeden Alevilerle, namaz kılan Sünni veya şia tarafın ritüellerini karşılaştırarak tek bir sonuç elde etme çabaları,  en çok cenaze erkanları ve cem ibadetinde görmek mümkündür.

“CEM’DE KADIN ERKEK AYRIMI İLE BAŞLAYAN ASİMİLASYON”

Örneğin cemde kadın erkek ayırımı, secde, rüku, vb. eylemlerle “sizde secde şudur”,” bizde secde budur” “aslında biz de sizin gibiyiz “sonuca ulaşmayı sağlamak.

Her alanda ayrımcılığa maruz kalarak, “reaktif kabullenme” yani kendi inancına isyan etme bu yöntemde daha çok eğitim öğretim çağındaki çocuklar hedef alınır çocuk anne ve babasına gün içinde inancımıza dair bir eylemimiz yok diyerek bunu hesap sormaya dönüştür ve kendini inkâr etme eylemine çevirir.

“GÖNÜLLÜ ASİMİLASYON MİSYONERLERİ”

Aleviler arasına “gönüllü asimilasyon” önderleri koyarak onlar aracığıyla Alevi halkı arasında sosyal bağ oluşturmak ve bu bağla güçlü ayrımcılık, değer çatışması yaratmak, örneğin seçilmiş Alevi dedelerini hacca, umreye götürmek, cami avlusunda cemevi formülü tasarlamak ya da dedelik diploması verip Alevi ocak sistemini kökten yok etmek gibi.

İşte tüm bunları yaşarken bazı Alevi kurumlarının Oruç tutmayan Alevileri bayram Cemine davet etmesi devede kulak sayılmaz mı?

Onlar bu davetle Alevileri getirmek istedikleri noktayı tasvir etmektedirler.

Bu durumda ne Sünni kardeşlerimiz ne de Şia kardeşlerimiz sorumludur.  Tek sorumlu “Gönüllü asimilasyonu” Alevi halkına dayatan sözde Alevilerdir.

Bu nedenle başta Sünni, Şia ve diğer kardeşlerimizin inançları gereği tuttukları oruçlar hak katında kabul olsun, bayramları kutlu olsun.

(HABER MERKEZİ)

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak