PİRHA- Enerji ve İklim Uzmanı Önder Algedik, günlerdir Karadeniz’de devam eden aşırı yağışlar sebebiyle oluşan selleri yorumladı. Türkiye’nin araba başına dökülen asfaltta Avrupa birincisi olduğunu söyleyen Algedik, betonlaşma ve HES faaliyetlerine de dikkat çekti.
Rize ve Artvin başta olmak üzere sağanak nedeniyle birçok dere taştı. Oluşan heyelanlar sebebiyle çok sayıda insan yaşamını yitirirken tarım arazileri ve yollarda da hasarlar oluştu.
Rize genelinde devam eden sağanak, adeta hayatı durma noktasına getirdi. Çamlıhemşin, Ardeşen, Arhavi ve Fındıklı ilçelerinde çok sayıda cadde ve sokak suya gömüldü. Derelerin taşması sonucu araç trafiği durdu.
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNE SEBEP OLAN ETMENLER: ASFALT VE BETON
Enerji ve İklim Uzmanı Önder Algedik, yaşanan sel felaketlerinin nedenlerini PİRHA’ya değerlendirdi. Yoğun yağışlar sonucu oluşan tablonun doğrudan bir ‘iklim krizine’ bağlanamayacağına dikkat çeken Algedik, “Çünkü ‘iklim krizi’ denecek kadar elimizde uzun dönemli veriler yok. Ama şunu biliyoruz; iklim değişikliği hızlandı ve bununla beraber aşırı iklim olaylarının sayısında bir artış söz konusu” dedi.
Önder Algedik, Türkiye’nin hem iklim değişikliğini hızlandıran hem de felaketlerin önünü açan bir dizi işlem yaptığına işaret ederek şunları söyledi:
“2002’den bu yana baktığınız zaman Türkiye, yarım milyar ton asfalt, 1 milyar ton çimento döktü. Bu sayede toprağın su ile bağlantısını kesti. Yani sel felaketlerini açık hale getirdi. Dolayısıyla iklim değişikliği açısından sorun; aslında iklimi değiştiren sebeplerle bu sel felaketini getiren sebeplerin aynı olduğunu görüyoruz. O da daha çok asfalt – beton dökmek ve daha çok doğa tahribatı… Zaten bunların sonucunda daha fazla iklim değişikliği ile daha fazla sel felaketi yaşıyoruz. Türkiye araba başına dökülen asfaltta Avrupa birincisi. Çimento üretiminde de dünyada 5. sıralarda.”
“HES’LER DOĞANIN DENGESİNİ BOZUYOR”
Karadeniz bölgesinde yaşanan sellere Hidroelektrik Santralleri’nin de (HES) sebep olduğunu anlatan Önder Algedik, “Özellikle HES’lerin yapılma sebebi, suyu regüle edip, enerji elde etmek. Böylesi bir iddiaları var ama bakıyoruz HES’lerin olduğu yerlerde sel felaketleri azalmıyor” dedi. Algedik, HES’lerin amacının sadece “enerji üzerinden sermaye kazanmak” olduğunu söylerken “Suyu regüle etmek, düzenlemek gibi rolleri falan yok. Ama şu var; HES’lerin, doğanın dengesini bozduğu ve iklim değişikliği ile beraber artan döngülerde meseleyi marjinalleştirdiğini herkes biliyor ve görüyor” ifadelerini kullandı.
“İNCE BİR ZEMİNE BIÇAKLA YARA AÇIYORSUNUZ GİBİ DÜŞÜNÜN”
Karadeniz özelinde maden ocaklarının etkilerine de değinen Önder Algedik, bölgenin jeolojik özelliğine dikkat çekti. “Madenler doğa açısından korkunç faaliyetler” diyen Algedik, sözlerini şu cümlelerle sürdürdü:
“Karadeniz yamaçlarında kayalık bir yapı üstünde çok ince bir toprak tabakası var. Ve orada ormanlar, bitki örtüsü doğayı tutuyor. Maden için kazmaya başladığınız zaman ince bir zemine bıçakla yara açıyorsunuz gibi düşünün. Böyle bir durumda aslında kanamayı hızlandırırsınız. Yarayı büyütürsünüz. Bu açıdan bakıldığı zaman Karadeniz’in kırılganlaşmasına ve aşırı iklim olaylarına; hatta aşırı iklim olaylarını bir kenara bırakalım, normal meteorolojik olaylara bile zaaflı hale gelmesini sağlıyor. Tüm bu afetlerin önüne geçebilmek adına sorumlu kişi olsaydım, bütün asfalt, beton, enerji ve maden projelerini durdururdum.”
Eren GÜVEN/ANKARA
Yoruma kapalı.