PİRHA – ABF Genel Sekreteri Özgür Kaplan, AKP iktidarının, Alevi toplumuna karşı baskısını arttırdığını belirterek, Alevi kurumları olarak Hacıbektaş’ta alınan kararları anlattı. “Adalet ve Kalkınma Partisi dinci, ırkçı, şeriatçı tarikatlardan oluşan bir koalisyon halidir” diyen Kaplan, Aralık’ta yapılması kararlaştırılan büyük İstanbul mitinginin daha geniş çağrıyla yapılacağını söyledi.
AKP iktidarı, bütün demokratik kesimlerin tepkilerine rağmen eğitim alanında dincileşmeyi sürdürüyor. Okulları adeta din merkezlerine dönüştüren iktidar, öğrencilerden sonra şimdi de öğretmenler üzerinde baskı kurmaya başladı.
Alevi toplumunu yok sayan, Alevi inancının özüne müdahalede bulunan AKP iktidarına karşı yeni itiraz yöntemleri de geliştiriliyor. Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF) öncülüğünde 21-22 Ekim’de Hacıbektaş’ta yapılan toplantıda tartışmalı o başlıklar masaya yatırıldı.
“DİNCİ-IRKÇI KOALİSYONDAN, DAHA HİSSEDİLİR ADIMLAR ATILIYOR”
Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF) Genel Sekreteri Özgür Kaplan, ABF’nin toplumsal sorunlara duyarsız kalamayacağının altını çizerek, ABF Genişletilmiş Danışma Kurulu olarak Alevi Dernekleri Federasyonu, Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu, Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı ve şubesiz bileşenler ile Hacıbektaş’ta alınan kararları anlattı.
ABF’nin örgütsel duruşunun, ırkçılık ve şeriat karşıtı bir duruş olduğunu söyleyen Kaplan, şunları söyledi:
“Türkiye’de laiklik sorunu sadece Alevilerin sorunu değil; devrimci, demokrat, çağdaş, ilerici olan bütün kesimleri ilgilendiren bir problemdir. Adalet ve Kalkınma Partisi aslında tarikatlar koalisyonundan oluşan bir partidir. Dinci, ırkçı, şeriatçı tarikatlardan oluşan bir koalisyon halidir. Bu koalisyon üzerinden daha hissedilir adımlar atılmaya başlandı. Bunlardan bizim gözümüze ilk batan okullara yaptıkları hamle oldu. İktidara geldiklerinden bu yana sayısını bizlerin unuttuğu kadar müfredat değiştirildi. Eğitim sisteminin içini boşaltmak tamamen sistematik yapılan bir durumdu. ÇEDES projesi ile ilgili geçtiğimiz ay İzmir’de bir miting yaptık. Şimdi ise bütün ülkeye bu uygulamayı yaydılar. Eğitimcilere de zorunlu din dersi getirildi. Önceden zorunlu din derslerine karşı mücadele verdiğimizi söylüyorduk ama bu defa müfredatın toplamı dincileştirildi. Dedelerin verdiği gülbenglerde ‘kişi kötü demeyelim, işi kötü diyelim’ denir. Biz insanların doğaya, çevreye, insana saygılı mı değil mi ona bakarız. Bu bağlamda örgüt olarak toplumsal sorunlara duyarsız kalamayız. ABF Genişletilmiş Danışma Kurulu olarak kararlaştırdık ve sahada zaten beraber iş tuttuğumuz Alevi Dernekleri Federasyonu, Avrupa Alevi birlikleri Konfederasyonu, Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı ve bizim şubesiz bileşenlerimizi davet ettik. Toplantıda özellikle ırkçı ve şeriatçı saldırılara, kuşatmalara karşı önümüzdeki süreçte daha somut adımlar atarak ilerleyeceğimiz yönünde kararlar alındı.”
ARALIK’TA BÜYÜK ALEVİ MİTİNGİ KARARI!
Özgür Kaplan, toplantıda alınan kararlardan birinin de örgütlerin birbirine yakınlıklarının artırılacağı yönünde olduğunu söyledi. Kaplan, Alevi kurumları ile daha çok birlikte iş tutma yönünde kararlar alacaklarını söyleyerek şöyle devam etti:
“ABF, her zaman yelpazesini genişletmeyi düşünür. Hatta bazen sahada iş yaparken bizim bileşenimiz olması da kıstasımız olmaz. O nedenle genişlemek gibi bir hedefimiz elbette ki var. Önümüzdeki Aralık ayının ilk yarısında İstanbul’da bir miting düşünüldü. İzmir’deki mitingin devamı niteliğinde olacak. ‘İnsanlar bir araya geldi, söyleyeceklerimizi söyledik, bu kadar’ dememek üzere bu mitingi yapacağız. Alevi kurumları olarak yöre derneklerinden tutalım, bütün devrimci demokrat çevrelere çağrılar yapacağız. İlk olarak işimiz bu olacak ama sahada paneller, salon toplantıları ve ülke genelinde bölge toplantıları daha da sıklaşarak devam edecek. Çünkü sahadaki insanlar, bu Alevi Bektaşi Cemevi Başkanlığı ile ilgili sıkıntı yaşıyor. Zaten danışma kurulunun gündem maddelerinden biri de buydu.
“CEMEVİ BAŞKANLIĞI’NIN IRKÇI BİR BAŞKANI VAR”
Cemevi Başkanlığı’nın ırkçı bir başkanı var. Kendisi Kürt’tür, Alevidir ama Türk milliyetçisidir. Alevilik bir ırkın milliyetçiliğini yapmamakla başlar. 72 millete bir nazarla bakamayandan Alevi olmaz. Bu zat-ı muhterem, ‘Kim diyor Alevilikte namaz yoktur? Biz namaz kılarız’ diyerek en az bin yıllık Alevi içtihatine de aklı sıra meydan okuyor. Ben bu açıklamaları gülerek seyrediyorum ama bu önemsemediğimiz anlamına gelmez.
“CEMEVLERİNE, KÖYLERE GİDİP RÜŞVET DAĞITIYORLAR”
Şimdi bunlar cemevlerine, köylere giderek rüşvet dağıtıyorlar. ‘Sizi maaşa bağlayalım’ diyorlar. Fakat iş içinde başka bir işi perdeleyerek bunu yapıyorlar. Mesela ‘Cemevlerinin elektrik ve su faturalarını karşılayalım’ diyerek üstten bir söylem geliştiriyorlar. Fakat çıkarttıkları yasa şöyle işliyor; sadece ibadetin yapıldığı alanın, salonun faturasını ödüyorlar. ‘Cem yapılan salon haricindeki yerlerin saatini ayırın’ diyorlar. Burada da iki yüzlülükleri ortaya çıkıyor.”
“ÇAKMA FEDERASYONLAR OLUŞTURUYORLAR”
ABF Genel Sekreteri Kaplan, yapmayı planladıkları bölge toplantıları ile halkı bilinçlendirmeyi amaçladıklarını da söyleyerek, “Geniş çevreleri, örgütümüzün çatısına daha çok dahil edebilmek fikriyatı var. Çünkü AKP, çok bel altı çalışma yürütüyor; rüşvet dağıtıyorlar. Ayrıca çakma federasyonlar oluşturuyorlar. Alevilik’te ‘bal var demekle ağız tatlanmaz’ diye bir söz vardır. 2 tane çanta derneğini bir araya getirip de ‘ben federasyonum’ diye ortaya çıkıyorlar” diye belirtti.
“İSTANBUL MİTİNGİ AYNI İSİMLE OLMAYACAK, DAHA GENİŞ ÇAĞRIYLA YAPILACAK”
Özgür Kaplan, Aralık’ta İstanbul’da yapılacak mitinge Alevi kurumlarının öncülük edeceğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ankara ya da Diyarbakır’da da sonrasında mitingler olabilir. Hacıbektaş’ta daha somut radikal eylem tarzları da konuşuldu. Fakat biz kendi örgütsel çeperini bilen insanlarız. Bizler aşağıdan yukarıya doğru örgütlenen bir kurumuz. Eğer bir eylem tarzı için olgunlaşma sağlanmışsa tabii ki farklı eylemler de yaparız. Bir eylem yapıp başarısızlığa uğramanın da alemi yok. Ama bu mitingler, bölge toplantıları başka eylemlerin hazırlığı olarak da algılanabilir. İzmir mitingi ÇEDES merkezli, ‘Laik yaşam, laik eğitim, eşit yurttaşlık’ söylemi üzerinden yapıldı ancak İstanbul’daki mitingin adı aynı olmayacak. Daha genişletilen bir çağrı ile yapılacak. Tabii ki başka eylem tarzlarına da ihtiyaç var ama o halkın pişmesi ile ilgili bir şey.”
Eren GÜVEN/ANKARA
Yoruma kapalı.