PİRHA- Bu yıl ikincisi yapılan Uluslararası Alevilik Çalışmaları Konferansı’nda (BICAS) Alevilere dönük katliamlar, toplumsal hafıza, adalet ve Alevi ansiklopedisi gibi konular konuşuldu.
İkinci Uluslararası Alevilik Çalışmaları Konferansı (BICAS), 2–4 Temmuz tarihleri arasında Londra’daki Westminster Üniversitesi Cayvendish Kampüsü’nde yapıldı. Üç gün süren konferansta, Alevilik üzerine akademik bilgi üretiminin derinleşmesinin yanı sıra Alevi kimliğinin küresel ölçekte tanınması ve arşivlenmesi anlamında önemli bir çalışma oldu.
HAFIZANIN POLİTİKASI VE TOPLUMSAL ADALET ÇAĞRISI
Etkinliğin açılış konuşmasını yapan Dr. Ümit Çetin, Türkiye’de Alevi toplulukların yaşadığı tarihsel travmalara, özellikle de Sivas Katliamı’na değinerek akademinin bu tür hafıza çalışmalarıyla toplumsal adalete katkı sunması gerektiğini vurguladı.
Westminster Üniversitesi Rektörü Prof. Peter Bonfield ise Alevilik çalışmalarının üniversite için bir sorumluluk alanı haline geldiğini belirtti. “Toplumsal dışlanmışlık yaşamış inanç ve kimlik gruplarını merkeze almak, akademinin kolektif hafızaya karşı yükümlülüğüdür” diyen Bonfield, bu alanda çalışan akademisyenleri destekleyeceklerini ifade etti.
ALEVİ ANSİKLOPEDİSİ İLE KOLEKTİF HAFIZA VURGUSU
Konferansta ‘Alevi Ansiklopedisi’ projesi ile ilgili sunumlar ve atölyeler de yapıldı. Katılımcılar, bu dijital platformun sadece akademik bir başvuru kaynağı değil, aynı zamanda Alevi toplulukları için kolektif bir hafıza ve temsiliyet aracı olabileceğini vurguladı. Sözlü tarih anlatıları, el yazmaları ve diaspora hafızasına dair belge paylaşımlarıyla şekillenen bu girişim, özellikle genç araştırmacılar tarafından ilgiyle karşılandı.
Atölyelerde, ansiklopedinin nasıl daha katılımcı ve disiplinlerarası bir şekilde geliştirilebileceği tartışıldı. Ayrıca akademik üretimle topluluk bilgisi arasında köprü kurabilecek yeni modeller gündeme geldi.
DİSİPLİNLERARASI OTURUMLAR
Konferans kapsamında düzenlenen 10 farklı oturumda, 40’tan fazla akademisyen Alevilik üzerine çeşitli konuları ele aldı. Dikkat çeken başlıklardan bazıları şunlardı:
• 1938 Dersim olayları ve kolektif travma belleği
• Avrupa’daki Alevi gençlerin kimlik ve aidiyet dönüşümleri
• Alevi kurumlarında kadın liderliği ve queer temsiliyeti
• İnanç sistemlerinin teolojik yeniden yorumları
• Sosyal medyada Alevi gençliği ve dijital kimlik inşası
Bu başlıklar, Aleviliğin sadece dini ya da kültürel bir mesele değil, aynı zamanda toplumsal dönüşümle iç içe geçmiş dinamik bir araştırma sahası olduğunu ortaya koydu.
ALEVİLİK ÇALIŞMALARI AKADEMİKLEŞİYOR
Konferansın genel çıktısı, Alevilik çalışmalarının artık belirgin bir akademik alan haline geldiği yönündeydi. Dijitalleşme ve disiplinlerarası yaklaşımlar sayesinde bu çalışmaların üniversite sınırlarının ötesine taşındığı, kültürel kurumlar ve sivil toplumla daha güçlü bağlar kurmaya başladığı ifade edildi.
(HABER MERKEZİ)
Yoruma kapalı.